“HİLAL” DERGİSİNİN 35. YILI
Nizam Reşit
Malumunuz üzere İslam Birliği bünyesinde yayın hayatına başlayan Hilal dergisinin ilk sayısıyla, gazete formatında Mayıs 1997 tarihinde Arnavutça, Türkçe ve Makedonca olmak üzere üç dilde ve “Hilal” ortak adı ile basılmaya başlamıştır. Bu dergi, İslam Birliği’nin faaliyetleri hakkında Makedonya Müslümanlarını ilk elden bilgilendiren, değişik dini konuları ele alan ve dini hayatın gelişiminin kazanımlarına ve sorunlarına dokunan ilk İslami dini dergi olma özelliğini taşımaktadır. O dönemin katı siyasi konjöktüründe bir İslami dergi yayınlamak, Makedonya Müslümanlarının yegane resmi dini kurumu olan İslam Birliği’ne nasip olmuştur. O malum siyasi ortamda ve şartlarda böyle bir dini dergi veya gazete yayınlamanın nasıl ulvi ve yüce bir görev olduğunu, sadece o dönemi bizzat yaşayan vecanlı şahitleri olan kişiler anlıyabilir.
İslam Birliği bünyesinde bu yayın faaliyetini başlatan ve öncüleri olan çalışma arkadaşlarımız, bir ilke imza atma hevesiyle büyük bir şevk ve heyecanlabu işe başlayarak, daha sonraki dönemlerde gelişip olgunlaşacak olan Hilal dergisinin temelini atma şerefini ilelebed taşımaktadır. Belki bu arkadaşlarımızın hiçbiri gazetecilik tecrübesine sahip değildi, ama kalplerindeki samimiyet ve halis niyetleriyle, bizim bugün bu seviyeye ulaşmamıza en büyük vesile olduklarını rahatça söyleyebiliriz. O dönemde, Makedonya genelinde Hilal dergisinin haricinde başka bir dergi basılmadığı için, Hilal dergisi Müslümanlar tarafındankısa zamanda büyük bir üne kavuşmuş ve çok rağbet görmüştür.
Hilal dergisinin tarihçesi söz konusu olduğunda, öncelikle şunu ifade etmek isterim. Hilal dergisi, 1987 yılında kuruluşundan günümüze kadar üç farklı aşamadan geçmiştir.
-Birinci aşama, Mayıs 1997 ve Aralık 1991 yıllarını kapsayan 1. ile 33. sayıları arasında geçen aşamadır.
-İkinci aşama, Ocak 1992 ve Mayıs 2010 yıllarını kapsayan 34. ile 116. sayı arasındaki aşamadır,
-Üçüncü aşama ise, Haziran 2010’dan yani 117. sayıdan günümüze kadar olan aşamadır.
Birinci aşaması olarak adlandırdığım ve Mayıs 1997 ile Aralık 1991 tarihlerini kapsayan dönemde dergi Arnavutça, Türkçe ve Makedonca olarak üç dilde ve karma bir şekilde tek bir nüsha halinde hazırlanıp basılmıştır. Benim şahsen Hilal dergisiyle bir “okuyucu”sıfatıyla ilk tanışmam işte bu ilk döneme, yani gazete formatında yayın hayatına başladığı 1987 yılına denk gelmektedir. O dönemde birçok sahada yayınlanankonular, hem İslam Birliği’nin faaliyetlerini, hem dini konuları, hem de toplumsal hayatın yansımalarını ele almaya çalışmış önemli konuları ihtiva etmektedir.
Bu dönemdeki Hilal’in Türkçe yazılarını gözden geçirdiğimde, mesela ilgimi en çok çeken ve 1991 yılında beş bölüm halinde yayınlanan bir söyleşidenbahsetmeden geçemiyeceğim. Bu söyleşi, 1920 Üsküp doğumlu olan ve 1990’lı yıllarda Makedonya’dan Türkiye’ye yapılan toplu göçler sırasında 1957 yılında göç etmiş olan meşhur büyük alim Bekir Sadak hoca ile yapılmıştır. “Biz Oralarda Kalmalıydık” başlağı altında gerçekleştirilen bu söyleşide Sadak, buradaki müslümanları derinden sarsan Türkiye’ye göç hadisesini çarpıcı bir biçimde dile getirmekte ve bu göçün Makedonya müslümanlarına, sonuçlarını bugün bilederinden hissettiğimiz çok büyük toplumsal yaralar açtığını dile getirmektedir. Bu göç hadisesinden önce biz müslümanlar çoğunluk olarak yaşadığımız bu topraklarda, nedereyse azınlık haline gelerek akıl almaz birçok baskıya karşı göğüs germek zorunda kalmışız. Müslümanların bu “var olma” mücadelesi, ülkemizin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar her tarafta maalesef bugün bile halen bütün şiddetiyledevam etmektedir.
Yine bu söyleşide dile getirilen çok önemli bir konu da, iki dünya savaşı arasında bu topraklarda faaliyet gösteren Meddah Medresesi olarak da bilinen “Yüksek İslam Okulu”dur. Malum olduğu üzre bu medreseden mezun olan Bekir Sadak, Üsküp’ün meşhur alimlerinden Ataullah Efendi ve Fettah Rauf Efendi’den icazet almıştır. Üsküp şehri tarih boyunca Osmanlı Devleti’nin Rumeli ayağının önemli dini, ilmi, kültürel ve medeniyet merkezlerinden biri sayılmıştır. Bu şehirde, Osmanlı sonrası dönemde ayakta kalan nadir eğitim kurumlarından biri de bu Meddah Medresesi’dir. Fatih Medresesi’nde dersiamlık rütbesine ulaşan Ataullah Kurtiş Efendi’nin gayretleriyle yeniden eski ihtişamına kavuşan bu medrese, geçen yüzyılın ortalarına kadar bölgenin Müslüman halkına manevi önderlik yapan elit bir kesim yetiştirmiştir. Sözkonusu medresenin baş müderrisi Ataullah Kurtiş Efendi ile talebelerinin hem Makedonya’da hem de Balkanlar’da siyasi ve sosyo-kültürel açıdan büyük yankıları olmuştur.
İkinci aşama olarak adlandırdığım ve Ocak 1992 ve Mayıs 2010 yıllarını kapsayan 34. ile 116. sayı arasındaki dönemde Hilal dergisi Arnavutça, Türkçe ve Makedonca olarak üç ayrı dilde ve ayrı nüshalar halinde yine gazete formatında hazırlanıp basılmaya başlanmıştır. Bu dönemden itibaren Arnavutça “Hena e Re”, Türkçe “Hilal” ve Makedonca “Mlada Meseçina” adı altında yayın hayatına devam eden dergide, teknik ve hacim açısından daha büyük imkanlara kavuşulması dolayısıyla, muhteva bakımından da daha zengin ve daha geniş konuları ele alma fırsatı doğmuştur. Profesyönel gazetecilerin de devreye girdiği bu ikinci aşamada, üç ayrı dilde basılan dergi nüshalarının tamamen bir intizama girdiği ve konuların profesyönelce düzene sokulduğu görülmektedir.
Bundan tam otuz yıl önce, 1992 yılında Hilal dergisinde gazeteci olarak göreve başladığım ve 1996 yılında Yazı İşleri Müdürü görevine getirildiğimderginin Türkçe bölümünü hazırlayabilmek için dini konularda yazı yazabilecek yeterli kadro olmamasına rağmen bu zorluğu aşabilmek adına, doğrudan dini konulara vakıf olmayan ama kültürel, tarihi veya edebi açıdan kendi alanlarında dergimize hizmet edebilecek aydınlarımızı harekete geçirmeyi başardık. Bunlardan Kiril ve Metodiy Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı hocası Prof. Dr. Hamdi Hasan, Prof. Dr. Yusuf Hamzaoğlu, Prof. Dr. Mehmet Zeki İbrahim, merhum Dr. Muhammed Aruçi, Dr. Abbas Yahya, Dr. Behicüddin Şehapi, Türklerin aydın doayenlerinden merhum Fahri Kaya, İlhami Emin, Birlik gazetesi yazarlarından Güler Selim, Cemal Süleyman, Avni Abdullah, Enver İlyas, Şeref Karacehennem, Veli Ahmet, Üsküp Türk Radyosu’ndan Avni Engüllü ve Nedim Abaz, Makedonya’da okutman olarak görev yapmış olan Prof. Dr. Zeki Gürel ve Uluslararası Balkan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüner Şencan gibi şahsiyetleri zikredebiliriz. Mesela Fahri Kaya’nın, “İki Dünya Savaşı Arasında Makedonya Müslümanlarının Dini Kurul ve Kurumları” başlıklı makalesi ayrıca kayda değerdir. Gazetede iki tam sayfa olarak yayınlanan bu makalede, Osmanlı Devleti’nin bu topraklardan çekilmesinden ve özellikle Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan Krallık Yugoslavya’sında, çok ağır şartlarda bile olsa Makedonya Müslümanları, merkezi Saraybosna’da olan ve değişik dönemlerde Vakıf Maarif İdaresi, Ulema Meclisi, Yugoslavya İslam Birliği, Üsküp Ulema Meclisi gibi değişik isimler adı altında Yugoslavya genelindeki bir dini kurum etrafında organize olmaya başladığı ve dini hayatlarını ilgilendiren hemen hemen bütün sahalarda faaliyet gösterdiği belirtilmektedir. Şeref Karacehennem adlı gazeteci arkadaşımız ise “Tarihe Damga Vuran Ulemamız” adlı köşe yazılarıyla, Kalkandelen bölgesinde yaşamış olan ulema hakkında biografik ve yaptıkları dini hizmetleri ihtiva eden bilgileri Hilal okuyucularına aktarmaya çalışmıştır.
Hilal dergisinde bu dönemde yayınlanan Türkçe dini konulu makalelerle ilgili çok sınırlı imkanlara sahip olmamız nedeniyle, sadece Makedonyalı din görevlileriyle değil, Türkiye’den Makedonya’da hizmette bulunmuş olan din adamlarıyla da yakın işbirliği içinde bulunma gereğini duyduk. Bu ise, dergimizin değerini artırması bakımından önemli bir vesile olmuştur. Bu hocalarımız Prof. Dr. Durak Pusmaz ve Ahmet Durmuş adlı hocalarımızdır. Şunu da özellikle vurgulamak gerekir ki, bu hocalarımız Türkiye’ye döndükten sonra bile özel olarak Hilal dergisinde yayınlanmak üzere makaleler göndermeyi hiç ihmal etmemiştir. Bu dönemde Makedonya’dan dini konularda makale yazan hocalarımız ise Raşit Halit, Eyüp Salih, Nurten Şeh, Kadriye Süleyman gibi sınırlı sayıda hocalardır.
Üçüncü aşama olarak adlandırmığım ve Haziran 2010’dan yani 117. sayıdan günümüze kadar olan aşama ise, Hilal dergisinin tamamen farklı bir şekil ve boyuta geçtiği dönemdir. İlk iki dönemde gazete, teknik açıdan çok zor şartlar altında hazırlanmakta idi. Bu dönemde elimizde eski model daktilolar vardı. Metinler bu daktilolarda hazırlanır, daha sonra Nova Makedoniya basım evinde, yine çok zor şartlar altında teknik hazırlığı yapılarak basıma verilirdi. 2010 yılından itibaren ise, bilgisayarların devreye girmesiyle beraberHilal, gazete formatından çıkarılıp, bir üst aşamaya, dergi formatına dönüştürüldü. Bu yeni teknik şartlar altında hazırlanan Hilal dergisi hem muhteva, hem şekil bakımından geliştirilerek, bugünkü haline getirildi. Dergide konuların düzeni de belli bir sıraya göre tanzim edildi. İlk sayfalarda “Olaylar-Haberler” adı altında İslam Birliği’nin değişik sahadaki faaliyetlerine, daha sonraki sayfalarda ise, dini konulara yer verilmeye başlandı. Gazete formatındayken olduğu gibi derginin bir yarısı Türkçe “Hilal”, diğer yarısı ise Makedonca “Mlada Meseçina” adı altında yayın hayatını sürdürmeye devam etti. Olaylar-haberler bölümündeki yazılar, genelde her üç dilde yayınlanan dergilerle ortak yayınlanan yazılardır. Dini konular bölümü ise, üç dilde de farklılıklar arzetmektedir. Bu dönemden itibaren Hilal dergisinde dini ve kültürel konular üzerine makaleler yazan yazarlarımızdan genel itibariyle şunları zikredebiliriz: Dr. Durak Pusmaz, Dr. Süleyman Baki, Doç. Dr. Numan Aruç, Dr. Abbas Yahya, Dr. Muhammed Ali, Dr. Mehmet Zeki İbrahimgil, Dr. Fadıl Hoca, Dr. Mensur Nureddin, Doç. Dr. Zeki Gürel, Prof. Dr. Hüner Şencan, Dr. Hüseyin Rizai, Semra Halili Skenderi, Nurten Şehi-Sakipi, Kadriye Süleyman, Enis Emin vb. gibi. Hilal dergisi, değişik nedenlerden dolayı maalesef zaman zaman ara verilmiştir. Hilal’in yayınlanan en son sayısı ise, Ekim 2017’de 133. sayı olarak basından çıkmıştır. Türkçe ve Makedonca derginin yeniden yayın hayatına başlaması içinçalışmalarımız devam etmektedir. Kısa zamanda yeniden başlayacağını belirtmek isterim.
Sonuç olarak, şimdiye kadar her üç dilde yayınlanan bu dergi, 1987 yılında ilk sayısının basılmasından bugüne kadar ihtiva ettiği konularla, İslam Birliği’nin ve faaliyetlerinin bir arşivi değerindedir. Özellikle hem kurum olarak İslam Birliği’ni, hem de Makedonya müslümanlarını yakından ilgilendiren dini, kültürel ve toplumsal konularda büyük bir hassasiyet gösterilmiş, inşa edilen yeni camiler, onarımı gerçekleşen tarihi camiler, islami eserlere yapılan baskılar, Pirlepe ve Manastır’da saat kulelerine takılan haçlar, vakıf mallarının iade edilmesi ve bu konuda verilen yoğun mücadele, 1992’den beri ince Bosna-Hersek, daha sonra Kosova ve Makedonya’da ve diğer İslam coğrafyasında meydana gelen sıcak çatışmalar ve mülteci akınları, yapılan insani yardım faaliyetleri, Türkiye ve diğer ülkelerdeki kurum ve kuruluşlarla ve diyasporayla yapılan başarılı işbirlikler, hep Hilal dergisinin odağında olmuş, bütün bu olaylar büyük bir titizlikle kaleme alınıp kayda geçirilmiştir.
- Bu haber 30-09-2022 tarihinde yayınlanmıştır.