Ayten Ardel: “Balkanlardaki Türkler, Osmanlı belgelerini daha çok araştırmalı”
Geçtiğimiz ay içerisinde yeni yayınlanan ve tanıtımı yapılan kitabı için Kosova’ya gelen ve Balkanlara ziyareti kapsamında Üsküp’e de gelen Balkan araştırmacısı ve arşivci Ayten Ardel ile konuşma fırsatı yakaladık. Uzun yıllar Türkiye’de Osmanlı Arşivi’nde çalışarak, özellikle Balkanlar için büyük önem taşıyan Osmanlı belgeleriyle değerli eserler yayınladı.
1954 Mitroviça doğumlu olan Ayten Ardel, orta okul ve liseyi Mitroviça’da bitirdi. Priştine’de Şarkiyat Bölümü’nden mezun olan Ayten Ardel, üniversiteyi bitirdikten sonra Saraybosna Üniversitesi Türkoloji Bölümünde Türk Dili Okutmanı olarak 6 buçuk yıl çalıştı. Saraybosna’daki Gazi Hüsrev Bey Medresesi’nde hocalık yaptı. Aynı zamanda Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesinde Osmanlı belgelerinde bir yıl çalıştı.
Daha sonra, Venedik Üniversitesi’nde Kosova Türkçesini, İtalyan öğrencilere tanıtmak amacıyla Asım Tanış hoca tarafından Venedik Üniversitesi’ne davet edildi ve orada bir yıl kaldı. Hayatının en güzel bir yılını orada geçirdiğini ifade eden Ayten Ardel, orada mezun olan ve günümüzde meşhur bir Türkolog olan Matyas Kaplar adındaki öğrencisinin, Güney Kıbrıs’ta Türkoloji Bölümü’nü açtığını ve şimdi Venedik Üniversitesi Türkoloji Bölümü’nde hocalık yaptığını söyledi.
“Arşivde çalışırken milyonlarca belgeye dokundum”
İstanbul’da evlendikten sonra Osmanlı Arşivleri’nde iş bulduğunu söyleyen Ayten Ardel, “Osmanlı Arşivlerinde iş bulduğum için çok mutlu oldum çünkü daha öğrenci iken, Kosova’da sürekli Osmanlıyı savunan birisiydim. Aynı zamanda Saraybosna Üniversitesi’nde de çok değerli hocalarımla çalıştım. Oradaki hocaların çoğu, Osmanlı tarihini en güzel şekilde yazan boşnak hocalardır. Saraybosna’nın Şarkiyat Bölümü’nden ve üniversitesinden çıkan hocalar, Osmanlı tarihini yazmışlardır.” dedi.
Bu alanda çalışan kadınların sayısının az olduğunu ifade eden Ardel, “Ben arşivde çalışırken milyonlarca belgeye dokundum, milyonlarca belgelerin özetlerini gördüm. Her zaman kendime şunu söylüyordum; ‘Benim arkamda kitap bırakmam lazım’ diye. Çok şanslıyım ki birçok sponsor buldum, tanıştım, onlar da desteklediler benim bazı projelerimi ve önemli eserleri yayınladık” diyerek, 6 yayınlık bir kitap dizisi olan “Osmanlı Belgelerinde Balkan Şehirleri” adlı kitabı hakkında şunları dile getirdi:
“Yayınevi ile görüştüğümde, Balkan şehirlerini, Osmanlı belgeleriyle tanıtalım diye bir öneride bulundum. Bu belgelerle sadece tarih hocaları tanışmasın, millet Osmanlı belgeleriyle tanışsın diye. İster Arnavut’u, ister Türk’ü, ister Pomak’ı, ister Sırp’ı, ister Boşnaklar, bunların hepsi bu belgelerle tanışması lazım. Çünkü öyle güzel bir tarihimiz var ki, yüz sene içinde bizi bu belgelerden çok uzak tuttular. İster Türkiye’de, ister Balkanlar’da olsun... ”
“Osmanlı belgeleriyle makale yazdığım birçok milletlerarası kongreye katıldım”
Osmanlı Arşivi’nde çalışırken tüm dünyadan birçok hocayla tanışma fırsatı yakaladığını belirten Ardel, “Tanıdığım hocalarla beraber istişare ettik Osmanlılar hakkında. Osmanlı Arşivi’nde en çok Japon araştırmacı vardı. Bütün dünyada Japonlar’ın hakikaten çok iyi çalışmaları var, çok değer veriyorlar Osmanlı tarihine. Böylelikle ben de onlardan istifade ederek, kendimi zenginleştirdim” diye ifade etti.
Kitaplarının yanı sıra yazdığı birçok makalesinin de olduğunu söyleyen Ayten Ardel, milletlerarası kongrelere, Osmanlı belgeleriyle yazdığı makaleleriyle katıldı.
Selanik, Yanya, Üsküp, Manastır, İpek, Prizren, ilk olarak bu şehirleri içeren kitabı yayınladığını söyleyen Ardel, “Kosova’da tarihçi ve arşivci olan İbrahim Gaşi’yle de iki kitap yazdım. Bir tanesi Ferizovik kitabı ve kısa bir zaman önce Osmanlı belgelerinde Yakova’yla ilgili belgelerle çok güzel bir kitap yayınlandı. Onun tanıtımı için Yakova’ya geldim. Orda da çok iyi karşıladılar. Böylelikle kitaplarım ileride de çok büyük yankı uyandıracak diye düşünüyorum. Karadağ Akademiyası’ndan Şerbo Rastoder hoca ile de beraber iki proje yaptım. Plevne Sicilinin transkripsyonu ve Karadağ doğumlu devlet adamlarının biyografilerini Türkçeden, Osmanlıcadan Boşnakçaya tercüme ettim. O da bugünlerde çıkacak” sözlerini ifade etti.
“Mitroviçe kitabındaki Osmanlı belgesinin özetini Türkçe, Boşnakça, Arnavutça olarak üç dilde hazırladım”
Bu çalışmlarının yanı sıra yeni kitaplar da hazırladığını belirten Ayten Ardel, “Kendim Mitroviçeli olduğum için benim de Mitroviçe kitabım, Yunus Emre Enstitüsü tarafından basılacak. Bu sene çıkmak üzere. Mitroviçe kitabındaki Osmanlı belgesinin özetini Türkçe, Boşnakça, Arnavutça olarak üç dilde hazırladım. Böyle bir kitabı dünyada ilk olarak ortaya koydum ve 156 belgeyle yaptım. Aslında bütün şehirlerin çok belgeleri var. Hepsini bir yere toplamak mümkün değil. Bir kitap içine sokmak mümkün değil. Her yüz yıldan, 15. yüzyılın belgesini, 16, 17, 18, 19, 20. asrın belgelerine bu kitaplarda yer vermeye çalıştım” dedi.
“Sadece kendimi düşünerek değil, dünya toplumunu düşünerek de yazıyorum”
Bu yıl içerisinde, Osmanlı Belgeleri’nde İşkodra, Elbasan, Niş, Novi Pazar, Ülgün (Ulcinj) ve Tiran olmak üzere daha altı kitabının çıkacağını belirten Ayten Ardel, “İnşallah daha ilerde, daha sponsor bulursam daha çok şehirleri de yazmaya çalışırım. Ben şimdi 70 yaşımda olduğum için vazgeçmiyorum yazmaktan. Ben sadece kendimi düşünerek değil, bizim Türk toplumunun, Arnavut toplumunun, Boşnak, Sırp toplumunun yani dünya toplumunu düşünerek yazıyorum. Osmanlı belgelerinde o kadar belge var ki, milyonlarca, yüz milyona yakın belge bulunuyor. Bunların içinde Amerika, Latin Amerika, Avustralya için bile belgeler var. Osmanlı döneminde iktidarda olan Sultanların aralarındaki yazışmalar da var. Bunu niye görmeyelim, bunları niye ortaya koymayalım? Bizim tarihimizle hiç gocunacak birşeyimiz yok. Aslında iftihar etmemiz lazım. Osmanlıyla gurur duymamız gerekiyor” dedi.
“Osmanlı belgeleri Allah adıyla yazılmıştır”
Osmanlının birçok belgesinde önemli konulara değinildiğini ifade eden Ayten Ardel, “Osmanlı belgelerinde çok güzel bir işaret var, besmele işareti. Demek ki, Allah adıyla yazılmış ve yalan yazılmamıştır. Bazı belgelerinde, ‘Bismillahir-rahmanir-rahim’ açık yazılmıştır ama bazı belgelerde de küçücük bir simgeyle ‘Bis…’ yazılmış ki yerlere düştüğü zaman basılmasın bu ayet. O kadar düşünmüş ki insanı Osmanlı, ister sanatta, ister tıpta, hangi belgeye bakarsanız Osmanlı belgelerinde bulabilirsiniz. O belgelere bakarken, birçok belge Kur’an-ı Kerim’e bakarak karar alınmıştır. Bunu unutmamak lazım. Onun için kendi tarihimizle iftihar edelim. Hem Arnavutlar kendi tarihini öğrensinler, hem Türkler… Birçok bölgede Türk dilini bilen, yani Özbekistan bile, Kazakistan, Azerbaycan bile bu belgelerle tanışması lazım, bu belgeleri okumaları lazım” diyerek, 27 senedir çalıştığı Osmanlı Arşivi’nde, ne Makedonyalı ne de Kosovalı bir Türk’ün arşive gidip araştırma yapmaması nedeniyle büyük bir üzüntü duyduğunu ifade eden Ayten Ardel, sadece Türklerin değil, Arnavutların, Boşnakların da arşive gidip kendi tarihlerini araştırması gerektiğini söyledi.
- Bu haber 08-07-2024 tarihinde yayınlanmıştır.