“Vakıflar Balkanlar’da Osmanlı Türk kültürünün bir mirasıdır”
Kuzey Makedonya’da yıllardır çözülemeyen en büyük sorunlardan birini vakıf mallarının iadesi teşkil ediyor. Süreç, mahkemelerde uzatılsa da vakıf malları bu ülkedeki Türk-İslam imzasının en büyük değerleri arasında gösteriliyor.
Makedonya’daki vakıf mallarını, Uludağ Üniversitesinde “Tanzimat’tan Osmanlı Hâkimiyeti Sonuna Kadar Makedonya’da vakıflar” konusuyla doktorasını tamamlayan Dr. Mümin Ömer’le konuştuk.
Yaptığınız araştırmalar sonucu Makedonya’daki vakıflar hakkında ne gibi bilgiler verebilirsiniz?
Makedonya’nın Osmanlı idaresine girmesi akabinde Anadolu’nun muhtelif bölgelerinden getirilen Türkler çeşitli şehir ve köylere iskân ettirilmiştir. Makedonya toprakları fetihle birlikte farklı etnik grupları asırlarca bir arada barındırmıştır. Müslümanlar, yerleştikleri bu toprakları yeni bir düşünceyle imar ve ihya etmiştir. Bu imar faaliyetleri, umumiyetle vakıflar vasıtasıyla gerçekleşmiştir.
Vakıf mefkûresiyle canlanan Balkan şehirlerinin silueti değişmiş, İslamî bir ruh ve hüviyet kazanmıştır. Vâkıflar, başta cami olmak üzere inşa ettirdikleri, mektep, medrese, tekke, imaret, kütüphane, çeşme, köprü vb. kurumların giderlerini finanse etme adına, gelir getirici yapılar olan han, hamam, kervansaray, fırın, değirmen, dükkân, bağ, bahçe, tarla, çiftlik vb. gayrimenkul ve menkullerini vakfetmişlerdir.
Muhkem bir gelir gider muvazenesi üzerine tesis edilen vakıf sistemi, asırlarca ilave maddi desteğe ihtiyaç duymadan vâkıf şartları doğrultusunda topluma hizmet vermiştir. Osmanlı dönemi Makedonya şehirleri vakıflar ve hayırseverler eliyle bayındır hale getirilmiştir. Yukarıda zikredilen sosyal ve dini faaliyetlerin tamamı vakıflar tarafından topluma kazandırılmış ve maddi olarak finanse edilmiştir.
Vakıf mallarının araştırılması ve gün yüzüne çıkarılması hangi açıdan önem taşıyor?
Vakıfların gün yüzüne çıkarılması birçok yönden önem taşımaktadır. Osmanlı idaresi boyunca Makedonya’nın hangi şehirde ne kadar vakıf kurulmuş, bu vakıflar hangi tarihlerde tesis edilmiş, vakıf kurucularının sosyal statüleri nelermiş, vakıf mülklerin nasıl asırlarca finanse edilmiş, kimler bu kurumlarda görev yapmış, ne kadar ücret almış bu benzeri konularda geniş bilgi edinme yanı sıra, inşa edilen vakıf eserlerinin kaçı günümüze intikal etmiş, kaçı etmemiş gibi konularda fikir sahibi olmamız adına oldukça önemlidir.
Bu gibi bilgilerin gün yüzüne çıkarılması ve Osmanlı Devleti’nin 500 kusur yıl hüküm sürdüğü bölgeyi nasıl mamur ettiğini bilinmesi açısından da olukça elzemdir. Vakıflar, Türk İslam medeniyetinin her alanındaki güzel örnekleriyle var olmuştur. Vakıflar Balkanlar’da Osmanlı Türk kültürünün bir mirasıdır. Vakıf mirasına sahip çıkmak her Müslümanın imkânları ölçüsünde görevidir.
Araştırmalarınızda sizi en çok şaşırtan ve heyecanlandıran konu hangisiydi?
Makedonya vakıfları arasında pek çok dikkat çekici vakıf örneği bulunmaktadır. Bu bağlamda bunlardan bir kaçını misal olarak kısaca zikredebiliriz. Makedonya’da ve farklı bölgelerde vakıflar tesis eden Yahya Paşa vakfına misafir olarak gelecek kimselere üç gün boyunca ücretsiz hangi yemeklerin ikram edileceği ve atlarına ne kadar yem verileceği gibi detaylı bilgileri vakfiyeye tescil ettirmesi misafire verdiği değeri açıkça ortaya koymaktadır.
Ayrıca Yahya Paşa, inşa ettiği Sıbyan Mektebinde eğitim gören 20 yetim öğrenciye her gün burs yardımı yanı sıra Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı günlerinde elbise yarımı yapması, maddi imkânı olmayan çocukların bayram günlerinde sevindirmesi vakıfların el atmadı bir alanının kalmadığını göstermesi açısından da oldukça önemlidir.
Bir diğer dikkat çekici misalde de Radoviş’te Hâfız İbrahim Efendi vakfında karımıza çıkmaktadır. Vâkıf, evini, 500 kuruş parasını ve farklı ilim dallarına ait sahip olduğu 15 kitabını da öğrencilerin ve eğitimle meşgul olan kimselerin istifadesi için vakfetmiştir.
Baskının az olduğu kitabın pahalı olduğu dönemlerde hayırseverler sahip oldukları kitapları aile efradının ihtiyaçları için evlerinde bırakmayıp, kitap almaya maddi durumu el vermeyen öğrenci ve ilim erbabını düşünüp onların faydalanması için kitaplarını vakıf etmeleri, vâkıfların her alanda hizmet verdiğinin en güzel göstergesidir. Bütün bu ücretsiz hizmetler karşılığında, vâkıf bânilerinin, vakıf mülklerinden istifade eden kimselerden beklentileri kendileri ve yakınlarının ruhuna dua etmeleridir. Bu da maddi değil manevi beklentidir.
Vakıf mallarının iadesi konusunda düşünceniz neler? Aynılarının iadesi burada yaşayan Müslüman topluma neler kazandıracak?
Osmanlı’nın Makedonya’dan ayrılışından sonra şehirlere ilmek ilmek dokudukları vakıf eserleri gayrimüslimler tarafından tedricen tahrip edilmeye başlanmıştır. Bu kıyımdan kurtulamayan binlerce eser tarihe karışmıştır. Tarihe karışan bu eserlerin isimlerini ve bânilerini arşiv belgelerinden öğrenmekteyiz.
Makedonya’nın her şehrinde olan vakıf mülkleri Makedonya Devleti tarafından Müslümanlara iade edildiği takdirde, bu eserler asıllarının uygun olarak tamir ve restore edilir. Akabinde dini ve sosyal alanda Müslümanların hizmetine sunulur, maddi ve manevi katkı sağlar. Ayrıca vakıfların iadesi konusunda İslam Birliği kararlılıkla hukuki mücadelesini sürdürmektedir. Bu hususta İslam Birliği, kısıtlı da olsa bazı neticeler elde etmiştir.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Eğitim aşamasında desteğini gördüm İştip İsa Bey Medresesine, Türkiye Diyanet Vakfına ve Uludağ Üniversitesi İlahiyat fakültesi Hocalarıma gönülden teşekkür ederim. Maddi ve manevi olarak yardımlarını gördüm isimlerini burada tek tek zikredemedim, hocalarıma ve kurumlara ayrı ayrı teşekkür ederim. Bu günlere ulaşmamda büyük emek sarf eden ve haklarını asla ödeyemeyeceğim aileme ise teşekkürü bir gönül borcu bilirim.
Dr. Mümin Ömer kimdir?
Mümin Ömer, 1988 yılında Kuzey Makedonya’nın Radoviş şehrine bağlı Alikoç köyünde doğdu, ilk ve orta öğrenimini Krste Petkov Misirkov okulunda tamamladı. 2008 yılında İştip İsa Bey Medresesi’nden, 2014’te Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl Uludağ Üniversitesi’nde İslam Tarihi alanında yüksek lisansa başladı ve 2016 yılında “Vakfiyeler Göre XV-XVIII. Asırlarda Makedonya’da Vakıflar ve İşlevleri”, adlı teziyle yüksek lisansını tamamladı. Yine aynı Üniversitede “Tanzimat’tan Osmanlı Hâkimiyeti Sonuna Kadar Makedonya’da vakıflar” üzerine yazdığı teziyle doktorasını tamamladı.
Ayrıca yazar, 5. Uluslararası Sosyal Bilimler Üsküp kongresinde XIX. Yüzyılda Manastır’da Kurulan İki Gayrimüslim Vakfı, başlıklı bildiriyi sundu ve bu bildiri Yitik Hafıza Peşinde Üsküp konuşmaları adlı kitabın içerisinde bir bölüm olarak 2020 yılında neşredildi. “XVI–XVIII. Yüzyıllarda Üsküp ve Manastır’da Kurulan Sıbyan Mektebi Vakıfları” konulu makale ise Vakıflar Dergi’sinde 2020 yılında yayınlandı.
- Bu haber 26-04-2021 tarihinde yayınlanmıştır.