Kur’an’ı 5 Ayda Hıfzeden Tuğba İbiş’in Başarı Hikâyesi
20 Mart 2017 tarihinde tarihi Kapan Han’da İsa Bey Kız Medresesinde, 21, 22 ve 23 Mart 2017 tarihlerinde ise Mustafa Paşa Camiinde İslam Birliği tarafından belirlenen komisyonun huzurunda ve cemaatin de iştirakı ile hafız Tuğba İbiş’in cüzlerin dinletimi yapıldı. 24 Mart 2017 Cuma akşamı ise Hafızlık İcazet Merasimi düzenlenirken Tuğba İbiş Kur’an-ı Kerim’i hıfzetmiş oldu.
Nazil olduğu ilk günden beri Kur’an hıfz ve kıraat edilmiş, vahiy kâtipleri tarafından yazılmış ve sahabeler tarafından ezberlenerek günümüze kadar eksiksiz bir şekilde ulaşmıştır. Ülkemizde de devam eden hafızlık geleneğiyle Kur’an-ı Kerim birçok kişi tarafından hıfzedilmiştir. Geçtiğimiz hafta içerisinde hafızlığını tamamlayan Tuğba İbiş’le hafızlığıyla ilgili özel bir konuşma gerçekleştirme fırsatı bulduk.
Hıfzetmek Allah’ın kelâmını muhafaza etmektir
Tuğba İbiş doğma büyüme Üsküp’lü. 17 yaşında. İlkokulunu Tefeyyüz İlkokulunda bitirdi. İsa Bey Medresesi son sınıf öğrencisi. Ailesinde hafızlık geleneği hep devam etti. Baba tarafından büyük dedesi terlikçi esnafından Salahhadin Efendi’nin amcasıoğlu merhum Hafız Tevfik Efendi (ö.1946), dedesi Hafız Şaban Efendi (ö. 1994), babasının amcası Hafız Abdülbaki Efendi ve eşi yengeleri merhume Hafız Havva Hanım ve daha genç nesilden Hafız Burhan Şaban, Hafız Emine Baki ve Hafız İsmail Baki bu geleneği sürdürmüşlerdir.
“Hıfzetmek Allah’ın kelâmını muhafaza etmektir” diyerek söze başlayan hafız Tuğba, “Kur’an ayetlerini aklen, kalben ve ruhen muhafaza etmektir. Hafız şerefli insandır. Toplumda kendisinden emin olunduğu, örnek olan insandır. Hafızlık anlatılmaz yaşanır. Herkes yapabilir, üstün zeka gerekmiyor. Hafızlıkla birlikte insan canlı bir Kur`ân oluyor. Peygamberimizin eşleri Hz. Hatice, Hz. Aişe, Hz. Hafsa, Hz. Sevde gibi hanımları ilk hafize idiler, bugün de bu hafızlık silsilesine ben katıldığım için çok mutluyum. İnşallah bundan sonra da hep devam edecektir” dedi.
Hafızlığıma geçen yıl yaz aylarında başladım
Hafızlık sürecini bizlerle paylaşan Tuğba, “Çocukluğumun en erken yıllarında babam bana hep hafız derdi ve babamın en büyük isteğiydi. Ben de daha o yaşlarda hafız olmaya karar vermiştim diyebilirim. Bilmiyordum ne demek olduğunu ama babam sürekli hafız diye seslenerek bilinçaltımı beslemişti. Aynı zamanda İsa Bey Medresesinde hocalarımın desteği ve bana güveni ile hafız olmaya karar verdim ve elhamdülillah oldum. Hafızlığıma geçen yıl yaz aylarında başladım. Hafızlığımı 5 ayda tamamladım. Hocam İsa Bey Medresesi hocalarından Üsküplü Hafız Nehal İbrahimi idi.”
Hafızlığın kendise has bir metodu olduğunu söyleyen hafız Tuğba, konuşmasının devamında, “30 cüzden oluşan Mushaf-ı Şerif, her cüzde 20 sayfa bulunmaktadır. Her cüzden önce birer sayfa ezberlenmeye başlanır, ki buna “devir” denilmektedir. Bu şekilde her cüzden birer sayfa ezberlenerek devam edilmektedir. 20 devir bitince Kur’an-ı Kerim’in tamamı ezberlenmiş ve hıfzı tamamlanmış olur” sözlerini dile getirdi.
Bu başarının en büyük sırrı inanmak ve severek yapmaktır
Çok kısa bir sürede Kur’an’ı ezberleyen hafız Tuğba İbiş, aynı zamanda hem Kur’an’ı ezberlemek hem de okula devam etmenin kolay olmadığını söyledi. “Bu işler hem Allah vergisi hem gayret işi. Cenab-ı Hak buyuruyor ki, ben zenginliği dilediğime veririm, ilmi isteyene veririm. Yani ilim istiyorsan çalışacaksın ki Allah versin.
Öncelikle lise hayatıma başladığımda önümde 3 hedef vardı. Birincisi hafize olmamdı, çok şükür nasip oldu. İkinci hedefim okulda dönem birincisi olmam, nasipse bunu da başarmak arzusundayım. Son hedefim de Türkiye’de eğitimimi ilahiyat bölümünde devam etmektir. Tabii hem derslere katılıp hem de hafızlık yapmak kolay olmadı benim için. Bunun için çok çaba harcadım, neredeyse hayattan koptum, her şeyden vazgeçtim ama bu benim için ne kadar zor olsa da o kadar keyifli ve güzeldi.
Yeri geldi kendimi çok yanlız hissettim, yeri geldi çaresiz hissettim ama pes etmedim. Biliyordum başaracağımı çünkü Allah yardım ediyordu ve öyle de oldu” diyerek kısa zamanda hafızlığını tamamlamasındaki sırrı anlattı: “Öncelikle bunu başarmak zor ama bunu muhafaza etmek, unutmamak daha zor. İnşallah ömür boyu muhafaza edeceğimi ümit ederim. Bu başarının en büyük sırrı inanmak ve severek yapmaktır.
Tabii bir de hocanızın azmi ve gayreti de çok önemli. Benim hafızlık hocam bu konuda benimle çok fazla ilgilendi. Ben bu vesileyle Hfz. Nehal İbrahimi’yi Üskübümüze bir hafız daha kazandırmasından ötürü tebrik ve şükranlarımı iletir, daha nice hafızlar yetiştirilmesini Rabbimizden niyaz ederim” dedi.
Hafızlık tek kelimeyle bir lütuftur
Gençlerimize hafızlığı tavsiye eden hafız Tuğba, “Hafızlık tek kelimeyle bir lütuftur. Herkes yapabilir, üstün zeka gerekmiyor. Hafızlıkla birlikte insan canlı bir Kur`ân oluyor. Mesela bir arkadaşına lakap takacağınız zaman bu konuda ayet geliyor aklınıza vazgeçiyorsunuz. Gıybet edeceğiniz zaman başka bir ayet geliyor terk ediyorsunuz. Yani hafızlığın hayata yansıması lazım, zaten hafızlık da budur. Hafızlık anlamlı bir emanettir.
Bu vesile ile hafızlığımda en büyük destekçilerimden biri olan kıymetli babama hayır dua; hıfz yolunda beni teşvik eden hocalarıma, her türlü desteğini esirgemeyen aileme, Allah Kur`an`a hizmet eden herkesten razı olsun” diyerek sözlerini sonlandırdı. Melek Adem
- Bu haber 25-03-2017 tarihinde yayınlanmıştır.