Struga’da gerçekleştirilen Prespa Diyaloğu Forumu kapsamında bugün düzenlenen ‘Kötü niyetli dış faktörlerin etkilerine karşı işbirliği ve toplu cevap’ adlı panel düzenlendi.

Panele konuşmacı olarak Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Balkanlar ve Orta Avrupa Genel Müdürü Büyükelçi İlhan Saygılı katıldı.

‘Biz Balkanların öz evladıyız’

Büyükelçi Saygılı yaptığı konuşmada “Balkanlar denince akla beyin göçü, kötü yönetim, işsizlik, göç gibi bir çok sorun akla geliyor. Daha sonra Kovid pandemisi, Ukrayna savaşı gibi gelişmeler beraberinde enerji, gıda ve güvenlik krizini de getirdi. Rusya'nın odağı Balkanlar yerine Ukrayna bölgesine yoğunlaştı. Avrupa Birliği oluşan bu vakumu bölge ülkelerinin entegrasyonu ile gidermeye yoğunlaştı. Bosna Hersek’in adaylık statüsü, Kuzey Makedonya ve Arnavutluk ile müzakerelere başlaması, Kosova’ya yönelik vize serbestisi gibi olumlu gelişmeler de yaşandı. Balkanlar bir bütündür. Türkiye ile diğer Balkan ülkelerinin AB süreci ayrıştırılmamalı. Biz Balkanların öz evladıyız. Avrupa Birliği bölge ülkelerinin entegrasyon sürecini hızlandırmazsa bu vakum yeniden ortaya çıkacak. Özellikle Ukrayna savaşı gibi bir risk ortada dururken. AB’nin Ukrayna savaşı öncesi yürüttüğü politikalara geri dönmeyeceğini umuyorum.” ifadelerini kullandı.

‘Batı Balkan’, ‘Doğu Balkan’ gibi uydurma terimlerin artık kullanılmaması gerekiyor’

Konuşmasının devamında Balkanlara yönelik kullanılan bazı terimleri eleştiren Büyükelçi Saygılı “Aynı zamanda  ‘Batı Balkan’, ‘Doğu Balkan’  gibi uydurma terimlerin artık kullanılmaması gerekiyor. Bu tek bir bölgedir. Belki teknik açıdan ‘Batı Balkan’ terimi kullanılabilir ama farklı bir amaçla bölgenin isimlerini değiştirmek doğru değil.” dedi.

‘Biz Balkanların ayrılmaz bir parçasıyız’

Türkiye’nin Balkanları asla terk etmediğini ve bu bölgeye ait bir ülke olduğunu ifade eden Büyükelçi  İlhan Saygılı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bugünkü panelimizin başlığı ‘Kötü niyetli aktörler’, kim bunlar? Bunları açıkça belirlemek gerekiyor. Balkanlar her zaman farklı güçlerin mücadele alanı olmuştur. Avrupa Birliği’nde gerçekleştirdiğim bazı görüşmelerde yerine Bazı Avrupalı politikacılar ve bazı AB çevreleri Türkiye'nin Balkan bağlamında dış aktör olduğunu iddia ediyorlar. Türkiye sizce bu bölgede bir dış aktör müdür? hatta daha ileri gidip ‘Türkiye bu bölgeye geri dönmek istiyor’ ifadelerini kullanıyorlar. Biz bu bölgeye geri dönmek gibi bir niyetimiz yok çünkü biz bu bölgeyi asla terk etmedik. Biz Balkanların ayrılmaz bir parçasıyız. ‘Balkan’ kelimesinin kökeni bir Türkçedir. Balkan kelimesi Türkçede büyük ormanları içeren bir dağlık bölge anlamına geliyor. Balkanlarla olağanüstü ilişkilerimiz mevcut. Balkan ülkelerinden milyonlara insan bugün Türkiye’de yaşıyor. Balkan ülkelerinde yaşayan çok sayıda Türk toplumu var. Hem kültürel hem siyasi hem de tarihi açıdan biz bu bölgenin bir parçasıyız. Bu nedenle bize karşı yapılan ‘dış faktör’ suçlamalarını reddediyoruz. Bu gerçeği yansıtmıyor. Biz Balkanlarda Avrupa Birliği ile rekabet içerisinde değiliz. Biz rakipler değiliz, Avrupa Birliği’ni ortak olarak görüyoruz.”