Ebru Miftaroska: “Hastaların yüzündeki bir gülümseme benim için dünyalara bedel”
Hayat kurtarmak ve insanların sağlığına kavuşması için onlara yardım etmek amacıyla çoğu gencimiz doktorluk mesleğine gönül veriyor. Dünyanın en saygın mesleklerinden biri olmasına rağmen bir o kadar da zor bir meslek olan doktorluk mesleği ülkemizdeki gençler tarafından da tercih ediliyor.
Büyük bir motivasyonla Tıp Fakültesinde eğitimine devam eden tıp öğrencisi Ebru Miftaroska, bu bölüme devam etmesinin en büyük nedeninin, insanlara karşı duyduğu şefkattan kaynaklandığını söylüyor.
Ebru Miftaroska, Pirlepe’ye bağlı Debreşte köyünde yaşıyor. İlk öğretimini köyündeki “Ali Fethi Okyar ” ilkokulunda tamamladı. Liseyi Pirlepe’de tamamladıktan sonra, İştip’te bulunan “Gotse Delçev” Ünverstesi’nde Tıp Fakültesine başlayarak şimdi burada eğitimine devam ediyor.
“İnsanlara yardım etmek beni mutlu ettiği için bu bölüme devam ettim”
Ebru Miftaroska, nasıl tıp fakültesi öğrencisi olduğunu anlattı: “Açıkçası liseyi bitirdikten sonra nasıl bir yoldan devam edeceğimi çok bilmiyordum ama tek bir şeyi çok iyi biliyordum o da, nerde olursam olayım elimden gelenin en iyisini yapacağımdan emindim ve kendimi çok iyi yerlerde hayal ediyordum. Aklımda birkaç tane bölüm dolaşıyordu, fakat insanlarla yakın olmak ve onlara yardım etmek beni mutlu ettiği için bu bölüme devam etmeye karar verdim” dedi.
Eğitim sürecinden bahseden Ebru, “Açıkçası eğitim sürecim bu aralar biraz zor geçiyor, çünkü uzaktan eğitim almak benim için her şeyi zorlaştırıyor. Böyle bir durumda hastanede staj yapmak bu durumun iyi yanı, lakin iyi bir doktor olmak için hem teori hem pratiğin olması şart. Umarım bu kötü dönemler en kısa zamanda son bulur ve normal bir yaşama geri döneriz” diye ifade etti.
Doktorluk mesleği hakkında bizlerle düşüncelerini paylaşan Ebru, konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Doktor olmak kendince zorlukları olan bir meslek. Eğitim sürecinde zorluklarla karşılaşmamak imkânsız. Hedefe ulaşabilmek için çok şeyden vazgeçmek lazım. Sosyal hayatı bir yana bırakıp, çok çalışmak lazım. Bu sürecin sonunda insanların yüzündeki mutluluğunu görmek için elimden gelenin daha fazlasını yapmaya hazırım, çünkü hastaların yüzündeki bir gülümseme benim için dünyalara bedel.”
“Hayatın hiçbir zorluğu karşısında boyun eğmemeliyiz”
Bu bölümü okuyan Türk öğrencilerin sayısının umut verici olduğunu söyleyen Ebru, “Bu bölümü okuyan Türk öğrencilerin sayısı benim okuduğum üniversitede her yıl artıyor ve bu benim için gurur verici bir duygu. Çok fazla Türk arkadaşım var, onlara yardımcı olmak ve kendilerini yabancı gibi hissetmemeleri için elimden geleni yapıyorum.
Üniversiteyi başarıyla bitirdikten sonra hedefim kendi alanımda kendimi daha da ileriye taşımak. Bu bölümü başarıyla tamamladıktan sonra birkaç yıl Pratisyen Doktor olarak çalışmam lazım, ondan sonra uzmanlık alanına geçmeyi düşünüyorum. Her insanı kendiniz kadar seviyorsanız, acısına ortak olabiliyorsanız ve beraber sonuna kadar onlarla hastalığa karşı savaşabiliyorsanız, ben size bu bölümü tavsiye ediyorum. Çünkü doktor olmak sadece ilaç vermek değildir, insanlar bizi bir umut gibi görüyorlar, o umudu yitirmemek lazım.
Son olarak eklemek istediğim ise, hayata kendimizi motive etmemiz gerekir ve asla hayallerimizden kolay vazgeçmememiz gerekir. Kendimizi en zayıf hissettiğimiz anda bile o konuda nasıl daha iyi olabilirim diye düşünmeliyiz. Hayatın hiçbir zorluğu karşısında boyun eğmemliyiz ve sorunlarımızın üstüne üstüne gitmeliyiz. Eğer biri sizin başaracağınıza inanmıyorsa onu hayal kırıklığna uğratmak en büyük hedefiniz olmalı.” diyerek sözlerini noktaladı.
Melek Süleyman
- Bu haber 01-03-2022 tarihinde yayınlanmıştır.