Osmanlı İnsanlığın Geleceğidir
Konferansta Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Feyzullah Bahçi'nin yaptığı açılış konuşmasının ardından bilgilerini misafirlere paylaşan Kaplan, konferansını sundu. Konuşmalarında Yusuf Kaplan farklı kültürlere, dillere, dinlere, medeniyetlere hak tanımayan tek bir medeniyetin dünyaya hakim olduğunu söyleyerek, insanlığın bu farklılıklara hayat hakkı tanıyacak medeniyet fikirlerini insanlığa sunması gerektiğinin de altını çizdi.
Kaplan, Üsküp'ü de örnek göstererek burada farklı dinlere ve kültürlerin birlikte yaşadığını ve bu toprakların yeni bir medeniyet için örnek teşkil edebileceğini de söyledi.
Yusuf Kaplan, dünyada tek bir medeniyetin hakim olduğunu ve diğer medeniyetlerin de Batı uyarlığı tarafından yok edildiğini söylerken, konuşmasına şu şekilde devam etti: "Dünyada şu an tek bir uygarlık var. Batı uygarlığı. Batı uygarlığı dışında diğer medeniyetler ya yok edildi ya da fosilleştirildi. Bu söylediğim şeyi tarih felsefecileri çok iyi bir şekilde açıklar. Çağımızın iki büyük tarih felsefecisinden biri olan Arnold Toynbee, 'insanlık tarihinde geliştirilmiş 26 medeniyetten 16'sını fiilen batı uygarlığı 300 yılı içerisinde yok etti, 9'unu fosilleştirdi.' demiştir. Dünyaya tek bir medeniyetin hakim olması başka medeniyetlerin bir şekilde yaşamasına izin vermemesi dünya barışının geleceği açısından olumlu sonuçlar doğurmaz. Nitekim doğurmadı da. Mesela Batılılar Rönesans, siyasi, iktisadi, düşünce devrimleriyle dünya üzerinde bir hakimiyet kurdular. Dolayısıyla başka medeniyetlerin yaşamasına imkan tanımadılar. Bunun sonucu çok büyük bir çatışmalar oldu. Mesela 20. yüzyıl bu açıdan insanlık tarihinin en kanlı dönemidir. iki büyük dünya savaşı, sadece başka medeniyetlerin bir şekilde tarihten çekilmesiyle sonuçlanmadı. Aynı zamanda Avrupa'nın da tarihten çekilmesiyle sonuçlandı. Özellikle ikinci dünya savaşıyla birlikte Avrupa'daki büyük güçler birbirleriyle kapıştılar. Daha sonra soğuk savaş dönemine geçildi. Ardından soğuk savaş dönemi sona erdi ve bir neo liberalizim dönemi başladı. Bir şekilde başka kültürlerin kısmen önü açıldı. Ama özetle şunu söyleyeyim, 400 yıllık modern batı uygarlığının dünya üzerinde kurduğu hakimiyetin bizi getirdiği nokta şu; Batı uygarlığı başka kültürlerle, başka medeniyetlerle, başka dinlerle birlikte yaşama tecrübesi üretemedi. Mesela örnek vereyim, İspanya'da Endülüs medeniyetinin kökleri kazındı. Sadece Müslümanlar değil Yahudiler ve Hıristiyan olmayan herkes bir şekilde ya sürüldü veya yok edildi. Aynı zaman dilimleri içinde Hıristiyanlar, Hıristiyan olmayanları bir şekilde yok saydılar, yaktılar. Ama İslam medeniyetinin en son ve en sofistike kavramlarını geliştiren Osmanlı medeniyeti, aynı zaman dönemi içinde farklı dillere, dinlere, kültürlere mensup toplumları Balkanlarda, Kafkaslarda ve Ortadoğu'da 5 asır barış içerisinde yaşatmayı başardı. Bu aslında Toynbee'nin de enteresan bir şekilde söylediği şekilde doğrulayan bir tecrübe. Toynbee şunu söyler; 'Osmanlı insanlığın geleceğidir.' der.
Yusuf Kaplan, konuşmasında Osmanlı'nın farklılıklara verdiği önemden de söz ederken, şunları dile getirdi: "Buradaki en önemli şey şu, Batıda 14-15. yüzyıllarda Endülüs yok edildi ve Hıristiyan olmayanlara hayat hakkı tanınmadı. Aynı öyle 14-15. yüzyıllarda 1463 yılında Fatih Sultan Mehmet Bosna'yı fethettiğinde bir ferman yayınladı. Şunu söyledi; 'Hıristiyan olana, Yahudi olana dokunan karşısında Osmanlı'yı bulur'. Farklı dinler, kültürler, medeniyetler insanlığın gelişimine katkılar sunmak zorunda. Tek bir kültürün tek bir uygarlığın dünyaya hakim olması demek tek tipleşmeyi doğurur. Dolayısıyla bu insani de değildir. Neden farklı kültürler, medeniyetler insanlığa katkıda bulunmasın ki? Açıkçası son yüzyılda dünya bir kaosun eşiğinden geçiyor. Yeni bir medeniyet arayışı var. Farklı dillere, dinlere, etnisitelere, kültürlere hayat hakkı tanıyacak medeniyet fikirlerinin dünyaya sunulması gerekiyor. Bu açıdan Balkanların insanlara verebileceği çok önemli bir tarihi tecrübe var. Mesela Üsküp böyle bir şehir. Farklı kültürler, dinler, medeniyetler aynı yerde kozmik bir dans gerçekleştirdiler. Tek bir kültürü dayatmak yerine, farklı kültürlere hayat hakkı tanıttılar. Buradan insanlığa sunulacak bir medeniyet fikri çıkabilir."
- Bu haber 27-05-2015 tarihinde yayınlanmıştır.