3. dalga kahve akımı Oud kafe ile Üsküp Türk Çarşısında
Üsküp Türk Çarşısında kadın girişimcilerin sayısı arttıkça esnaflığın sadece erkeklere mahsus bir kavram olduğu algısı yavaş yavaş ortadan kayboluyor. Gelinlik tasarımcılığı, kuaförlük, el işleri gibi alışılmışın dışında kadın girişimciler farklı sektörlerde de boy göstermeye başladı.
Üsküp Türk Çarşısı’ndaki kafe işletmecileri arasında belki de ilk kadın olma özelliğine sahip olan Berna Musli, kadınların sadece belli başlı meslek sahibi olabilecekleri yönündeki tabuları yıkma konusunda önemli bir adıma imza attı.
Açtığı ‘Oud’ isimli butik kafe ile çarşıya farklı bir soluk kazandıran Berna, Türk çarşısına getirdiği 3. nesil kahve akımıyla kısa sürede büyük ilgi toplamayı başardı. Çarşının gözde mekanları arasına girmeyi başararak, bu girişimiyle bir yandan çocukluk hayalini de gerçekleştiriyor.
Kendisini ticarete yeni atılan bir genç olarak tanımlayan Berna, 1991 Üsküp doğumlu ve iki üniversite mezunu.
Bu girişimiyle ilgili püf noktaları okuyucularımızla paylaşan Berna Musli, diğer sorularımızı da şöyle yanıtladı:
- Başlangıcı en çok merak edildiğini düşündüğümüz sorularla yapalım. Neden iş hayatına atıldınız, neden kafe açmayı tercih ettiniz ve neden Üsküp Türk Çarşısı?
“Hani küçükken bize sorulurdu kendini 10 yıl sonra nerede görüyorsun diye, ben de kendimi hep küçük butik bir kahve dükkanı işlettiğimi görürdüm, bu belki 10 yıl sonra olmadı ama 20 sene sonra bu hayalimi gerçekleştirdim ve şu an kendimi 20 yıl önce gördüğüm yerdeyim. İş hayatına atılınca akıllara gelen ilk şey genelde zengin olmak için oluyor fakat benim iş hayatına atılma sebeplerimden biri zengin olmak kesinlikle değil, uzun vadede kaliteli ve çizgisini bozmayan, insanların sevdiği ve keyifle geldiği bir kahve dükkanı işletmek, maddi değil manevi yönden başta beni doyurması benim başlıca iş hayatına atılma sebebim. Neden kafe diye sordunuz, çünkü kahve bir tutku ve bu tutku ile birlikte benim İstanbul’daki kafe işletme serüvenimden yola çıkarak o tecrübeyi burada da değerlendirmek istedim. Bu değerlendirmeyi de Üsküp Çarşısından başka bir yerde yapmayı düşünmedim açıkçası. Nedenine gelecek olursam da, taşından, bina yapılarına, insanlarına, esnafına kadar kültürümü yansıttığını düşünüyorum ve benim de burada olmam gerektiğini düşündüğüm için Üsküp Çarşısı.”
- Bildiğimiz kadarıyla çarşıdaki kafe işletmecileri arasında tek kadınsınız, bir kadın girişimci olarak genelde erkeklerin egemen olduğu bu sektöre atılmak sizi nasıl hissettirdi?
“Bir kadın olarak erkeklerin egemen olduğu sektöre atılmak kimi için riskli göründü, onları böyle hissettirdi, fakat ben bazen dezavantaj ya da riskli olarak bakılan şeyleri avantaja dönüştürmeyi seviyorum. İş hayatına atılmak korkuyu sevmez, biraz deli cesareti istiyor, kaldı ki gerçekten herhangi bir dezavantajını ya da riskini görmedim, bir kadın olarak dediğiniz gibi erkeklerin egemen olduğu sektöre atılmak onlar için yeni olabilir fakat bunu yadırgamadılar, bizim esnaf sahiplenicidir, kollar, öyle bir gerçek de var.”
"Çarşı artık kadınların, çocukların, gençlerin korkuyla, çekinerek çıktığı bir yer değil"
- Kısa bir süre öncesine kadar çarşının bu sokağı çok tenhaydı, son dönemde açılan çok sayıda mekanla sayenizde çarşının bir sokağı daha canlandı. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
“Bu sokağın eski halini en iyi bizim babalarımız, dedelerimiz eski kuşaklar biliyor, zaten gelen çoğu müşteriden duyduklarımız genelde şu yönde oluyor "bu sokağı böyle göreceğimiz aklımıza gelmezdi", "bu sokağa ne olmuş vallahi helal olsun" vs. gibi tepkiler geliyor. Çarşı artık kadınların, çocukların, gençlerin korkuyla, çekinerek çıktığı bir yer değil, bunun için gururluyuz.
Bu gururun da sürmesini uzun yıllar istiyoruz. Şunu ekleyebilirim, Üsküp Çarşısında olduğumuzu, geleneğini, unutmamamız lazım. Burada pay biz işletmecilere de düşüyor, Çarşıyı, bu sokağı korumak için aynı gemide olduğumuzu unutmadan işbirliği içinde olmamız gerektiğini anımsamalıyız, komşuluk geleneğini korumamız gerekiyor. Örnek verecek olursam, Çarşı içinde bu sokak çok yüksek müziği kaldıracak bir yer değil, insanların kahve içmek, sohbet etmek, keyif almak için geldiği bir yer, aynı zamanda insan trafiğinin rahat akacak olması çok önemli, tek bir kişinin geçebileceği kadar yer bırakmak gelen insan trafiğine saygısızlık olur, bu; yediğimiz kaba pislemek gibi de algılanabilir. Bunun önlemlerinin baştan alınması gerektiğini düşünüyorum. Her şeyin başı disiplin.”
- Mekanınızı ziyaret eden müşterilere neler sunuyorsunuz, ürün yelpazenizden bahseder misiniz?
“Mekanı ziyaret edenlerin haricinde bu sokaktan geçenlere de bir merhaba bir gülümseme sunuyorum. Gündüzleri Turist trafiğinin yoğun olduğu bu sokakta onları güler yüzle karşılamak bizler için güzel bir izlenim bırakıyor.
Ürün yelpazesine gelecek olursam, üçüncü dalga kahve akımıyla ilerliyorum, çoğu kahvecide bulunmayan özel demleme kahveler, ev yapımı limonata, ev yapımı soğuk çay ve ev yapımı tatlılar sunuyorum. Çoğu meyve suyunu satın alıp, tekrar satmayı istemediğimden farklı bir konseptte ilerliyorum.”
"Eskiyi yeniden yaşatmayı seviyorum"
- Kahvelerinizi sunduğunuz fincanlar büyüklerimizin vitrinde saklayıp sadece özel misafirler için kullandığı fincanlarla aynı. Bunun özel bir nedeni var mı?
“Evet, bu fincanlar çoğu evde vitrinde duran, anne, anneannelerimizin, babaannelerimizin, çeyizinden kalan fincanlarla aynı, eskiyi yeniden yaşatmayı sevdiğim için de dükkan konseptime uymasından dolayı severek kullanıyorum. Fincanlar ilgi odağı olup gelen müşterilerin fotoğraflarında da anı oluyor. Böylelikle bir an'ı daha yaşatmış oluyorum.”
- Kafenizi diğer mekanlardan ayıran bir özelliği de ismi. ‘Oud’ ismini tercih etme nedeninizi ve bu ismin ne anlam ifade ettiğini bizimle paylaşır mısınız?
“Oud ismi ‘Ud’ ağacından geliyor, konsept odun ile olduğu için hem ona uygun hem de otantik, Anadolu’yu, kültürü yansıtan bir isim, aynı zamanda kısa ve net olmasından ve son zamanlarda bu ağacın çoğu parfümde esans olarak kullanılmasından dolayı da bilinip modernleşmesi hoşuma gidiyor.
Ayrıca şunu da ekleyeyim, Ud, Osmanlı zamanında başta saraylılar olmak üzere toplumun her kesiminde rağbet görmüş, halk tarafından benimsenmiş, olağanüstü güzellikte bir esanstır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ud kokusunu ısrarla kullanmış ve "Size bu Ud'u tavsiye ederim, zira bu kokuda yedi büyük hastalığa şifâ vardır!" demiş.”
"Sonunu düşünen kahraman olamaz"
- İleride kafe sektöründe genişleme veya başka alanlara atılma gibi planlarınız var mı?
“Bu soruya şu şekilde cevap versem daha doğru olur aslında ilerisi için plan değil ama hedeflerim var yine cesur kararlar alacağım kesin, dolayısıyla Kafkasların mücahidi olarak da bilinen Şeyh Şamil'e ait bir cümle ile cevaba nokta koymak isterim. ‘Sonunu düşünen kahraman olamaz’.”
- Bu haber 27-07-2023 tarihinde yayınlanmıştır.