Edebî Sanatlar Lügâtı-Belâgat
R. S. Uysal Hocamla yollarımız önce eşim Zeki Gürel’le birlikte görevli gittiğimiz Kazakistan’da Hoca Ahmed Yesevî Uluslar arası Türk-Kazak Üniversitesinde kesişti (1999–2000). O zamanlar, “Mûsikî Edebiyatı” adlı kitabını lütfedip imzalayarak hediye etmişti. Şimdi; Türk dünyasının bir başka köşesinde Balkanlarda yine beraberiz. Hocam, bir sürpriz yaptı bu sefer de “Belaâgat Edebî Sanatlar Lügâtı” adlı kitabını imzalayıp hediye etti. Hoca, Makedonya’da Kiril ve Metodiy Üniversitesi Türkoloji Bölümünde biz ise eşim Zeki Gürel’le birlikte İştip Gotse Delçev Üniversitesi Türkoloji Bölümünde, Yunus Emre Enstitüsü Türkoloji Projesi kapsamında öğretim üyesi olarak çalışıyoruz.
“Eskiden, insanımızın önem verdiği edebiyat konularından biri de belagat olmuş. Belâgatle, önceleri dinî konuları iyice anlayabilmek, sonraları da güzel konuşup, yazabilmek, biraz da hüner gösterebilmek için uğraşılmış. Bugünse belâgatle uğraşmak millî hafızayı tazelemek gibi bir şey. Hafızasız insan nasıl yarımsa, hafızasız millet de öyledir.”
İşte, Rasih Selçuk Uysal’ın “Belaâgat Edebî Sanatlar Lügâtı” adlı kitabı edebî hafızanızı tazelemek ve böylece edebî eserlerimizi okurken daha da anlayarak ve lezzet alarak okumanızı sağlamak amacıyla hazırlanmış olup sadece öğrenciler ve akademisyenler için değil edebiyat meraklısı herkese hitap etmektedir. Kitapta sadece belâgat konusu ele alınmayıp edebî sanatlara ve belâgata ait terimler de açıklandığından kitap aynı zamanda bir el kitabı niteliğindedir.
Allah (C.C.), Kur’an-ı Kerim’inde İbrahim Suresi 25. ayette şöyle buyuruyor: “Görmedin mi Allah nasıl bir benzetme yaptı: Güzel söz, kökü yerin derinliklerinde sabit, dalları ise göğe doğru yükselmiş bir ağaç gibidir ki Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Düşünüp ders çıkarsınlar diye Allah insanlara böyle temsiller getirir.”
“Güzel söz söylemek” bu kadar önemliyse ve Dîvânü Lugâti’t Türk’ü kaleme alan Müslüman-Türk bilgesi Kağşarlı Mahmud, daha 11. Yüzyılda “Erdem başı til/erdemin başı dildir” diyorsa ve edebiyat da “malzemesi dile dayanan sanat” olarak tarif ediliyorsa, “belâgat” edebî sanatlar çok ama çok önemli olsa gerektir diye düşünmeden edemiyor insan!...
Belâgat, yerinde ve güzel söz söylemek sanatı olduğu gibi, aynı zamanda meânî, beyân, bedî’ adları verilen üç ilmin bütününe birden verilen genel isimdir. Yani belâgat, kelâmın/sözün, muktezâ-yı hâle/durumun gereklerine uygunluğunu anlama ilmi olan meânî, kelâmı en açık şekilde söylemek demek olan beyân, ve kelâmı süslemek demek olan bedî’nin müşterek adıdır.
Belâgat’ı “etkili, kısa, açık ve güzel söz söylemenin ilmi” diye tarif edenler de var. Biz de sözü fazla uzatmayalım…
Rasih Selçuk Uysal hocamı bu titiz ve emek mahsulü çalışması için kutluyoruz. İstifade edeni bol olur inşallah…
Yrd. Doç. Dr. Nazlı Rânâ GÜREL
- Bu haber 27-05-2016 tarihinde yayınlanmıştır.