Korona Virüsün Unutturdukları -Yunanistan’daki Mülteciler ve İnsan Haklları İhlalleri-
Tarihi okuduğumuz zaman MÖ ve MS olarak ikiye bölüyoruz. Belli oluyor ki artık Korona’dan önce ve sonra olarak yeni bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu nedenledir ki tek gündem maddesi Korona oldu hepimizin. Geçmiş ve geleceği unutarak.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği 3 Mart'ta yaptığı açıklamada: “Her devlet kendi sınırılarını kontrol etmesi ve düzensiz hareketleri koordine etmesi hakına sahip. Fakat aynı zamanda aşırı ya da orantısız güç kullanmaktan kaçınmalı. Sığınma taleplerini sistematik ve hukuk çerçevesinde karşılamak durumunda" olduğunu belirtiyordu. Diğer bir değişle, Yunanistan’dan medeni bir şekilde sığınmacıları kabul etmesini talep ediyordu. Maalesef uygulamada her zaman öyle olmuyor.
Kuzey Makedon’ya haberlerinde “Midilli adasında iki mülteci silah ile vuruldu” başlıklı haber büyük çoğunlukla gözlerimizden kaçtı ya da ilgimizi pek çekmedi geçen gün. Yunan kaynaklarına göre İran ve Cezayir kökenli mülteciler Korona Virüs seyahat kısıtlamalarına uymadıkları için vuruldukları belirtiliyor. Halbuki yaraları ağır olmayan mültecilerin düşüncesi sadece kapasitesinden 6 kat fazla olan (18 binden fazla barındıran) kampı terk etmek istemişler, insan dışı şartlardan kurtulmak için Korona virüsten korunabilmek için.
Yakın geçmişe dönersek, hatırlayacağız ki, Avrupa’ya göç etmek isteyen düzensiz göçmenler sert müdahaleler ile karşılaşmıştı. AB dışındaki ülkelerdeki düzensiz göçmenler için vaatlerini yerine getirmeyen AB, demokrasinin merkezi kabul ettikleri Yunanistan’a destek çıkarak ve AB sınırları burdan başlıyor diyerek, hukuk ve en önemlisi insalık dışı uygulamaları göremezden gelip, orantısız gücün kullanılmasını uygun bulmuştu.
Her ne kadar sayıları az olsa da ve seslerini pek duyuramaz olsalar da bazı sivil kuruluşlar, insanlık dışı hareketleri ve uygulamaları en azından kayıt altına alabilmişlerdir. Öyle ki Kasım 2019’da Yunanistan merkezli Leros Refugee Support Aegean (RSA) ve Almanya merkezli “Pro Asyl” sivil teşkilatları tarafından, sağlıksız koşullar altında kalan mültecilerin sağlık ihtiyaçlarının karşılanması çağrısı maalesef gerekli karşılığı bulmamıştır.
Yine Yunan medyalarında çıkan haberlere göre Kasım 2019’da, Sakız Adasında Cihos Vial İlk Kayıt Merkezinin yanında 3 bin civarında mülteci soğuk havalarda yağmur ve yazlık çağdırlarda çamurda kalmıştır. Mültecilerin sığınacak olan güçlü boş binaları Belediye Başkanı tarafından kapatılmıştır.
4 Mart 2020 tarihli sosyal medyada yapılan duyuruda “European Refugee Camp VIAL on Chios” Sakız adasındaki Avrupa VİAL Mülteci kapmında herhangi bir sebeb gösterilmeden 7 bin kişilik yemek verilmediği ifade edilmekte.
"Sınır Tanımayan Doktorlar" Midilli adasında Mora bölgesinde Kasım 2019’da, bir 9 aylık bir bebeğin su kaybından öldüğünü açıklamışlardı.
Yerel yönetimler de mültecilere sistematik olarak karşı çıkıyor
İleriye belediye başkanı başta olmak üzere yerel yönetim üyeleri ve vatandaşlar 4 Aralık 2019’da gece Lakki Limanında toplanarak “Blue Star Patmos” gemisinden mültecilerin adaya indirilmemesini talep etmişledir.
Samos Doğu Bölgesi Belediye Başkanı Georgios Stantzos ise gün ortasında şehir merkezinde 2019’un Aralık ayında, gösteride bulunanları itip kakmış, mültecileri adada görmek istemediğini ifade ederek, polis zoru ile dağıtmıştır.
Nisan ayında Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin Korona Virüsü nedeniyle risk grubunda bulunan mültecilerin barınması için bir gemiler kiralamış, Cihos Belediye Başkanı Stamatis Karamantis ise gönderilecek bu gemileri kabul etmeyeceğini ifade etmişti.
Yurtdışından gelen yardım kuruluşlarına saldırılar
Adalarda düzensiz göçmenlere yardım etmeye çalışan kurum ve kuruluşlar yerel vatandaşlar tarafından de hedef oluyorlar.
Mart ayında Samos’ta çalışan sivil teşkilat çalışanlarını evlerinden motosikletli kişilerce taşlı saldırı düzenlenmiştir.
Sakız adasında da mülteciler için kullanılan bir eşya deposunun kapatılmadığı takdirde ateşe verileceği ifade edilmiştir.
Midilli adasında 7 Mart’ta mültecilere ve ailelerine meslek edindirmek için İsviçre kökenli bir STK tarafından 2017’de kurulan “One Happy Family” eğitim merkezinin yakılması bu tehditlerin içi boş tehditler olmadığını göstermiştir. Şu anda merkez kapatılmış durumda.
Yunanistan’da yaşanan bu olayları çok sayıda uluslar arası kurum ve kuruluş şikayet etmekte. Örnekleri çok, Yunanistan’da kendi vatandaş ve papazları bile uygulamaları ırkçı ve İslamofobik buluyor.
“Irkçı Cinayetler Gözlemevi, Midilli Adası, Mantamados bölgesindeki “Pammegiston Taksiarhon” Manastır’ında görev yapan rahip Efstratios Dissos’un Yunan Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarakis’e göçmenleri barındıracak kapalı merkezler hakkındaki kararını iptal etmesi yönünde Şubat ayında gönderdiği yazıyı İslamofobik nefret söylemi” olarak nitelendirmiştir. K.L.
Açıkalama: Midilli - Lesvos: Sakız - Cios: İstanköy - Kos: İleriye - Leros.
- Bu haber 26-04-2020 tarihinde yayınlanmıştır.