Reşat Bilbil: Kırçova’da 20 yıldır ‘Türkçe’ mücadelesi veriyoruz
Kırçova’da 2000’li yılların başında başlatılan Türkçe mücadelesinde en ön saflarda yer alan biri olan Reşat Bilbil, bu mücadeleye sadece bir kaç kişiyle başladıklarını fakat bugün Kırçova sokaklarında Türkçe’nin yaygın bir şekilde konuşulduğunu büyük bir heyecanla vurguluyor.
Türkiye’de aldığı ilahiyat eğitimiyle Kırçova’da dini hayata da katkı sunan Reşat Bilbil, Çullu Baba Tekke Camisinde bir yandan imamlık yaparken bir yandan da çocuklara Kuran öğretiyor. Kendisi ayrıca büyük çabalarla Türkçe eğitim hakkı elde edilen ilkokulda öğretmenlik de yapıyor.
Reşat Bilbil 1979 Kırçova doğumlu. İlkokul eğitimini Kırçova’nın Sande Şteryoski İlkokulu’nda altıncı sınıfa kadar okudu. Yedinci ve sekizinci sınıfta Tekirdağ İmam Hatip’e geçiş yaptı. Lise eğitimi Tekirdağ İmam Hatip’te tamamladı.
Geçtiğimiz günlerde Kırçova’ya gerçekleştirdiğimiz ziyarette Reşat Bilbil ile sohbet etme imkanımız oldu.
Reşat Bilbil sorularımızı yanıtlayarak hem kendisi hakkında bilgi verirken, hem Kırçova’da Türklerin yaşantısına dair ayrıntılar paylaştı.
-Hangi yıllarda Türkiye’de eğitim gördünüz?
“1992 yılında Türk Demokratik Partisi aracılığıyla Türkiye’ye gidip orta okul ve lise eğitimini Türkiye’de tamamladım. Eğitimim boyunca Tekirdağ’da öğrenci yurdunda kaldım. Eğitimi tamamladıktan sonra Kırçova’ya döndüm. 1999 yılında askerliğimi yaptım. 2001 yılında İzmir’in 9 Eylül Üniversitesi’nde İlahiyat Fakültesini kazandım. 2005 yılında İlahiyat Fakültesinden mezun olduktan sonra memleketimize geri döndüm.”
-Kırçova’ya döndüğünüzde neler yaptınız?
“İzmir’den döndüğüm o yıl, Kırçova Çullu Baba Tekke Camisinde imamlığa başladım. Daha sonra 2008-2010 yıllarında yüksek lisans eğitimi için Sakarya Üniversitesine kayıt yaptım. Dersleri geçtim fakat tezi bırakıp yeniden geri döndüm. 2010 yılında evlendim. İmamlık yaparken, aynı zamanda mezun olduğun ‘Sande Şteryoski’ İlkokulunda öğretmen olarak göreve başladım. Hemen sonrasında da İştip Goce Delçev Üniversitesinde uzmanlık eğitimine başladım. 2011’de Dinler Ahlakı Öğretmenlerinin Yetkilileri konulu tezini savunduktan sonra uzmanlık eğitimimi tamamladım. 12 yıldır öğretmen olarak çalışmaktayım. Bir dönem ‘Mirko Milevski’ lisesinde ders verdim. Çevredeki köy okulları Lisiçani ve Çelopeci’de de ders verdim. 12 yıldır hem imam hem öğretmen olarak çalışmaktayım.”
-İmamlık ve öğretmenlik gibi büyük emek isteyen mesleklerin yanında bildiğimiz kadarıyla başka alanlarda da faaliyet gösteriyorsunuz?
“2013 yılında Kuran kursları başlattık. O yıldan bu güne kadar kesintisiz yaz Kuran kursları yapıyoruz. 2005 yılından bugüne kadar Türkçe kursları da vermekteyim. Bir dönem Gayret Derneği bünyesinde Türkçe kurslar sunmuştum. Kısa bir dönem derneğin başkanlığını da yaptıktan sonra ayrıldım ve faaliyetlerime Çullu Baba Tekkesi’nde devam ediyorum. Tekke bünyesinde ‘Çullu Baba Hayrat Eli’ Derneği’ni de kurduk. Şu anda başkanlığını yürütüyorum. Her yıl Bursa Osmangazi Belediyesi ile birlikte sünnet merasimi düzenliyoruz. Türkçe kursları, Kuran kursları yapıyoruz. Kurban bayramında kurban dağıtımı yapıyoruz. Aktif bir şekilde faaliyetteyiz.”
-Yıllar süren bir mücadelenin ardından Türkçe Kırçova’da yeniden hayat buldu, ne diyorsunuz?
“Kırçova’da 20 yıldır bir dil, bir Türkçe mücadelesi var. Bu zaman diliminde ciddi ilerleme kaydedildi. Başta Türkçe bilen birkaç kişiydik sadece, bir elin parmaklarını geçmiyorduk. Fakat şimdi durum çok farklı. Türkiye’den konuk geldiğinde, onlarla konuşmamız için bizi kimse çağırmıyor. Sokaklarda Türkçe konuşulduğunu duyabiliyoruz.”
-Peki bir kaç yıl önce Kırçova Belediyesi’nde resmileştirilen Türkçe’nin kullanımı hangi seviyede?
“Türkçe resmi dil ile alakalı biz şimdiye kadar biz bir şey göremedik. Büyük ihtimalle sadece kağıt üzerinde bir şey. En basit bir örnek verecek olursak, 20 yıldır Türkçe eğitimin sunulduğu ‘Sande Şteryoski’ İlkokulunda bile Türkçe tabela yok. Bu işler biraz yavaş işliyor.”
-50 yıl önce Türkiye’ye göç vardı, şimdiyse Avrupa ülkelerine. Kırçova’da göç mevzusu ne durumda?
“Kıçova’dan Türkiye’nin en çok İstanbul, Adapazarı, Bursa illerine göç olmuştu geçmişte. Göç hala devam eden ciddi bir mevzu. Şimdiyse Avrupa ülkelerine göç oluyor. Gençlerde mesela son zamanlarda Almanya ve Slovenya’ya göç etme isteği bulunuyor. Kırçova’nın çevresindeki köylerde bu göç daha yaygın. Kırçova merkezde daha az olsa da göç hala devam ediyor. Göçün etkisini hem okulda hem camide görebiliyoruz. Hissediliyor, cemaatin azaldığı. Bu meseleyi bir türlü çözemedik. İnşallah çözülür.”
-Nedir bu Kırçovalıların Fenerbahçe aşkı?
“Kırçova’da bir Fenerbahçe aşkı var. 90’lı yıllarda Fenerbahçe isminde bir kulüp varmış. Bir süre üçüncü ligde oynamış. Bu sevgi o dönemden geliyor. Tek tük istisnalar hariç Kırçovalıların yüzde 90’ı Fenerbahçe taraftarıdır. Dolayısıyla şimdi Kırçova’da Fenerbahçe Fan Kulübü var. Spor konusunda biraz geride olabiliriz fakat geçmişte faklıydı.”
Kırçova’da göçün ciddi boyutta olduğunu defalarca vurguladı Reşat Bilbil. Bu gidişle on, on beş yıl sonra yeniden Kırçova’yı ziyaret ettiğimizde sohbet edecek insanı zor bulacağımızı söyledi.
- Bu haber 28-08-2022 tarihinde yayınlanmıştır.