İbrahim Murat: "Makedonya'nın Birlik, Beraberlik ve Hukukun Üstünlüğüne İhtiyacı Var"
Bir toplumda en önemli alanlardan biri olan hukukun önemi Makedonya'da yaşayan Türk gençlerinin de artık önemsediği bir unsur. Makedonya Türklerine hizmet eden hukukçuların sayısı gittikçe artıyor. Gençler hukuku tercih edip topluma bu alanda hizmet etmeyi tercih ediyor.
Eğitimini başarılı bir şekilde tamamlayarak hedefine ulaşan hukukçularımızdan biri de İbrahim Murat'tır. İbrahim Murat ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi siz okuyucularımıza aktarıyoruz.
İbrahim Murat Kimdir?
"Ben İbrahim Murat 1993 Yılında Vrapçişte'de doğdum. İlköğrenimimi Gostivar "M.K Atatürk" İlkokulunda tamamladım. Lise eğitimime Gostivar Belediye Lisesi ve dıştan sınavlarla Üsküp "İsa Bey" medresesinde devam ettim. Küçük yaşlarda İstanbul’da Sümbül Efendi ve Fatih Kuran Kurslarında 5 yıl boyunca eğitim aldım. Bu eğitim ışığında, düz lise ile birlikte Medrese eğitimini aldım. Üniversiteye 2011 yılında "Kiril ve Metodiy" Hukuk Fakültesinde başladım. Aynı Üniversiteden 2014 yılında güzel bir başarı ile mezun oldum. Hemen ardından aynı fakültede Medeni Hukuk alanında Yüksek Lisans eğitimimi tamamladım. Üniversite yıllarım sırasında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ve Hukuk Bürolarında staj yapma imkânım oldu."
"Öncellikle ilgi ve alakanızdan dolayı sizlere teşekkürlerimi sunuyorum. Yeni Balkan ailesi olarak biz gençlere gösterdiğiniz ilgi çok güzel. Yaptığınız işin ne kadar önemli olduğu ortada. Başta milli kimliğimiz ve Türkçemizin güzel bir şekilde yaşatılmasında emeğiniz çok büyük. Sizlere bu gayretlerinizden dolayı ve sizin ne kadar çabaladığını yakından bilen biri olarak teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim."
Neden Hukuk alanını seçtiniz?
"Hukuk canlı bir varlık gibidir. Durmadan kendini yeniler, günceller. Küçüklüğümden bu yana hep hukukla iç içe oldum. Hukuk hep ilgimi çeken bir meslek olmuştur, Tabi dikkatimi çekmesinin en büyük etkeni, idolüm olan babamdır diyebilirim. Onun yaptığı işleri görerek, yazdığı makaleleri okuyarak, araştırdığı konulara ilgimin olması ve hukukla iç içe yaşaması, soydaş toplumların sorunlarını hukuki tabana taşıması benim hukuk fakültesini seçmemdeki en büyük etkenlerden biridir. Hukuk alanını tercih etmemin diğer bir nedeni ise Makedonya Türk toplumunun Hukuk alanındaki eksiklikleri ve Türk Hukukçu sayımızın az olmasıdır. Bunun eksikliğini büyük derece son dönemlere aslında hissettiğimizi görüyoruz. Soydaşlarımın var olan dertlerini ilerideki çalışma hayatımda bir nebze bile derman bulacaksam bu benim için en büyük mutluluk olacaktır. Hukuk bölümünü seçmemin tek amacı ileride milletimizin hukuk alanındaki eksikliklerini gidermek, milletimizin entegrasyon süreci ile yasal bilincinin artırılması, devlet ve toplumumuza hayırlı ve faydalı bir birey olmaktır. Yaşadığımız toplumda bir hukukçu ve Türk bireyi olarak var olan bunca ciddi sorunumuza sessiz kalmam mümkün değildir. Eğitim, Kültür, siyasi ve en önemlisi yasalarda mevcut olan ayrımcı tutum ve yaklaşım benim bu alanda daha da derine inmem ve sorunların çözüm noktasında kendimi geliştirmeme vesile olmuştur. Hukukçu sadece günlük çalışmalar ile değil, yaşadığı toplumun kültürünü, âdetini, geleneğini ve en önemlisi yaşadığı sorunlarını bilecek ve bu bağlamda bu sorunlara hukuki yolları ile çözüm arayacaktır."
Bir hukukçu olarak ne iş yapıyor ve ek olarak nelerle uğraşıyorsunuz?
"Bir hukukçu olarak tabi kendimizi her gün geliştirebileceğimiz kadar geliştirmek zorundayız. Şuanda Yüksek lisans tezimi nerdeyse bitirmek üzereyim ve Allah nasıp ederse en yakın zamanda savunmam olacak. Ondan sonra inşallah iyi bir bölümde Yurt içi veya yurtdışında bir Üniversitede Hukuk alanında doktora eğitimime devam etme planım var. Diğer yandan hukuki araştırmalar devam etmekteyim. Özellikle sizin gazetenizde haftalık yazdığım köşe yazılarında gündemi ele alırken, düşüncelerimizi ifade ederken ciddi araştırmalar sonucunda bunu yapıyoruz. Mutlu olduğum husus, bu konu hakkında yazılarım güzel ilgi görmekte, çok sayıda okuyucuya ulaşmakta ve tüm çevrelerden büyük derecede destek görmekteyim. Bu gelişme bana bu tarzda yazılarımız devam etmesi için ilham olmakta. Onun için gerçekler üzerinde konuşmaz isek o zaman arpa tanesi kadar yol alamayız. Bunun amacı da yukarıda belirttiğim gibi, vatandaşlarımızın özellikle Türk soydaşlarımızın yasal bilincini artırmaktır. Diğer yandan uzun bir süre hukukçu olarak MATÜSİTEB'de çalışmalarda bulundum. Oradan çok verimli tecrübeler ile ayrıldım. Soydaş sıkıntılarını yakinen sahada gördüm ve bu doğrultuda çalışmalarım biraz daha genişledi. Şu anda da aynı Hukuk alanında Balkan Üniversitesinde Hukuk dairesinde çalışmalarımız devam ediyor."
Makedonya'da hukukun genel olarak durumunu kısaca değerlendirir misiniz?
"Hukuk canlı bir varlık gibidir. Hukukçular da toplumun doktorlarıdır. Tabi şu anda maalesef hukuk alanında Devletimiz Makedonya'da özellikle son dönemlerde patlak veren siyasi krizle üzücü olaylar olmakta. Hukuk belli kaideler üzerine oturtturulmuş bir alandır fakat şu anda bu kaidelerin çoğunun yok sayıldığı bir dönemdeyiz. Keyfi uygulamalar ile, çıkarlar yâda başka emeller için şu anda Makedonya’da hukuk sisteminin çoğu ayaklar altına alınmış diyebilirim. Özellikle son dönemlerde yapılan keyfi çalışmalar ile aslında siyaset hukuka müdahale etmiş ve hukuk ayaklar altına alınmıştır. Makedonya, bağımsızlığından bu yana en büyük hukuki krizini yaşamakta. Bunun ana sebebi, hukukun üstünlüğüne, yasama, yürütme ve yargı kurumlarının riayet etmemelerinden ve yetkilerinin sınırlarını aşmasından kaynaklanmaktadır. Hukukun siyasallaştırılmasından dolayı devletimiz çıkmaza girmiştir. Birileri hukuku siyaset sanarak, yıllarca farklı dayatmaların sonucunda, bugün çıkmaz bir sokağa girmiş bulunmaktayız. Yazılı bir şekilde Anayasa ve kanunlar her ne kadar güzel ve kaliteli gözükse de, pratikte aslında bunun böyle olmadığını görmekteyiz. Bunun ana sebebi başta Anayasa ve kanunlar objektif, eşitlikçi ve gerçekçi prensipler üzerinde hazırlanmamış olmasıdır. Bazı milli grupları ön plana çıkarma çabaları ayrımcı yaklaşım sonucunda bugün hukuk çıkmaz bir sokağa girmiştir. Bunu söyle açıklayalım: ,,Makedonya Cumhuriyeti Anayasası; Hukukun üstünlüğü, İnsan haklarının korunması, gelişmesi ve sosyal devlet algısına önem veren Anayasadır." Bu tanım güzel gibi gözükse de aslında eksikliğini şuradan görebiliriz. 134 maddeden ibaret olan Makedonya Cumhuriyeti Anayasası 1991 yılında, zamanın parlamentosu tarafından getirilmiş ancak gerçekçilik açısından birçok eksiği olan dar çerçeveli Anayasa niteliğindedir. Dünyada mevcut Anayasalarla Mukayese edildiğinde 1991 yılı Anayasamız gerçekçilikten uzak dar çerçeveli ideolojik ve aşırı uçlara dayandırıldığı için 23 yılda toplam 32 değiştirgeye (amandmana) maruz kalmıştır. Misal olarak 1787 yılında getirilen ve 200 yılı aşan ABD Anayasasına bakılırsa bunca seneye rağmen sadece birkaç değiştirge yapılmıştır." Hukuk düzeni, doğduğu andan itibaren bireyin karşısına kabul edilmesi ve uyulması gereken, kesinlikle doğru kurallar olarak çıkar. İnsan, özgür bir varlıktır ve iradesini hukukun buyrukları doğrultusunda kullanabileceği gibi, onlara aykırı bir yönde de kullanabilir. Bu nedenle toplum içinde insanların tutum ve davranışlarının hukuk kurallarına uymaması, her zaman mümkündür, ve bu doğrultuda şu anda halk tabanından oluşan memnuniyetsizlik aslında hukukun eksikliğinden kaynaklanmaktadır.. Makedonya Türkü olarak değerlendirmede bulunmuş olacaksak, adaletsiz bir sistemin olduğunu göreceğiz. Eğitim ve kitap sıkıntısından tutun, (özellikle son Ekstern sınavlarında Türk çocuklarının karşılaştığı skandal Türkçe soruları hataları ile), sınıflarımızın donanımı, kültür alanındaki sıkıntılarımız, diller kanunu kullanımı, seçim yasasında var olan eksiklik ve ayrımcı tutum ve en önemlisi Anayasa ile garanti edilen Ohri Çerçeve Anlaşması Hakça temsil ilkesinin ayaklar altına alınması. Bu sadece aklıma gelen bir kaç ciddi sıkıntımız. Hukuk bize bu hakları tanıyor aslında herkesin eşit derece eğitim görme hakkı dillerin kanunu vs. Ancak gerçekçi olmayan bahaneler ile yıllarca olduğu gibi Türk halkı ayrımcılığa uğramakta. Yukarıda bahsettiğim yasal haklar bilinci yetersizliği burada ortaya çıkıyor. Elde edemediğimiz, ayrımcılığı hissettiğimiz noktada aslında mahkemeye başvuru yapmalı ve bu doğrultuda haklarımızı aramalıyız. Son olarak bu konu hakkında şunu söyleyebilirim. Daha huzurlu bir Makedonya için biz hukukçuların yeni bir dünya oluşturması lazım. O dünyada tüm insanlar eşit olmalı ve insan değerlerine önem verilmelidir. Her şey insanlık için vardır. Tüm kurum ve kuruluşlar insanların huzur ve saadeti için çalışmalı. Bunlar ancak insanlık için var olmalı."
Bir genç hukukçu gözüyle ülkedeki siyasi krizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Geçen yayınladığım Prjino anlaşması ile ilgili yazımda aynen şu kelimeleri kullanmıştım: Hukuk üstünlüğünün çiğnendiği, demokratik hak ve özgürlüklerin ayaklar altına alındığı, devlet kurumları arasında farklı tutumların olduğu, meydana gelen her sıkıntıda Avrupa’nın desteğini alarak iki etnik unsur arasında (Makedon ve Arnavut) durmadan anlaşmaların gerçekleştirildiği, Hükümetin usulsüzlüklerle boğulduğu, Muhalefetin bir yerlerden bulduğu kasetlerle ile hiçbir proje ortaya atmadan, çözüm üretmeden hükümete gelme çabaları ve yüz binlerce hayali seçmenin yaşadığı bir devlet ‘’Makedonya,, Bundan hareketle siyaset halka değil kendi kişisel ve ideolojik egolarına teslim olmuştur. Siyaset halk için değil şu kendi dar çevreleri için yapılmakta. Bunun sonucunda krizler kaçınılmaz olur. Hukukun üstünlüğü zedelenir, milletlerarası ilişkiler darbe alır, ekonomik sıkıntılar meydana gelir ve uluslararası arenada itibar kaybı olur.. Başta yolsuzluklar, yargının bağımsız olmaması, Özel savcılığın çalışmasının kısıtlanması, toplumlar ve dinler arası kin ve nefretin hat safhada olduğu, kutuplaşmaların artması, ekonomik sıkıntıları ve güvenin tamamen kaybolması. Maalesef bunlar Makedonya’da çıplak gözle görünen olaylar. Dileğim en yakın zamanda ortak bir dilin bulunması ve devletimizde olan bu siyasi krizin en az bir zararla atlatılmasıdır."
Sizce Makedonya'da her yıl yurt dışına giden gençler var? Bunu neye bağlıyorsunuz?
"Belki sorduğunuz en önemli soru bu. Makedonya'da göç kanayan bir yara. Özellikle genç nüfusta beyin göçü çok yüksek seviyelerde. Bunun ana sebebi bana göre ekonomik zayıflık. Bir devlet düşünün ki en Büyük işveren kurum Devletin ta kendisidir. Ekonominin düşük olması ve Makedonya Türker’inin devlet organlarında ve özel sektörde entegrasyon sürecinin bilinçli olarak yavaşlatılması bizi göçe zorlamakta. Burada umudunu bulamayan kardeşlerimizde zor bir yolu seçerek göç ediyor. Yalnız, Makedonya'dan 1953-1960 yılları arasında Türkiye'ye 350.000 kişi göç etmiş.2000'lı yılların başında her ne kadar göç dalgasını durdurduk desek de aslında bunun yeniden patlak verdiğini görmekteyiz. Ama bu defa göç, eğitim göçü şeklini almış. Özellikle üzüldüğümüz bir konu: Türkiye Cumhuriyeti Devleti anavatanımız hepimize şu anda çok cazip gelmekte ve orada eğitimini devam eden yüzlerce kardeşimiz var, Bu çok güzel bir husus ancak eğitimini tamamlayıp orda yaşamayı tercih edenler, oraya göç edenlerin sayısı son zamanlar çok artış gösterdi. Bence oraya eğitim için giden kardeşlerimiz eğitimini tamamlayıp burada kendilerini bekleyen görevlere dönmelidirler. Kadro eksikliğimiz aslında buradan kaynaklanmakta. Örneğin Oraya imam hatip okumak için giden çok fazla öğrencimiz var ve çoğu da oralarda kalmayı tercih etmekte. Ama resme birde Makedonya gözü ile bakacak olursak, burada ne kadar fazla Cami imamı, dini okutmanların eksik olduğunu göreceğiz. Maalesef bu boşluğu biz şu anda Türkiye’den gelen kadrolar ile dolduruyoruz. Bu bahsettim husus bütün üniversite bölümleri için geçerli. Türkiye devleti orda okuyan öğrencilerimize çok büyük imkânlar sunmakta, bu imkânları iyi değerlendirip Makedonya'ya geri dönmeleri ve buradaki mücadeleye ortak olmaları gerekmektedir. Yoksa Türkiye'de kalarak sadece kendileri değil buradaki halkın vebali altına da girmekteler. Özellikle Türkiye Yurt dışı burslarında ciddi değişikliklerin olması taraftarıyım. Ya da bir şekilde oraya eğitim için giden kardeşlerimizin geri dönmesi zorunlu kılınmalı ve bir nebzede olsa en azından bu göçe dur diyebilmeliyiz."
Son olarak hukukçu adaylarına ne mesaj vermek isterdiniz?
" Hukuk tabi çok güzel ve fazla emek isteyen bir meslek. Ancak ben bütün genç kardeşlerimizi bu bölüme davet ediyorum. Kendilerini hem toplumsal bazda hem de siyasi ve hukuki alanda geliştirebilecekleri bir alan. Diğer yandan bugün Makedonya’da Yargı’da ve tüm hukuk kurumlarında bir elin parmağını geçmeyecek kadar Türk üye mevcuttur. Bu boşlukları ancak hukuk kadroları ile doldurabiliriz. Biz gençler bu hizmet davasında gelecekte bayrağı devralacak kişileriz. Hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemeliyiz. Hiç durmadan çalışmamız gerekmektedir. Anavatanımızın Türkiye'nin şu andaki pozisyonu bizlere daha da güzel bir geleceğin ve istikbalin olduğuna işarettir. Tekrardan hepinize saygı ve hürmetlerimi sunarım."
- Bu haber 21-06-2016 tarihinde yayınlanmıştır.