Yurtdışındaki tedavi masrafları hangi koşullarda karşılanır?
Sağlık Sigorta Kanunu, ülkemizdeki devlet hastanelerinde tedavisi mümkün olmayan hastalıkların tedavilerini özel veya yurtdışındaki hastanelerde yapmasına olanak sağlıyor.
Kuzey Makedonya’da her yıl onlarca hasta ülkemizdeki devlet hastanelerinde tedavisi yapılamadığı için çareyi özel hastanelerde veya yurtdışında arıyor. Sigortalı her vatandaşın tedavi masrafları ise devlet tarafından karşılanıyor. Fakat bu noktada bilinmesi ve yerine getirilmesi gereken önemli prosedürler var.
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Hasani, son günlerde yine gündeme gelen ve kamuoyunda merak uyandıran Sağlık Sigorta Kanunu kapsamındaki yurtdışında tedavi masraflarının karşılanması konusunda açıklamalarda bulundu.
Hasani, çareyi ülkede bulamayan ve yurtdışında tedavi görmesi gereken vatandaşların yapması gerekenleri tüm ayrıntılarıyla açıkladı.
‘Hastanın tedavi sürecini önce Devlet Hastanesinde başlatması gerekiyor’
Hasani yaptığı açıklamada “Makedonya’nın devlet hastanelerinde tedavisi mümkün olmayan hastalıklar, Sağlık Sigortalar Fonu’nda sigortalı olunması şartıyla ister Makedonya’daki özel hastanelerde ister yurtdışındaki hastanelerde tedavi edilebilir. Hastalarımız Türkiye, Almanya, İtalya gibi ülkemizin sağlık sigorta anlaşması mevcut olan ülkelerde tedavi edilmeleri mümkündür. Ancak belli prosedürlerden geçmeleri gerekiyor. Bu prosedürler ikiye ayrılır; acil durumdaki bir hasta için farklı işlemler, aciliyet gerektirmeyen bazı hastalıklarda ise farklı işlemler yapılır. Dolayısıyla hasta Üsküp’te hastalığıyla ilgili olan devlet hastanesinin bir kliniğinde tedavisini başlatır. Orada hastanın röntgen, manyetik rezonans, tomografi gibi tetkikleri yapılır, ondan sonra o hastanenin doktorları bu hastalığın Makedonya’da tedavisinin mümkün olmadığına karar verirler ve bu doğrultuda bu hastanın ancak yurtdışında tedavi olabileceğini bildirirler. Bu kişi veya yakını, Sağlık Sigorta Fonu’nun ister yerel yaşadığı yerleşim yerindeki birimine ister Üsküp’teki merkezine başvuruda bulunur. Başvuru dilekçesiyle birlikte hastayla ilgili bilgiler, muayene olduğu hastanenin raporları, ekte sunulmalıdır. Öte yandan yurtdışında belirli bir ülkede irtibatta oldukları bir hastaneden o hastalığın tedavisinin mümkün olduğunu kanıtlayacak ve gerekli bilgileri sunacak rapor ve masrafların belirtildiği bir belge de sunmak zorunludur. Hastanın yurtdışında tedavi edilebilmesi için sunulan bu raporların Sağlık Sigortalar Fonu’ndaki birincil ve ikincil komisyonlardan geçmesi gerekmektedir.” şeklinde konuştu.
‘Hasta sadece masrafların yüzde 20’sini karşılar’
Hasani, masrafların karşılanması için neler yapılması gerektiğini de okuyucularımızla paylaştı:
“Uzman hocaların yer aldığı birincil komisyon hastanın bütün bilgi ve raporlarını değerlendirmeye alır ve gerçekten bu hastanın ülkemizde tedavisinin mümkün olmadığına karar verir ve hastanın yurtdışında tedavi olmasının yolunu açar. Birincil komisyondan çıkan karar, ikincil komisyonda da değerlendirmeye alınır ve onaylanır. Onaylandıktan sonra hastadan yurtdışında tedavi olacağı hastaneden ön fatura talep edilir ve masrafların yüzde 20’sini karşılaması istenir. Ardından da tedavi süreci onaylanır. Reşit olmayan çocuklara veya özel gereksinimli bireylere ise yanlarında bir refakatçinin de bulunmasına komisyonca onay verilir. Tedavi masraflarından yol masraflarına kadar her şey devlet tarafından karşılanır. Kalacağı süre zarfında ortaya çıkacak olan ek masrafların fişlerini ve hastanenin çıkış raporunu döndükten sonra 7 gün içerisinde Sağlık Sigorta Fonu’na sunması gerekmektedir. Yapılan bütün masraflar da karşılandıktan sonra dosya kapatılır. Hastalarımızın şuna dikkat etmeleri gerekiyor; eğer yapılan bir masrafın fişi yoksa ve kanıtlanamazsa bu masraf karşılanmayacaktır. Hasta ülkeye döndüğünde daha önce Devlet Hastanesi’nde muayenesini yaptığı kliniğe gidip yurtdışındaki tedavisi hakkında bilgi vermelidir. Tekrar bir muayeneden geçer ve doktorlar bu hastanın yurtdışında yapılan tedavisinin uygun olduğuna, herhangi bir tehlike arzetmediğine yönelik bir rapor hazırlar. Hasta sadece yüzde 20’lik bir masrafla karşı karşıya kalır.”
‘Acil durumlarda süreç hızlandırılıyor’
Acil durumlarda sürecin hızlandırıldığını da aktaran Yusuf Hasani, “Acil durumlarda Üsküp’teki klinik, hastanın durumu hakkındaki düşüncelerini hızlı bir şekilde belirtir ve hastanın yurtdışındaki herhangi bir hastaneye nakledilmesini öngörür. Bu durumda Sağlık Sigortalar Fonu alarma geçer ve raporların iki komisyondan da daha hızlı bir şekilde geçmesini sağlar. Tüm bu süreç iki üç gün veya en fazla bir hafta içerisinde tamamlanıp hasta yurtdışına sevk edilir.” dedi.
‘Prosedürlere uymadan yapılan yurtdışı tedavilerinin masrafları karşılanmaz’
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Hasani, belli prosedürlerden geçmeden yurtdışında yapılan tedavilerin masraflarının karşılanmayacağını fakat tatil için gittiği ülkede olup da herhangi bir acil durumda görülen tedavinin masraflarının karşılanacağını ifade etti.
Hasani bu konu üzerine “Bize sık sık bazı sorular iletiliyor, örneğin; Türkiye’ye gidip orada bazı özel hastanelerde tedavi olup buraya döndükten sonra Sağlık Sigortaları Fonu’nun tedavi masraflarını karşılayıp karşılamayacağını soruyorlar. Hayır, öyle bir şey imkansız. Sadece şöyle vakalar istisna; Mesela Türkiye’de tatil için gittiği sırada Allah korusun orada kalp krizi geçirir veya vücudunun belli bir yerinde kırık oluşur, ister istemez bulunduğu bölgede acilen tedaviye alınması durumunda harcanan masrafların büyük bir kısmı Makedonya ile Türkiye arasındaki Sağlık Sigortalar düzeyindeki anlaşmanın var olması sebebiyle karşılanmaktadır.” diye konuştu.
‘Sağlık sistemine karşı kaybolan güven geri geliyor’
Sağlık sistemine karşı kaybolan güven hakkında da konuşan Hasani şunları söyledi:
“Halkımızın geçtiğimiz 30 yıl içerisinde sağlık sistemimize olan güveni sarsılmıştır. Bu 30 yıl içerisinde hastanelerimizin durumu zaten ortada. Son zamanlarda yapılan aygıt tedariki, bölümlerin yenilenmesi az da olsa hastanelerimize güveni geri çevirdi ancak yeterli değil. Dolayısıyla insanımız hastalandığında ilk çareyi ya ülkemizdeki özel hastanelerde arama peşine düşüyor ya da maddi durumu biraz daha iyi olanlar yurtdışında tedavi olmaya gayret ediyorlar. Ancak şunu unutmayalım, ülkemiz son 10 yıldır buradaki Devlet Hastanesi’nde mevcut aygıtların yenilenmesi, doktorlarımızın devamlı olarak yurtdışında eğitimden geçmeleriyle, hastanemizde belirli bölümlerde üstün başarılar elde edilmeye başlandı. Yıllar geçtikçe sağlık sistemimize olan güven daha da belirginleşecek. Bunun en basit örneği; eskiden halk arasında perde olarak bilinen katarakt ameliyatı için Türkiye’ye gidelerleri. Daha sonra Üsküp’te açılan özel hastanelerde yüklü miktarda paralarla katarakt ameliyatı yaptırırlardı. Son dönemde Üsküp Devlet Hastanesindeki Oftalmoloji bölümünde çok üstün başarılı ameliyatlar gerçekleştirilmektedir. İstenilen seviyeye ulaşmasa bile organ nakli üzerindeki çalışmalarımız da devam ediyor. Bu konuda arada güzel işler ortaya çıkardık. Maalesef organ nakli gerektiren çoğu hastamızı Almanya, Türkiye, İtalya gibi ülkelere sevk etmek zorundayız.”
‘Basit bir bel fıtığı ameliyatı için yurtdışına gitmeye gerek yok’
Bazı alanlarda yeni aygıtların gelmesiyle uzmanlar tarafından başarılı ameliyatlar yapıldığına dikkat çeken Hasani “Son dönemde şöyle bir şeyler duyuyorum; Makedonya’dan bel fıtığı için özel hastanelere gidenler oluyor. Öyle bir şeye gerek yok çünkü basit bir bel fıtığı ameliyatı için Türkiye’ye gitmeye gerek yok çünkü nöroşirürji dalında artık dört beş tane önemli uzmanımız var. Hocalarımızın hepsi bu ameliyatları yapıyor. Hem de hiçbir masrafa gerek duymadan. Halkımızın sağlık sistemimize olan güvensizliği maalesef zamanında doktorlarımızın davranışlarıdan kaynaklanıyor. Şöyle bir algı var halk arasında, ‘paran yoksa falanca hastanede tedavi etmezler’ diye. Yavaş yavaş o algı ortadan kalktı. Ülkemizin AB’ye yönelik uyum süreci kapsamında Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’nun yaptığı yoğun çalışmalarla rüşvet ve yolsuzluk girişimlerinin yavaş yavaş ortadan kalktığını görüyoruz. Bir yıldır bu görevdeyim, şu ana kadar öyle bir şikayet gelmedi.” ifadelerini kullandı.
Sözlerinin sonunda Müsteşar Hasani “Gündemde yeni bir hastane inşası var. Allah’ın izniyle o hastane inşa edilirse halkımıza daha iyi sağlık hizmeti verebileceğiz. Çünkü bizim doktorlarımız özellikle Yugoslavya döneminde eğitim almış doktorlarımız teorik olarak çok güçlü doktorlardır. Bu dünya çapında bilinen bir gerçektir. Fakat maalesef teorik bilgi, elinizde modern aygıtlar olmadı mı boşa bir kenarda duruyor.” dedi.
- Bu haber 11-11-2022 tarihinde yayınlanmıştır.