'Türkiye ile Makedonya Arasında Kültürel ve Sanatsal Köprü Oluşturuyoruz'
Makedonya'da 2010 yılından bu yana faaliyet gösteren Üsküp Yunus Emre Enstitüsü bir yandan Türk kültürünü tanıtan faaliyetler düzenliyor diğer yandan da Makedonya'da yaşayan Türklere yönelik önemli çalışmalar gerçekleştiriyor. Bu kapsamlı çalışmalar hakkında Üsküp Yunus Emre Enstitüsü Müdür Vekili Fuat Korkmaz ile söyleşi gerçekleştirdik.
- Yunus Emre Enstitüsü 15 yıldır birçok ülkede faaliyet gösteriyor. Enstitünün kuruluşundan biraz bahseder misiniz?
"Malumunuz olduğu üzere Türkiye son 15 yılda özellikle dış politikada çok önemli atılımlar gerçekleştirdi. Yunus Emre Enstitüsü de bu atılımların en önemli enstrümanlarından birisidir. TİKA gibi, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları gibi özellikle yurt dışında faaliyet gösteriyor, Türkiye'yi yurt dışında tanıtıyor, destek projeleriyle Türkiye'nin tanıtılmasına destek veriyor. Tabii Yunus Emre Enstitüsü Türkiye'nin en önemli kültürel diplomasi hamlesidir. 2007 yılında kurulan bir kanun ve sonrasında Yunus Emre Vakfı ve 2009 yılında da Yunus Emre Vakfının Bünyesinde Yunus Emre Enstitüsü kuruluyor. Üsküp Yunus Emre Enstitüsü de 2010 yılında Yunus Emre Enstitüsü'nün çalışmaları kapsamında Makedonya'nın başkenti Üsküp'te Türk dilini, tarihini, kültürünü, sanatını tanıtmak, Türkiye'nin Makedonya ile alış verişini arttırmak, Makedonya ile kadim, tarihi ve kültürel dostluğunu geliştirmek amacıyla kurulmuş bir enstitüdür."
- Yunus Emre Enstitüsü'nün önemli hedefleri ve amaçları var. Enstitü sizce amaçlarına ulaştı mı?
"2010 yılından bu yana enstitü olarak çok önemli faaliyetlere Makedonya'nın önemli kurum ve kuruluşlarıyla beraber imza atmış, Türkiye ile Makedonya arasında kültürel bir köprü olma özelliğini Üsküp Yunus Emre Enstitüsü yakalamıştır. Başta edebiyat söyleşileri olmak üzere konserler, şiir akşamları, konferanslar, panel ve sempozyumlara kadar birçok alanda faaliyet göstermeye başlamış ve bu faaliyetlerine devam etmektedir. Burada temel amaç Türkiye'yi kültürel açıdan tanıma, tanıtma ve tanıştırmaktır. Asıl amaç Türkiye'nin enstitünün bulunduğu ülkede, enstitünün bulunduğu ülkeyi tanıması, bulunduğu ülkeyi tanıttırması ve bulunduğu ülke ile Türkiye'yi tanıştırmasıdır. Asıl amaç, asıl hedef, asıl gaye budur. Türkiye'yi tüm yönleriyle tanıtmaktır. Bilindiği üzere özellikle 50'lerden sonra yurt dışına çıkan, Almanya'ya, Avusturya'ya ve farklı Avrupa ülkelerine çıkan vatandaşlarımız ve yurt dışındaki soydaşlarımız Balkanlar, Türki Cumhuriyetler başta olmak üzere Türkçe öğretmişler, kurmuş oldukları dernekler, vakıflar ve kültür kurumları vasıtasıyla Türk kültürünün tanıtılmasına, Türk kültürünün farklı milletlerle farklı etnisitelerle buluşturulması noktasında önemli çalışmalar yapmışlardır. Ama hem vatandaşlarımız hem de soydaşlarımız böyle bir enstitünün varlığını her zaman arzu etmiş, böyle enstitünün kurulması için gayret sarf etmiş ve bu enstitünün yokluğunu her zaman hissetmişlerdir. Enstitünün kurulmasıyla tabii bu rüya olarak tabir edilen çalışma gerçekleşmiştir."
- Yunus Emre Enstitüsü olarak siz Türkiye'nin kültürel diplomasisini yürütüyorsunuz. Verdiğiniz bu mücadele hakkında neler söyleyebilirsiniz?
"Tabii biz kültürel diplomasi yapıyoruz. Kültürel diplomasi nedir? Bir toplumun kendi dilini ve kültürünü tanıtması, kendi imajını yurt dışında daha üst seviyelere çıkarması ve kendi kültürel faaliyetleriyle yurt dışında ülkesini tanıtmasıdır. Bunu siz dil yoluyla yapabilirsiniz. Bunu konserler, sergiler, sempozyumlar, el sanatları atölyeleri, kendi kültürel hafızanıza ait enstrümanlarla yapabilirsiniz. Aydın buluşmalarıyla yapabilirsiniz, gazetecilerle, medyayla buluşarak yapabilirsiniz. Kültür diplomasideki temel amaç, toplumunuzun dünyada daha etkin, ticarette daha kazançlı ve dünya üzerinde sözü geçen bir toplum haline getirmektir. Bizim enstitümüzün de asıl amacı budur. Tabii kültürel diplomasinizi gerçekleştirebilmek için iddianızın olması lazım. Eğer iddianız yoksa böyle bir yola çıkamazsınız. Böyle bir iddianız varsa, kültürel diplomasiyi, kültürünüzü tanıtıyor ve dilinizi sınırlarınızın ötesine çıkarıyor, sınırlarınızın ötesinde Türkçenin çalışmalarınızı yapıyorsunuz demektir. Türkiye'nin böyle bir iddiası var."
- Üsküp Yunus Emre Enstitüsü, Makedonya'da kaç kişiye Türkçe öğretti?
"Üsküp Yunus Emre Enstitüsü olarak Makedonya'da iki alanda faaliyet gösteriyoruz. Bunlardan birincisi Türkçe eğitimi, ikincisi ise kültürel ve sanatsal faaliyetler. Makedonya'da bulunan nitelikli ve çok ciddi bir nüfus var ve bu nüfusa enstitü olarak Türkçe öğretiyoruz. Enstitümüz bünyesinde 2010 yılında başladığımız Türkçe kurslarında yaklaşık 6 yıl içerisinde toplamda 3 bine yakın Makedonya vatandaşı Türkçe öğrenmiştir. Bunların içerisinde tabii bakanlık mensuplarını, diplomatlarını, Savunma Bakanlığı askeri personelini kattığımızda enstitünün çok geniş yelpazeli eğitimci, işveren, çalışan, diplomat, öğrenci çok geniş nitelikli bir nüfusa Türkçe öğrettiğini görüyoruz. Makedonya'nın Ankara Büyükelçisi Sayın Zvonko Mutsunski de Yunus Emre Enstitüsü'nün Türkçe kurslarına katılanlardan birisi. Biz bundan çok büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Makedonya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı diplomatlarının, Yunus Emre Enstitüsünün Türkçe eğitim kurslarına katılıp, kendi büyükelçiliklerinde görev alması ve Türkçe öğrendiklerini, Yunus Emre Enstitüsü’nde Türkçe öğrendiklerini belirtmesi gerçekten bizi memnun ediyor."
- Üsküp Yunus Emre Enstitüsü 2016 yılı faaliyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz, kaç faaliyete imza attınız?
"Makedonya'da kültürümüzün bütün öğelerini, edebiyatımızı, sanatımızı, yemek kültürümüzü, giyimimizi, örf ve adetlerimizi her yönleriyle anlatıyor ve tanıtıyor, Makedonya halklarıyla farklı etkinliklerle buluşturmaya çalışıyoruz. 2016 yılı içerisinde yaklaşık 60'a yakın faaliyet gerçekleştirdik. Makedonya'nın hem ulusal hem de uluslararası alanda gerçekleştirmiş olduğu festivallere katıldık. Üsküp Yazı Festivali, Manaki Film Festivali, Struga Şiir Akşamları, Üsküp Sonbahar Festivali gibi uluslararası festivallere Türkiye'den edebiyatçıyı, sanatçıyı, akademisyenimizi, müzisyenimizi getiriyor ve Türkiye ile Makedonya arasında bir kültürel ve sanatsal köprü oluşturuyoruz."
- Makedonya'da uzun yıllar ciddi sorunlarla mücadele ederek ayakta durmaya çalışan Türkçe eğitime destekte bulundunuz mu?
"Makedonya'da özellikle Türkçe eğitimi alanında TİKA desteği ile Türkçe eğitimi verilen derneklerimize kitap destekleri yapıyoruz. Artık Yunus Emre Enstitüsü Türkçe eğitimi noktasında kendi kitaplarını basıyor, kendi materyallerini hazırlıyor, kendi videolarını hazırlıyor ve biz bu materyalleri Makedonya'nın farklı ücra köşelerinden tutun, Manastır, Struga, Kırçova, Gostivar ve Türkçe eğitim verilen diğer şehirlerdeki derneklere hediye ediyoruz. Artık Yunus Emre Enstitüsü'nün materyalleri de oradaki kurslarda kendilerine yer buluyor. Tabii Makedonya'daki Türkçe eğitimini de destekliyoruz. Özellikle 2016 yılı içerisinde gerçekleştirdiğimiz 2 önemli proje ile Makedonya’da Türkçe eğitimi noktasında büyük destek verdik. Bunlardan birincisi, Berova'da gerçekleştirdiğimiz ‘’Pozitif Eğitimciliğin Gelecek İnşası’’ adlı proje, orada yaklaşık olarak 40 tane soydaş eğitmenimiz yer aldı. Makedonya'nın farklı şehirlerinde Türkçe eğitim veren soydaşlarımız yer aldılar. Orada onların kişisel gelişimlerini, öğretmen-öğrenci ilişkisi, öğretmen-ebeveyn ilişkisi kapsamında Türkiye'den getirdiğimiz önemli iki akademisyenle onlara özellikle kendilerini geliştirebilecekleri bir ortam hazırladık. Son olarak Aralık ayında Türkçe eğitim çalıştayı gerçekleştirdik. Yine Türkçe eğitim alanında verdiğimiz desteklerden bir tanesiydi bu. Hem Türkiye'den katılan katılımcılar hem de Makedonya'daki 120'ye yakın ilköğretim okulu, lise ve üniversite eğitmenleriyle beraber bu çalıştayı gerçekleştirdik. Bir taraftan bizi yüzyıllardır bekleyen soydaşlarımıza, ulaşmaya, dokunmaya, onlarla beraber görünmeye çalışıyor, bir taraftan da onlara ümit ve güven veriyoruz. Yani soydaşlarımızın yanında olmak bizim asli görevimizdir."
- Türkiye'de geçen yıl yaşanan 15 Temmuz olayları ve ardı ardına gerçekleşen hain terör saldırıları Türkiye'nin Yunus Emre Enstitüsü aracılığıyla Makedonya'da yaptığı projeleri etkiler mi?
"Biliyorsunuz 15 Temmuz'da Türkiye'de darbe girişimi ve terörist bir faaliyet gerçekleşti ülkemize karşı, ülkemizin demokrasisine karşı, milletimize, halkımıza karşı. Tabii biz enstitü olarak yurt dışında çalıştığımız bölgelerde şunu gördük: FETÖ Türkiye'nin marka ismini, Türk bayrağını, Türk insanının gönül muhabbetini hep kötüye kullandı. Türkiye'yi her alanda kötüledi. Biz bu imajı tabii Türkiye ile hiçbir şekilde ilişkilendirmiyoruz. Enstitü olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve halkımızın sonrasında kazanmış olduğu zafer bizim de buradaki heyecanımızı daha da arttırmıştır. Çalışmalarımızı daha da hızlandırıyoruz. 50 faaliyet gerçekleştiriyorsak 70'e çıkarıyoruz. Destek faaliyetlerini arttırıyoruz. Çünkü gerçekten büyüyen, güçlenen, gelişen Türkiye'nin enerji kaybına hiç tahammülü yok. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın da liderliğinde artık var olan, sınırlar ötesinde var olan bu yeni Türkiye'nin 15 Temmuz'dan sonra daha da güçlendiğini, varlığının daha da sağlamlaştığını, adımlarının daha da zemine sağlam bastığını söyleyebilirim. Biz başta Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçiliği olmak üzere TİKA'yla, YTB'yle artık çalışmalarımızı daha da heyecanla yapıyoruz."
- Yunus Emre Enstitüsü'nün Makedonya'da bulunması sizin açınızdan ne kadar önemli?
- "Biz Makedonya'da çok farklı çalışıyoruz. Çünkü Makedonya bir Varşova, bir Tokyo, bir Londra değil. Burada soydaşlarımız var. Bizi yüzyıllardır bekleyen soydaşlarımız var. Onlarla beraber olmak, onlarla hasbihal etmek, onlarla konuşmak, onlara ümit ve güven aşılamak bizim asli görevimizdir. Yaptığımız 60'a yakın faaliyetin yarıdan fazlası zaten soydaşlarımıza yöneliktir. Biz onların varlığıyla varız. Eski Başbakanımız Sayın Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'nun 2012 yılında Kültür Merkezinin açılışında çok güzel bir sözü vardır. Biz aslında yitirdiğimiz, kaybettiğimiz kültürümüzü Makedonya'da Üsküp'te aramaya, bulmaya, yeniden keşfetmeye geliyoruz. Çünkü Üsküp İstanbul'dan önce fethedilmiştir. Bu anlamda da soydaşlarımızla beraber inşallah önümüzdeki süreçte de çok önemli çalışmalara imza atacağız."
- 2017 yılında hedefleriniz nelerdir, daha önemli projelerden hangilerini sayabilirsiniz?
"Önümüzdeki süreçte daha önceki yıllarda gerçekleştirdiğimiz 'Kütüphane Sohbetleri' başta olmak üzere ilkokuldaki minik Türk öğrencilere yönelik yaptığımız 'Türk Masal Saati' faaliyetleri devam edecek. Cvetova'ya gideceğiz, Valandova'ya gideceğiz, Terace'ye gideceğiz, Ohri'ye, Manastır'a, Radoviş’e, İştip’e gideceğiz ve oradaki soydaş öğrencilerle buluşacağız. Yıl içerisinde film gösterimleri yapacağız. Hem Türkçe eğitim gören öğrencilerimize hem de Gostivar başta olmak üzere Ohri, Struga, Köprülü, İştip ve diğer şehirlerde de faaliyetlerimizi gerçekleştireceğiz. 2017 yılında da buradan müjdesini vermek isterim, İştip 'Goce Delçev' bünyesinde bir Türk köşesi açıyoruz. Biliyorsunuz Üsküp Yunus Emre Enstitüsü olarak üç farklı devlet üniversitesine Yunus Emre Enstitüsü Türkoloji projesi kapsamında hem Üsküp "Az. Kiril ve Metodiy" hem Kalkandelen Devlet üniversitesi hem de İştip "Goce Gelçev" Üniversitesinde akademisyenler görevlendiriyoruz. İştip 'Goce Delçev' üniversitesinde de hatırı sayılır bir Türkoloji öğrenci nüfusu var. Onların Türkçelerinin geliştirilmesi, edebiyat dalında kendilerini geliştirmeleri noktasında bir köşe açıyoruz. Orada hem bir kütüphane olacak, hem bir derslik olacak. Üsküp Yunus Emre Enstitüsü'nün görevlendireceği bir okutman da orada Türkçe kurslarına devam edecek. Bu anlamda da İştip'te üniversite içerisinde olmak bizim için önemli bir çalışma olacak. 2017'de içerisinde yine soydaş öğretmenlerine yönelik bir seminer çalışması yapmak istiyoruz. Bu Kalkandelen'de veya Berova'da olabilir. Özellikle geçen sene yaptığımız çalışma çok yankı buldu. Orada seminerlere katılan öğretmenler kendi okullarına dönüp, kendi okullarındaki öğretmenlere yönelik okul içerisinde seminerler yaptılar. Öğrendikleri bilgileri, tecrübeleri, deneyimleri onlarla buluşturdular, onlara aktardılar. Bunun çok yayılmacı bir etkisini gördük. Bu sene de böyle bir çalışma yapmak istiyoruz.
- Okuyucularımıza herhangi bir mesajınız var mı?
"İnşallah 2017 senesi hem Türkiye için hem Yunus Emre Enstitüsü için hem diğer kurumlarımız TİKA, YTB için çok verimli bir yıl olarak geçecek. Biz Makedonya'da faaliyet göstermekten, Makedonya'da bulunmaktan, soydaşlarımızla beraber olmaktan, Makedonya'daki halklarla Türkçeyi, Türk kültürünü buluşturmaktan dolayı son derece mutluyuz, minnettarız."
- Bu haber 21-02-2017 tarihinde yayınlanmıştır.