Beycan İlyas: 'Makedonya'da Artık Toplumsal Barışın Sağlanması Lazım'
Makedonya Cumhuriyeti tarihinin en zorlu ve siyasi krizin en etkili olduğu dönemde Devlet Bakanlığına atanan ve aynı dönemde Türk Demokratik Partisi Genel Başkanlığı’na seçilen Dr. Beycan İlyas, bu zorlu serüvenini Yeni Balkan okuyucularıyla paylaştı. Kendisi ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide İlyas sorularımızı yanıtladı.
Makedonya tarihinde belki de en zorlu ve siyasi krizin etkili olduğu dönemde bakanlık görevine atanıp aynı dönemde TDP Genel başkanlığına seçildiniz. Bu serüveninizi okuyucularımızla paylaşabilir misiniz?
Devlet Bakanlığı siyasi özellikle hükümetteki temsiliye açısından gerçekten önemli bir mevki. Bilindiği üzere ben partimizin üçüncü bakanıyım. Partimiz daha önce Hadi Nezir, Furkan Çako ve beni Bakanlık görevine layık gördü. Bakan atandıktan hemen sonra partimizin kurultayında Genel Başkanlığa seçildim. Dolayısıyla bu serüvenin başlangıcı baya bir yoğundu. Tabii ki hem kurultay öncesi hem de sonrasında Makedonya'daki mevcut siyasi kriz şüphesiz ki her partiyi uğraştırdığı gibi bizleri uğraştırdı.
Özellikle hassas dönemlerde günlük siyasetle uğraşmak zordu. Bu zorluğu hala çekiyoruz. Ama yoğun çalışmalar sonucunda özellikle seçmenimizden aldığımız pozitif sinyal doğrultusunda yöneticilerimizin gayretleriyle büyük darbeleri tamamen yok edemesek bile hafiflettik. En az zararla çıkmayı başardık. Benim buradaki avantajım teşkilattan gelmemdi. Yani bu yapıyı çok iyi bildiğim için mücadele konusunda gereken kaynakları da iyi bildiğim için bugüne kadar geldik. Tabii ki hükümette tek Türk Bakan olmak hem güzel hem de zor tarafları var.
Devlet Bakanı olarak bu zorlu dönemde ne gibi çalışmalar yaptınız?
Bakanlığım döneminde çok verimli bir dönem geçirdik. Maalesef benim bakan olduğum dönemde Makedonya'da bir siyasi kriz söz konusuydu. Özellikle Bakanlığım dış yatırımlardan sorumlu bakanlık olarak geçmekte. Bu dönemde bir çok yatırımcıyla görüşmelerimiz oldu. Makedonya'da yatırım yapmayı düşünen yatırımcılar bu siyasi krizin aşılması konusunu bir şart olarak ileri sürdü. Tabii bu dönemde de sağlıklı bir yatırım düşünülemezdi. Zannedersem önümüzdeki dönemde bu kriz aşılırsa bizim yaptığımız o girişimlerin çoğu yavaş yavaş ürün vermeye başlayacak ve halkımıza bir nevi istihdam sağlayacak projeler halinde Makedonya'da yer alacaktır. Biz bunun bir ön çalışmasını yaptık. Kısa bir dönem olmasına rağmen çok çalıştık, çok koştuk. Bir çok kez anavatanımızda bulunduk. Bakan olarak sorumlu olduğum ülke Türkiye Cumhuriyetiydi. Sadece yurt dışında değil hem Makedonya'nın değişik yerlerinde hem halkla buluşmalarda hem de farklı programlara katıldık. Bölge ülkeleri Kosova, Sırbistan'ın Sancak bölgesini ziyaret ettik. Arnavutluk'ta da bir programa katıldık. Dolayısıyla elimizden geldiği ve şartların el verdiği kadarıyla aktif olduk. Değişik darbelere maruz kaldık özellikle muhalefet tarafından. Ama biz yılmadık, bildiğimiz yoldan devam ettik. Bundan sonra yeni hükümet kurulursa biz büyük ihtimalle muhalefete çekileceğiz. Dezavantajları olduğu kadarıyla avantajları da vardır. Biz güçlü bir partiyiz, ciddi bir partiyiz. Bunun da altını çizmemiz lazım. Hem hükümette bulunmanın hem de iyi bir muhalefet olmanın sorumluluğunun bilincindeyiz.
Halktan size ne gibi talepler geldi ve vatandaşların bu taleplerini karşılama imkanınız oldu mu?
İki görevin verdiği bir zorluk var. Hem temsil konusunda partimi bakan olarak en iyi şekilde temsil etmem gerekiyordu. Diğer taraftan bizi destekleyen ve bizim de mesul olduğumuz bir kitle var. Biz buna Makedonya'daki toplum diyoruz. Hatta sadece Türk toplumu demiyoruz. Makedonya'da yaşayan halk diyoruz. Bu dönemde malumunuz halkımızın derdi çok. Maalesef devlet organları tam olarak çalışmadığı için sıkıntılar konusunda dertlerine çare bulma konusunda bizlere başvuruyorlardı.
Ben halktan uzak bir insan değilim, ben halkın arasından gelmiş ve halktan kopmamış bir insanım. Bunu klasik bir siyasi söylem olarak söylemiyorum. Ben şu anda kendi mesleğimi de icra ediyorum. Halkın bütün dertlerini iyi biliyorum çünkü ben o halkın bir parçasıyım. Bunların çözümü konusunda çok uğraştık. Bazılarını çözebildik. Bazılarını çözemedik. Ama genelde sorunlar bilindiği üzere istihdam, sosyal sıkıntılar ve ekonomik sıkıntılardan oluşuyor. Bu üç mesele çok önemli. Kim olursa olsun önümüzdeki dönemlerde bu konuların kesinlikle çözüme ulaşması gerekiyor. Sadece bu sorunlar değil temsiliyet de önemli. Yani bir toplumu temsil ediyorsunuz. Bunu en iyi şekilde temsil etmeniz lazım. Ciddi olduğunuzu da göstermeniz lazım. Toplumdaki gereksinimleri en üst seviyeye taşımak lazım. Bunu tam olarak maalesef başaramadık.
|
Önümüzdeki dönemde parti olarak bir strateji çizdiniz mi, neler yapmayı planlıyorsunuz?
Biz genç bir devletiz. Tam olarak sıkıntıları belirlemiş değiliz. Çalışmalar sadece çözüm kademesinde olmaz. Özellikle tespit konusu da çok önemlidir. Çünkü sağlıklı strateji geliştirmek için bunların belirlenmesi lazım. Biz bunu hala yapmış değiliz. Önümüzdeki dönemde bu doğrultuda benim özellikle dikkat çektiğim bir mesele var. Makedonya'nın dört bir tarafını gezip tespitte bulunmamız lazım. Bu, klasik bir gezi ya da klasik bir ziyaret olarak algılanmaması lazım. Bunun sonucunda da en azından eğer hükümette yer alınırsa çözüm konusunda muhalefette yer alınırsa hükümetin pozisyonunda bulunan kişilerin bu konuya dikkat çekilmesi yönünde çalışmalarımız olacaktır. Balkanlarda değişim olması gerekmekte. Biz artık kabuğumuzdan sıyrılmamız lazım. Bir nevi açılımın olması lazım. Balkanlarda milliyetçiliğin dış güçler tarafından kullanılması sonucunda meydana gelen toplumlar arası çatışmayı sona erdirmemiz lazım. Bu konuda hem biz hem de bizden sayıca fazla ve az olan toplumların da bunu anlaması lazım. Makedonya'da artık bir toplumsal barışın sağlanması lazım. Benim şahsi ve temsil ettiğim partimin düşüncesi budur.
Hükümet kurma çalışmaları devam ederken siz parti olarak kendinizi nerede görüyorsunuz?
Bilindiği üzere bağlı bulunduğumuz ittifak hükümeti kuramadı ve dolayısıyla sın tablo olarak büyük ihtimalle şimdiye muhalefette olan parti hükümeti kuracak. Hayırlısı olsun diyorum. Makedonya'da bu siyasetin fazla çetin olmasının fazla katı olmasının sonucunda toplumsal bir sıkıntıya girdik. Bunun aşılması gerektiğini düşünüyoruz. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bazen siyasetçiler gerektiği zaman çekilmesini ya da en azından direndiği konularda yumuşaması gerektiğini düşünüyoruz. Daha büyük sıkıntıların yaşanmaması bizim için önemlidir.
Dönem dönem yaşanılan kavgaları, haksızlıkları ve son olarak mecliste yaşanan o kötü manzarayı kınamıştık ve gerçekten de kınamaya devam edeceğiz. Bizim anlayışımız toplumsal bir anlayıştır. Biz şuna inanıyoruz; eğer ki Makedonya'daki toplumlar bir arada yaşarsak o şekilde ancak başaracağız. Bu felsefenin üzerinde duruyoruz. Tabii ki biz siyasi parti olarak istişaremizi yapacağız. Öncelikle seçmenimizle, Merkez Meclis ve yönetimimizle istişarede bulunup sonunda bir karara varacağız.
Görünen ve gereken bir dönem muhalefette bulunmak. Bu siyasi konjektörde gözüken bu hükümetin de çok fazla uzun süreli olmayacağız. Çünkü temsiliyet konusunda ve fonksiyonelliği konusunda sıkıntı olabilir. Biz önümüzdeki seçimlere hazırlıklı olmalıyız. Biz herhangi bir ittifakla herhangi bir partiyle çok fazla içli dışlı değiliz. Biz belli bir kitleyi temsil ediyoruz ve o kitlenin gereksinimi ne ise ihtiyacı ne ise o şekilde hareket edeceğiz. Onları dinlemeden kesinlikle bir karar almamız mümkün değil. Bir dönem muhalefet bize de yarayacak. Öncelikle hem kendimizi toparlayacağız hem de yerel seçimlere hazırlanacağız.
Önümüzde bir yerel seçim söz konusu. Parti olarak bu seçimlere hazırlanıyor ve stratejiler üretiyor musunuz?
Bizim şöyle bir avantajımız var; teşkilatlarımız Makedonya'nın dört bir tarafında yer almakta. Dolayısıyla hemen hemen her bölgede temsilcimiz var. Biz bir kaç belediyede kendi belediye başkanı adaylarımızla katılacağız yerel seçime. Büyük ihtimalle Makedonya genelinde de kendi listelerimize katılacağız. Tam olarak şu anda söylemek zor. Çünkü bu konunun parti meclisi ve yönetim kurulundan geçmesi gerekiyor. Bunlar benim parti lideri olarak kendi görüşüm. Çünkü bu şekilde gücümüzü görmemiz gerekiyor.
Bazı bölgelerde özellikle belediye başkanlarının pasifliği, toplumdaki sıkıntıları görmemezliği bizleri çok üzüyor. Bunların üzerine gideceğiz. Bizim siyasi olarak elde edemediğimiz yapamadığımız şeyleri sivil toplum örgütlerinin bir şekilde tamamlaması gerektiğin ve bu konuda artık beraber çalışmanın gerektiğini görmekteyiz. Dolayısıyla siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin aynı kulvarda koşması söz konusu değil ama bir sinerji oluşturup sıkıntıların çözümü için yollar bulmalıyız.
Eğitim konusu bizim için en önemli konudur. Eğitim konusundaki çabalarımız devam edecektir. Siyasi oluşum olarak bir çok yerde Türkçe eğitim başlatılması konusunda hükümet nezdinde girişimlerimiz oldu. Oradan gereken kararları çıkardık. Bunlar yeterli mi? Yetersiz. Bir çok bölgede Türkçe eğitim isteniyor. Bazı yerlerde çok ilginçtir kadro olmasına rağmen belli sıkıntılar ortaya çıkıyor. Bu sıkıntıların çıkmasının en büyük sebebi bazı siyasetçilerin farklı partilerden bu konuda çok samimi davranmaması. |
Makedonya Türklerini temsil eden bir bakan ve TDP Genel Başkanı olarak Türk toplumuna herhangi bir mesajınız var mı?
Verebileceğimiz en önemli mesaj birlikte çalışmanın ne kadar önemli olduğunu, birlikte yaşamın ne kadar güzel olduğunu ve bunu artık algılamanın zamanı geldiğinin mesajdır. Dolayısıyla artık bölünmenin olmadığı, birlik ve beraberliğin bizi güçlü kılacağı bir döneme ihtiyacımız vardır. Bazen siyaseti de bir tarafa bırakabilmeliyiz. Ama toplum olarak bölünmemiz kesinlikle çok tehlikeli. Hem toplum olarak biz bir olursak, birlikte olursak gücümüz de artmış olur. O gücümüzü de ait olduğumuz bu devletin iyiliği için kullanmamız gerekiyor. Fırsattan yararlanarak bir kaç gün sonra başlayacak olan ve huzurun en önemli temsili olan Ramazan ayını Makedonya'daki Müslümanlar ve İslam Aleminin Ramazan ayını kutluyorum. inşallah bu ay barışın, huzurun ve toplumsal refahın yükseldiği bir ay olur. H.M.
- Bu haber 23-05-2017 tarihinde yayınlanmıştır.