Doç. Dr. Taner Hasan: ‘Beslenme bozukluğu ve fiziksel aktivite eksikliği obezitenin en önemli nedenleri arasında’
Bu yıl 31’incisi düzenlenen Avrupa Obezite Kongresi’ne Kuzey Makedonya’yı temsilen katılan Makedonya Obezite Derneği Başkan Yardımcısı ve Endokrinoloji Uzmanı Doç. Dr. Taner Hasan, kongre ve obezite hakkında Yeni Balkan’a açıklamalarda bulundu.
İtalya’nın Venedik şehrinde düzenlenen kongreye Kuzey Makedonya’dan aralarında Makedonya Obezite Derneği Başkanı İrfan Ahmeti’nin de bulunduğu toplam 8 kişi katıldı.
Kongrede obeziteyle mücadele ile ilgili ülkeler arasında fikir alışverişinde bulunuldu. Kongre kapsamında ise ülkelerin tecrübe paylaşımlarından hareketle oluşturulan deklarasyona katılımcı tüm ülkelerin temsilcileri imza attı.
‘Her ülke kendi uygulama ve tecrübelerini paylaştı’
Kongrede Balkan ülkeleriyle ilgili de bir toplantının gerçekleştirildiğini aktaran Doç. Dr. Taner Hasan, “Bu yıl Balkan ülkeleriyle ilgili de bir toplantı düzenlendi. Obezite konusundaki yeni gelişmeler planlandı, ülkeler arasında fikir alışverişinde bulunduk. Herkes kendi ülkesindeki pratik ve tecrübelerini birbiriyle paylaştı. Aynı zamanda Venedik deklarasyonu da imzalandı. Venedik Deklarasyon’unda önümüzdeki 5 yıl içerisinde obeziteyle ilgili Avrupa ülkelerinin uygulaması gereken planlar yer alıyor.” dedi.
Hasan, ülke temsilcileri tarafından obeziteyle ilgili açıklanan tüm teklifler özetlenerek deklarasyona dahil edildiğini kaydetti.
Bu konu hakkında bilgi veren Hasan, “Her ülke kendi toplum özelliklerine göre belirli konularda obeziteyi engellemek amacıyla hangi adımların atılması gerektiğini ifade etti. İfade ettiğimiz tüm maddeler deklarasyona ilave edildi. Bütün ülkelerin teklifleri ele alındıktan sonra onların bir özeti çıkarıldı ve bir deklarasyon haline getirilerek, bütün ülkeler tarafından imzalandı. Şu anda Avrupa Obezite Derneği’ne üye olan 36 ülke var. Bunlardan biri de Makedonya. Biz de imzamızı attık. Önümüzdeki 5 yıl boyunca imzalanan deklarasyonda yer alan bütün maddeler bizde de Sağlık Bakanlığı ve hastanelerdeki obezite merkezleri tarafından uygulanacaktır.” diye konuştu.
‘Makedonya, obezite yaygınlığı açısından Avrupa onuncusu’
Türk Endokrinolog Doç. Dr. Taner Hasan, obezite hastalarının tedavi masraflarının resmi sigorta kurumları tarafından karşılanmadığı konusuna da dikkat çekti:
“Makedonya, obezitenin yaygınlığı açısından Avrupa’da ilk 10 ülke arasında bulunuyor. Ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 20 ila yüzde 25’i obezite seviyesinde. O yüzden bu seviyenin biraz azaltılması lazım. Diğer Avrupa ülkelerinde yüzde 15 ila yüzde 20 civarlarında. Önümüzdeki dönemde obezitenin azaltılması için neler yapılması gerektiği yönünde planlama yapıldı. Ayriyeten obezite tedavisi konusunda biraz daha fazla zaman ayrıldı. Çünkü çoğu ülkede obezite tedavisi Sağlık Bakanlığı veya sigorta kurumlarına bağlı değil, onun geri ödemesi yapılmıyor, hastaların çoğu tedavi masraflarını kendileri karşılıyor. Ancak diyabeti olup da obezitesi de varsa o zaman resmi sigorta kurumları tedavi masraflarını karşılıyor. O yüzden bu konuya daha fazla eğilim gösterilmesi gerektiği de kongrede ifade edildi. Gerekli merciilere baskı yapılması gerekiyor. Gerçekten hastaların artık büyük bir kısmı sadece obeziteyle geliyor. Bir kısmında diyabet de yok. Fakat obezite hastanın diğer günlük aktivitelerini azaltıyor. Aynı zamanda obezite diğer hastalıklar için de çok büyük bir risk arz ediyor. O yüzden bu konuda tedavinin daha fazla insanlara yayılması gerekli olduğunu söylediler. Tedavi şu andaki Makedonya standartlarına göre biraz pahalı olduğu için, büyük bir kısmının devletin karşılaması gerektiği ifade edildi, biz de bu konuda hemfikirdik.” sözlerini sarf etti.
Şu anda bin 500’e yakın hasta devletin himayesi altında, sigorta kurumunun ödemesine bağlı pozitif listede tedavi alıyor. Fakat çoğu kendi imkanlarıyla ilaçları tedarik etmeye çalışıyor. Şu ana kadar tedavi alan hasta sayısı pozitif listede olan hasta sayısının kat kat üstünde. Aşağı yukarı yaptığımız hesaplamalara göre şu anda 10 binin üzerinde hasta Makedonya içerisinde tedavi kullanıyor. Bunların üçte ikilik kısmı tedavileri kendi imkanlarıyla satın alıyorlar. Ancak üçte birlik bir kısmı devletin imlanlarından faydalanabiliyor. İnşallah ileride bu konuda yeni hükümet kurulursa, yeni sağlık bakanıyla birlikte belki bu hasta sayısı listesini biraz arttırma imkanımız olabilir. En azından bu sayıyı iki katına çıkarmaya çalışıyoruz. Öyle olursa en azından obezite konusunda daha fazla başarılı olacağımıza inanıyoruz.”
‘Genç nesilleri kapsayan bir hastalık’
Obezitenin daha çok gençlerde rastlandığını aktaran Hasan, “Son dönemlerde çocuk hastalarda da artış olduğunu gözlemledik. Bu Avrupa ülkelerinde de aynı, onlar da kendi tecrübelerini aktardılar. Orada da çocuk hastalarda obezite teşhisi çok daha fazla. Bizim obezite merkezimize gelen hastalarımızın yaklaşık üçte biri 18 ila 20 yaş grubunda bulunan hastalar. Diğerleri 20 ila 40 yaş grubunda olan hastalar. 40 yaşından sonra gelen hasta sayısı çok az. Daha çok genç nesilleri kapsayan bir hastalık.” dedi.
‘Obezite dünyada kronik bir hastalık olarak kabul ediliyor’
Obezitenin kronik bir hastalık olduğunun altını çizen Taner Hasan, “Obezite bugün dünya çapında bir kronik hastalık olarak kabul ediliyor. Bir sürü komplikasyonları olan bir durum. Tedavi edilmesi gereken bir hastalık. Her hasta sadece diyetlerle, fiziksel aktivitelerin arttırılmasıyla vücut ağırlığını kontrol altına alamıyor maalesef. Çünkü burada birçok diğer faktör de işin içine giriyor, onlar da rol oynuyor. Dolayısıyla sadece hastadan diyet yapmasını ya da fiziksel aktivitesini arttırmasını istememiz çok mantıklı değil. Çünkü bununla, hastalığın sadece yüzde 15’inde başarıya ulaşabiliriz. Büyük bir çoğunluğu yine tedaviye ihtiyaç duyan hastalardır. O yüzden hastalar bizim merkezlerimize geldiği zaman onlara iki üç aylık bir süre tanıyoruz. Di̇yetle ve fiziksel aktiviteye vücut ağırlarlıklarını ne kadar azaltacaklarına bakıyoruz. Eğer vücut ağırlıklarının yüzde 5’ten fazlasını azaltabiliyorlarsa o zaman diyet ve fiziksel aktiviteye devam ediyoruz. Fakat azaltamayan hastalar için tedavi öneriyoruz ve hemen tedaviye başlanıyor.” ifadelerini kullandı.
‘Kilo azalmasıyla vücuttaki birçok problem çözülüyor’
Doç. Dr. Taner Hasan, obezite hastalığına uygulanan tedavinin faydaları hakkında da konuşarak, şunları söyledi:
“Şu anda 12 yaşın üzerindeki bütün hastalara yönelik tedavi zaten dünya çapında onaylanmış durumda. Bütün dünyada kullanılıyor. Fakat hastaların doktor kontrolünde olmaları lazım. Kendi başlarına, kendi inisiyatifleriyle tedaviye başlamamaları lazım. Çünkü her tedavide olduğu gibi bu tedavinin de yan etkileri olabilir. Ama doktor kontrolündeyse ve gerçekten ihtiyaç varsa hastalara verilmesinde fayda var. Çünkü bir sürü diğer komplikasyonları önlüyoruz tedaviyle. En çok kalp hastalıkları önleniyor hastalarda. Onun dışında diyabet önleniyor. Çünkü obezite azıldığı taktirde diyabet gelişme şansı da yarı yarıya düşüyor. Onun dışında hiper tansiyon problemi varsa hastalarda onlar için de büyük faydası var. Kan yağlarında yükselme varsa, onlar için çok faydası olur. Karaciğer yağlanması varsa, onda da ayriyeten pozitif etki oluyor uygulanan tedaviyle. Onun dışında kilo azalmasıyla beraber ortopedik problemleri olan hastalar için de baya faydalı bir tedavi. Çünkü uygulanan bu tedaviyle hastaların diz eklem ağrıları ve protez ihtiyaçları azalıyor. O yüzden bu multidisipliner bir hastalık, birkaç bölümün bakması gerekmektedir, sadece endokrinolojinin ilgilendiği bir alan olmaması lazım. Maalesef hem ülkemiz hem Balkan ülkelerinde sadece endokrinologlar ilgileniyor bu durumla. Ama ne Avrupa ne de dünyada böyle değil. Obezite merkezlerinde diğer branşlardan da doktorlar bulunuyor. Çünkü bu hastalar sadece bir tek şikayetle gelmiyor. Genelde birkaç şikayeti olan hastalar. Daha çok bu şikayetler diğer bölümlerle yani ya kardiyolojiyle, ya gastroentrolojiyle ya da ortopediyle ilgilidir. O yüzden daha fazla zaman ayırmak lazım ve gerçek problemlerinin ne olduğunu anlamamız lazım.”
‘Uygulanan tedaviyle ölüm oranları azaldı’
Obeziteye yönelik uygulanan tedaviyle ölüm, kalp rahatsızlığı ve beyin kanaması vakaları oranlarında düşüş olduğunu kaydeden Hasan, “Kongre 5 gün sürdü ve her gün aşağı yukarı bu konular üzerinde duruldu, tartışmalar yapıldı, ülkeler kendi tecrübelerini paylaştı. Aynı zamanda yapılan araştırmalar ve araştırmaların sonuçları da paylaşıldı. Artık tedavinin sadece diyabet olan hastalara değil, diyabeti olmayan hastalara verilmesi gerektiğinin de çok fazla üzerinde duruldu. Bununla ilgili çok sayıda araştırmanın neticesi paylaşıldı. Bu hastalarda genelde ölüm oranının azaldığı, kalp rahatsızlığı oranının azaldığı, beyin kanaması ya da inme oranlarının azaldığına vurgu yapıldı. Bütün bu komplikasyonların azalması için tedavinin en kısa zamanda başlaması lazım. Eğer hastanın gerçek endikasyonu varsa çok zaman kaybetmeden tedaviye başlamak lazım. Çünkü ne kadar erken başlanırsa, diğer komplikasyonların gelişme oranı azalıyor, hatta uygulanan tedaviyle bir kısmını da tamamen ortadan kaldırabiliyoruz. O yüzden çok fazla zaman kaybetmemezi önerdiler. En çok beklenecek süre 3 ay; eğer hasta gerekli kiloya ya da vücut ağırlığına ulaşamazsa çok fazla beklemeye gerek yok ve hemen tedaviye başlanmalı.” dedi.
‘Beslenme bozukluğu ve fiziksel aktivite eksikliği obezitenin en önemli nedenleri arasında’
Doç. Dr. Taner Hasan, obeziteye en çok beslenme ve fiziksel aktivite eksikliğinin neden olduğuna dikkat çekti.
Bunun üzerine “Obezite hastalığının artışında bir sürü etkili faktör var. En çok kalorik diyet ve fiziksel aktivite eksikliği etkili oluyor. Gün geçtikçe maalesef dünyada fiziksel aktivite azalıyor kişilerde. Beslenme bozukluğu var. Çok fazla kalorisi yüksek gıdalar tüketiyoruz, yağlı gıdalar, hamurlu gıdalar tüketiyoruz. En büyük etken bu. Fakat onların dışında genetik yatkınlık, çoğu hastanın ailede obezite problem varsa, onların etkisi de var. Hastanın mesleği çok önemli. Gelişmiş ülkelerde çoğu zaman kişilerin büyük bölümü bilgisayar karşısında çok fazla fiziksel aktivitesi olmadan masa başında çalışıyor. Bu da büyük etkenlerden biri. Genetik yatkınlıkta çoğu kişi aynı beslenmeye tabi tutulsa bile bir kısmı çok fazla kilo alabiliyor, diğer kısmı ise çok fazla kilo almıyor. Bunların hepsinin etkisi var fakat en büyük etken beslenme ve fiziksel aktivite. Bunlara dikkat etmemiz gerekli olduğunu, hatta bu konularda sağlık bakanlıklarının çok daha fazla baskı yapması lazım. Üretim şirketlerine, fabrikalara, özellikle gıda sektöründe çalışan firmalara. Satılan gıdaların paketlenmesi yapıldığı zaman ambalajın arkasında kaç kalori ihtiva ettiği, hangi miktarda hangi çeşit yağları ihtiva ettiğini yazmaları gerekiyor. Özellikle kongrede buna da vurgu yapıldı ve sağlık bakanlığı ve ilgili kurumlar bu konuya daha fazla eğilim göstermeleri gerekli olduğunu ifade ettiler. Avrupa’nın bir sürü ülkesinde bunlar zaten yapılıyor. Özellikle okullarda, çocukların bulunduğu ortamlarda yer alan dükkanlar, restoranlar, gıda satan, fast food satan yerlerde bunların dikkat edilmesi gerektiği ifade edildi. Özellikle okul yemekhanelerinde bu tür kalorik gıdaların bulunmaması, çocukların kolay ulaşamayacağı yerlerde olmaları lazım. Çocukların kolay ulaştığı yerlerde kalorik gıdalardan biraz uzak durulması gerekli olduğunu ifade ettiler. Bunlar da obezitenin engellenmesi açısından önemli adımlar. Fakat bunlar her ülkede uygulanabilecek şeyler değil. Bazı ülkelerde çok kısa zamanda düzgün bir şekilde uygulanıyor. Bizim gibi ülkelerdeyse uygulanması biraz zor konular. O yüzden bundan sonra hem dernek olarak hem obezite merkezleri olarak buna daha fazla eğilim göstereceğiz.” sözlerini sarf etti.
‘Çocuklara eğitimler vermemiz gerekiyor’
Obeziteyle ilgili okullarda eğitim verilmesinin önemine de değinen Hasan, şu bilgileri aktardı:
“Kongrede ayrıca, çocuk hastaların azalması için okullarda obezite, beslenme ve fiziksel aktiviteyle ilgili eğitim verilmesi de önerildi. Bu konularda sağlık bakanlığının ve obezite merkezlerinin çok fazla rol oynadığını ifade ettiler. O yüzden önümüzdeki süreçte Makedonya’da hem dernek olarak hem de obezite merkezleri olarak daha fazla aktivite gösterip sağlık bakanıyla beraber belirli okullarda, belirli bölgelerde Makedonya çapında çocuklara eğitimler vermemiz gerekiyor.”
- Bu haber 30-05-2024 tarihinde yayınlanmıştır.