TDP Genel Başkanı İlyas: Bu birliktelikten güç doğacak
Alışılagelmiş bir kalıbın dışına çıkarak siyasete yeni bir soluk kazandırdıklarını aktaran Türk Demokratik Partisi (TDP) Genel Başkanı Dr. Beycan İlyas, ‘Avrupa Cephesi’ne katılarak seçmenin önüne yeni bir seçenek sunduklarını ifade etti.
Türk Demokratik Partisi (TDP) Genel Başkanı Dr. Beycan İlyas, BDİ öncülüğündeki ‘Avrupa Cephesi’ koalisyonuna katılma süreci hakkında Yeni Balkan’a açıklamalarda bulundu.
Sorularımızı yanıtlayarak BDİ ile seçim ittifakı kurma nedenlerini de açıklayan TDP Genel Başkanı, kurulan bu ittifaka karşı bazı kesimlerce gösterilen tepkilere de yanıt verdi.
-Türk Demokratik Partisi, Makedon partileri yerine ilk kez Arnavut partileriyle bir seçim öncesi koalisyona girdi. Bunun sebebini açıklayıp, sürecin nasıl geliştiğinden bahseder misiniz?
“2 Nisan’da Devlet Seçim Komisyonu’na teslim edilen koalisyon anlaşması sonucunda hazırlanan listede Türk Demokratik Partisi kendi mühürüyle yer aldı. Uzun zamandan beri ilk defa yeni bir ittifak şekliyle seçime gidiyoruz. Tabii bunun öncesi de var, bunu kamuoyuna açıklamakta yarar var; biz seçim öncesi koalisyonlar kurulmadan önce bize görüşme talebiyle gelen bütün partiler ve koalisyonlarla hem Sosyal Demokratlar’la hem VMRO ile hem de Arnavut muhalefet partileriyle görüşmeler yaptık. Ve şu anda aynı koalisyonda bulunduğumuz Demokratik Bütünleşme Birliği BDİ ile görüşmeler yaptık. Bu görüşmeleri yaptıktan sonra partimizin en üst organı olan Merkez Meclisin, Merkez Yönetim Kurulu’nu yetkilendirmesiyle birlikte çalışma arkadaşlarımızla bütün bu teklifler değerlendirildi. Akabinde en son kararı vermek üzere partimizin Merkez Meclisin karşısına çıktık. Bütün görüşmeler, talepler, teklifler o toplantıda konuşuldu ve sonuç olarak partimizin Merkez Meclisinde yapılan oylama sonucunda bu cepheyle seçimlere gidilme kararı alındı. Öncelikle bu kararın partimize, halkımıza, üyelerimize, devletimize hayırlı olmasını diliyorum.”
“Partimizin kuruluşundan beri parlamento seçimlerine ilk defa farklı bir ittifakla gidiyoruz. Tabii orada sadece Arnavut partileri yok. Çoğunlukta Arnavut partileri yer alıyor ama Türk Demokratik Partisi, Makedonya’nın en büyük Türk partisi olarak hem en eski Türk partisi olarak biz de yer aldık. Bunun yanı sıra Boşnak ve Roman partilerinin de yer alması bunun anlam itibariyle daha geniş bir cephe oluştuğunun bir göstergesidir.”
“Bu birliktelikten eminiz ki bir güç doğacaktır”
“Alışagelmiş bir kalıp var. A Makedon partisi veya B Makedon partisinin kurduğu ittifaklar her zaman hükümeti kuran parti oluyordu ve diğerleri bir şekilde sonradan seçim sonrasında veya öncesinde ittifak ile bu hükümetin içinde yer alıyordu. İlk defa halkımıza ve Makedonya’ya şöyle bir fırsat sunuldu: Üçüncü bir seçenek. Şunu unutmayalım Makedonya nüfusunun yüzde 45’i Makedon olmayan toplumların yaşadığı bir ülke. Dolaysıyla o milletlerin oluşturduğu bir cephe, göstereceği performans ve halktan alacağı destek ile pekala bir gün hükümet kurma yetkisini de alabilir. Siyaseti iyi takip edenler, son dönemde siyasette yaşanan dalgalanmaları da iyi takip edenler bence hemfikirdirler bu konuda. Çünkü artık yeni bir seçenek sunuluyor. Avrupa Birliği üyeliği şüphesiz ki bu partilerin öncelikle söylemlerde yani seçim öncesindeki çalışmalarında birinci planda yer almakta. Parti programlarımızın da esas amaçları arasında NATO ve AB üyeliği söz konusu olduğu için dolayısıyla bu hedefe doğru atılmış son derece ciddi bir adım. Burada altı çizilmesi gereken bir mesele de var; siyasette tecrübe de çok önemli. Eğer ki bu cephede yer alan partileri ve onların siyasetteki varlığını gözden geçirirsek; mesela Demokratik Bütünleşme Birliği yaklaşık 22 yıldır siyasette varlar, Arnavut Demokratik Partisi’nin daha öncesinden de yaklaşık 32 yıldır yer alması, TDP’nin de aynı şekilde aslında bir birikimin de cephede son derece ciddi bir faktör olarak yer aldığını görebiliriz. Tabii ki bu siyasi birikim sadece yıllar içerisinde ülkemizin geçtiği birçok zorlu dönemlerinde de su üstüne çıkmış durumdadır. Ohri Çerçeve Anlaşması’ndan başlayan bir çalışmanın sonucunda çok ciddi dönemeçlerde inisiyatif almış olan partilerin bir birlikteliği olarak görülmesinde yarar var. Bu kararı verirken öncelikle hareket noktamız Makedonya’daki Türklerdir. Makedonya Türklerin hak ve hukukunu korumak ve geliştirmek bizim için bir öncelik. Ama tabii değişen dünyada, ülkemizdeki değişen siyasi trendlere de bakıldığında artık Arnavutların çok yaşamadığı bölgelerde de böyle bir cepheye sıcak bakılması, oradaki kardeşlerimizin de ‘Bu bir siyasettir sonuç itibariyle biz Türklere hizmet etmeyi düşündüğümüz için buna da karşı gelmeyiz’ denilmesinden sonra böyle bir cepheye karar kılındı. Şu ana kadar son derece olumlu tepkiler söz konusu. Tabii tarihi bir olay olarak nitelendirilebilir. Malumunuz eskiden Arnavut kardeşlerimiz bizleri ’niye bizimle gelmiyorsunuz, niye bizimle siyaset yapmıyorsunuz, niye bizimle ittifak kurmuyorsunuz?’ şeklinde itham ediyorlardı. Belli ki şartların oluşması için belli bir zamanın geçmesi gerekiyordu. Bu şartlar oluştu, bu birliktelikten eminiz ki bir güç doğacaktır. Seçim mottomuz da ‘Birlikten Güç Doğar’ olacak.”
“Bu birlikteliğin halk arasında uzun zamandır istenildiği de görülüyor”
“Şu anda cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası başlamış durumda. Burada altını çizmemiz gereken bazı noktalar da var; sayılmak çok önemlidir hem millet olarak hem de siyasi parti olarak. Bizim bu dönemde yaptığımız iş birliği memorandumunda bile takip edenler gördü, akabinde Cumhurbaşkanı adayı destek toplantısında da görüldüğü gibi özellikle bizim dilimize ve bayrağımıza azami bir şekilde dikkat edildi ve saygı gösterildi. Gostivar’da yapılan o görkemli imza şöleninde şanlı bayrağımızın dalgalanması, konuşmaların bir bölümünün Türkçe yapılması, yoğun alkış görmesi böyle bir birlikteliğin aslında halk içerisinde uzun zamandır istenildiğinin de bir işaretiydi. Bütün malzemeler Türkçeye çevrildi, hem Türkçemize dikkat edildiği, hem bayrağımıza dikkat edildiği için müteşekkiriz. Çok olumlu bir havada cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasına girmiş bulunmaktayız. Bu günlerde seçim kurmayımız, çalışma arkadaşlarımız ittifak ortaklarımızla birlikte Makedonya’nın dört bir tarafını kapsayacak şekilde programları hazırlıyorlar. Amaç halkımıza hem bu cepheyi anlatmak hem bu cephenin ileride yapması gerekenleri, plan ve programı aktarmak, bu doğrultuda çalışmalarımızı başlattık. İnşallah bu havaya da devam edeceğiz.”
-TDP’nin bu ortaklıktan milletvekili sayısı ve kazandığı taktirde hükümetteki görevleri açısından beklentileri nelerdir?
“Şu ana kadar yapılan araştırmalar seçimde çok ciddi bir başarı elde edileceğini gösteriyor. Mutlaka ortaklar arasında bu konuda da bir fikir alışverişinde bulunuldu. Bizim için en önemli meselelerden birisi kadro meselesinden çok önümüzdeki dönemde hakça temsil ilkesinin tam anlamıyla uygulanması konusunda, Anayasanın ve yasaların Türklere öngördüğü hakların tamamen kullanılması konusunda bir işbirliği ve bir anlaşma var. Tabii ki yarın hükümette de hakkettiğimiz yerleri alacağız. Malumunuz uzun zamanda bakanlar kurulunda bir Türk bakanın olmayışı nüfusa oranla üçüncü sırada yer alan biz Türkler için şüphesiz bir dezavantajdı. Artık bakanlar kurulunda da yer alacağız. Kurumlarda da arkadaşlarımız yerlerini alacak. Bu şekilde şu ana kadar halkımıza elimizden geldiğince verdiğimiz hizmetin devamını da sağlayacağız. Mesele sadece bunlarla sınırlı kalmayacak.”
“Beklentimiz iki milletvekili yönünde”
“Düşüncemiz şudur ki farklı milletlerin özellikle siyasette birlikteliğinde çok yeni ufukların açılabileceği yönünde. Malum Makedonya’nın toplumsal dokusu onu gerektiriyor. Biz bunu siyasette de yansıtmaya çalışacağız. Beklentimiz şu anda iki milletvekili. Ama bizi gururlandıran bir mesele var. Artık biz bu cephe içerisinde her seçim bölgesinde temsilcilerimiz var. İkinc seçim bölgesi hariç her seçim bölgesinde toplamda 14 milletvekili adayımız var. Dolayısıyla halkımızın güvenebileceği, oyunu kullanabileceği çok değerli çalışma arkadaşlarımız bu listelerde yer aldı. Toplumumuzun önemli kişilikleri listelerde yer aldı. Bu birliktelik ve halkımızdan aldığımız güçle birlikte Avrupa Cephesi’nin de başarıya ulaşması sonucunda eminim ki bundan sonraki süreçte çok daha farklı şeylerin olabileceği, şu ana kadar sekteye uğrayan bazı hukuki, bazı hak durumlarının düzeleceğini umuyoruz. Bu konudaki çalışmalarımız, ısrarımız devam edecektir.”
-Özellikle üçüncü ve dördüncü seçim bölgelerinde vatandaşlar ‘Batıdaki Türk kardeşlerimiz bizi açıkta bıraktı’ düşüncesi hakim. Bu konuda nasıl bir strateji yürüteceksiniz, özellikle Yörüklük bölgesindeki Türk kardeşlerimize nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
“Devletçilik anlayışını çok iyi bilen bir milletiz”
“Öncelikle mesajım şu: Her kardeşimiz kesinlikle şundan emin olabilir ki biz hiçkimseyi sahipsiz bırakmayacağız. Bunun bilinmesi gerekiyor. Makedonya’daki siyaset çok hızlı bir şekilde değişmekte. Özellikle Avrupa Birliği’ne yönelmiş olan ve Avrupa Birliği’ne tam üyeliği düşünen bir ülkede artık eskide kalmış bazı düşünceler, bazı kalıplaşmış hareketler artık yavaş yavaş geçmişte kalacaktır. Makedonya Türklerinin böyle bir doğası var. Yani Makedonya’nın her tarafında yaşamakta. Bir bölümde Arnavut çoğunluğunun yaşadığı, bir bölümde de Makedon çoğunluğunun yaşadığı bölgelerde biz Türkler yaşamlarımıza devam ediyoruz. Türklerin şöyle bir özelliği var, diğer milletler de pekala çok iyi biliyor. Devletçilik anlayışını çok iyi bilen bir milletiz. Herhangi bir millete karşı kesinlikle hiçbir zaman karşı bir düşüncemiz, karşı bir hareketimiz, milliyetçi veya şoven bir yaklaşımımız olmamıştır, olamaz. Çünkü bizim doğamızda bir defa yoktur. Bunu siyasete de yansıttık ve siyasette de eğer ki takip edilirse bugüne kadar herhangi bir milletle herhangi bir konuda karşı gelmişliğimiz yoktur. Biz gereken durumlarda hem Makedonlar hem Arnavut vatandaşlarına yasama durumlarında destek çıkmışızdır. Onlardan da aynı desteği görmüşüzdür çoğu yerlerde. Bugüne böyle gelindi. Bugün yaşanan bu durum belki bazılarına göre endişe verici. Ama bizim teşkilatımızdan aldığımız işaret neticesinde, bunun büyük bir sorun olacağını düşünmüyoruz.”
“Haksız ithamları reddediyoruz”
“Malum kendini bilmez bazı kişilerin bu konuda belki haksız ithamları olabilir. Biz onları şimdiden reddediyoruz. Sonuç itibariyle biz siyaset yapıyoruz. Bugün seçim öncesinde böyle bir durum söz konusu olabilir ama seçimde yine tüm milletlerin yer alacağı bir hükümet olacaktır. Seçim öncesinde illa ki bir polarizasyon olması şart değil. Tabii muhalefet her zaman malumunuz bunu kullanmaya çalışacaktır. Bunu da görüyoruz son dönemde. Tebrikler aldığımız kadarıyla bazı yerlerden tepkiler de almış olabiliriz. Ama bu tepkiler inanın o kadar çok az ki söylemeye de gerek yok. Ama doğuda bulunan ve özellikle üçüncü ve dördüncü seçim bölgesinde yaşayan biz Türklerin parti tarafından sahipleneceği, Avrupa Cephesi tarafından sahipleneceği gerçeğini de söylemek lazım. Kesinlikle birlikte hareket edeceğiz. 21. Yüzyılda özellikle bizim gibi çok etnikli bir ülkede milletler arasındaki ilişkilerin ne kadar hassas olduğunu, kırılgan olduğunu çok iyi bildiğimiz için her millet de geçmişten ders çıkararak bunlara çok fazla dokunmayacağından eminim. Şu ana kadar siyasette bunu gördük, diğer siyasi partilerden bu konuda tebrik aldık, hiçkimse bize ‘niye buraya gelmediniz, niye oraya gittiniz’ gibi şeyler söylemedi. Makedonya’da yaşayan Türkler bu ülkenin sadık vatandaşlarıdır, bu ülkenin vergisini veren vatandaşlarıdır, bu ülkeden hizmet bekleyen vatandaşlardır. Dolayısıyla kendi kaderlerini, kendileri çizebilecek kapasiteye sahip olan Türkler emin ki bu süreçten hiçbir sıkıntı yaşamadan geçecektir. Ve birçok kesime olduğu kadarıyla hem yakın coğrafyaya hem de dünyaya çok güzel bir mesaj vermiş olacaktır. Bu iyi çalışan bir multietnik yapıyı biz siyasette sürdürebileceğimizi gösterme niyetindeyiz. Bu konuda zaten desteğimiz eksik olmayacak, sürekli oradaki vatandaşlarla birlikte olacağız. Onlar da farklı bölgelerdeki programlarda bizlerle birlikte olacak. Halkımız müsterih olsun, bu konuda herhangi bir sıkıntı yaşayacağımızı zannetmiyorum. Artık Makedonya toplumu bu konuda bilinçlendi. Neye bilinçlendi? Milletler arası çatışmaların, sıkıntıların hiçkimseye bir şey getirmediğini bilen vatandaşlarımız eminim ki bu durumda da son derece yüksek demokratik bir sorumluluk gösterecek ve ülkemize hizmet için, ülkemizin refah seviyesini yükselmesi için herkes elini taşın altına koyacaktır.”
-Türk Demokratik Partisi’nin önce VMRO-DPMNE ile sonra SDSM ile şimdi de BDİ ile seçim ortaklığı yapması bazı çevrelerce TDP’nin yolunun belli olmadığı ya da zikzak çizdiği ifade edilmekte. Siz bu görüşlere veya değerlendirmelere nasıl bakıyorsunuz?
“Türklerin sürekli muhalefette kalması inanın halkımıza hiçbir şey kazandırmayacak”
“Geçmişte de bunu duyduk, bugünlerde duyuyoruz. Maalesef böyle düşünenlere üzülüyoruz. Şimdi şunu açık ve net ifade etmekte yarar var: Biz Türklerin temsilcisi olan bir parti, iktidar olmanın ısrarı sadece şahsi siyasi kazanımdan çok halkımıza sunabileceğimizin daha reel olması açısından iktidarda olmak durumundadır. Maalesef seçim modelimiz bunu bizlere gösteriyor, yani muhalefette bir milletvekili veya iki milletvekiliyle çok fazla kazanım elde edebileceğimizi zannetmiyorum. Bunu tarih de gösterdi. Bu konuda çok güzel analiz yapmış olan Makedonya’da olsun yakın bölgedeki ülkelerde olsun, yani hani örnek olarak alınıyor ya Makedonya, mesela bunu Bulgaristan’daki, Batı Trakya’daki, Kosova’daki Türk siyasilerden de duyduk, Balkanlar gibi bir yerde Türklerin sürekli muhalefette kalması inanın halkımıza hiçbir şey kazandırmayacak. İthamları reddediyoruz. Türk Demokratik Partisi pekâla 32 yıllık varlığında halkımıza birçok şey elde ettirdi. Bir defa hakça temsil konusu ve istihdam konusunda yapılanlar, özellikle hakça temsil ilkesinin saygılanması konusundaki bu katkıyı ancak iktidardayken yapabilirsiniz. Sadece o mesele değil, yani birçok kazanımımız aslında iktidardayken yapmış olan kazanımlardır. Eğer ki şöyle bir gözden geçirirseniz, Türk Demokratik Partisi son 15, 16 yıldır iktidarın bir parçasıdır. Bundan ancak ve ancak halkımız yarar görebilir. Yani bugün birkaç siyasinin yararalanması için yapılmış bir manevra olduğunu iddia edenler aslında içlerindeki esas düşüncelerini dışa vurmuş bir şeklidir.”
“Türkiye ile olan ilişkileri daha da düzeltmek için iktidarda olmamız gerekiyor”
“Şimdi açık konuşalım, yani böyle bir seçim modelinde farklı bir yaklaşım söz konusu olamaz. Çok iyi hatırlıyorum, eskiden Türkiye de bir konuda hemfikirdi, ‘Ülkenin bölünmez bir parçası olmanız gerekiyor ve halkınıza hizmet için, Türkiye ile olan ilişkileri daha da düzeltmek için iktidarda olmamız gerekiyor.’ mesajını birçok kez almışızdır ki bunu da öyle görmek gerekiyor. Çünkü iktidardayken verdiğimiz hizmetleri hissedenler çok iyi bilir. Onlar bizleri haklı çıkaracaklar. Bugün iktidardayken mesela doktor olmam itibariyle ve halkımızın sağlık hizmetlerini elde etmesindeli sıkıntılarını bildiğimiz için biz bu defa sağlık alanına da yöneldik. Ne oldu? Sağlık Bakanlığı Müsteşarımızın, Elektronik Sağlık Kurumu Müdürümüzün ve Göğüs ve Damar Cerrahisinde müdürümüzün olması halkımıza en azından bu sağlık hizmetlerinin verilmesinde birçok katkımız oldu. Yıllardır bu katkıyı verdik. Gerçekten bir insanımıza, bir ailemize özellikle sağlık sorunları yaşarken el uzatmak kadar güzel bir şey yoktur. Bu eli tutanlar hissetti, bunu iyi biliyorlar. Dolayısıyla bu ithamları kesinlikle kabul etmiyorum. Bu ithamlarda bulunan kişiler aslında bin manevra yaptılar geçmişte. Hiçbir katkısı olmadan bir şekilde onların manevra kabiliyetini takdir etmeden de geçemeyeceğim. Çok ustalar bu konuda. İktidarda yer almasına rağmen hizmette bulunmadı ama başkalarına da itham edebiliyor. Kesinlikle reddediyorum böyle bir şey söz konusu yok. Bizim kaybedecek vaktimiz yok, önemli bir süreç söz konusu. Avrupa Birliği süreci söz konusu. Makedonya’nın özellikle Türkiye ile olan ilişkilerde bir köprü vazifesi görecek olan siyasi partimiz ve halkımız tabii ki hep birlikte Balkanların refahı ve barışı için çok önemli işlere imza atabileceğini gösterdik, göstermeye de devam edeceğiz.”
-Vatandaşlar sizin desteklediğiniz Cumhurbaşkanı adayına nede oy versin? Sizin parti olarak bu cumhurbaşkanı adayından beklentileriniz nelerdir?
“Osmani’nin Türklere ve Türkçeye olan yakınlığını da aktarmak isterim”
“Kesinlikle destek verebilecek birçok sebep söyleyebilirim. Öncelikle Avrupa Cephesi’nin cumhurbaşkanı adayı Dışişleri Bakanımız, eski Sağlık Bakanımız ve meslektaşım olan sayın Dr. Buyar Osmani. Meslektaşım olması itibariyle kendisini şahsen ve iyi tanıyorum. Kendisi iyi bir cerrah ve iyi bir aile reisi. Son dönemlerde Makedonya’da özellikle dış politikanın, diplomasinin ne kadar başarılı bir süreç geçirdiği konusunda hepimiz hemfikiriz. Malum muhalefet de muhalefetliğini yapacak, hiçbir şeyi beğenmez ama bir AGİT dönem başkanlığı, akabinde birçok ülkeyle olan ilişkilerin düzeltilmesi, Makedonya diplomasinin bir çağ atladığının işaretiydi. Bunu hepimiz gördük. Bunun da en baştaki mimarları Dışişleri Bakanlığı çalışanları dışında bakanlığın başında olan ve şu andaki Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Dr. Buyar Osmani’ydi. Mütevazi bir kişiliğe sahip. Makedonya’daki iç dinamikleri iyi bilen, son dönemlerde Dışişleri Bakanı olarak geçirdiği yoğun çalışmalar ve yoğun programında artık diplomasiyi de çok iyi şekilde öğrenen, dış ülkelerle çok yakın ilişkilerde bulunan, Avrupa Birliği ile ülkeyi tabiri caizse kapıya kadar, müzakerelere kadar getiren başarılı bir siyasetçimiz. Dolayısıyla eminim ki halkımız kendisini, son derece iyi bir cumhurbaşkanı olarak görebilir. Türklere olan Türkçeye olan yakınlığını da aktarmak isterim okuyuculara. Son imzalanan Cumhurbaşkanlığı destek toplantısında bizler söylemeden bile programın Türkçe hazırlanması ve o noktaların içerisinde Türkleri ilgilendiren birçok noktanın da yer aldığını bizzat gördük. Dolayısıyla halkımız hiç çekinmesin. Ayrıca şunu da söyleyelim, dini kişiliği de güçlü bir aday. Tabii ki bizim için bu çok önemli. Biz Türklerin özellikle bu manevi tarafımız da ağır basmakta. Kendisinin bir hacı olduğunu, özellikle bu dönemde Ramazan ayı da denk geldi, kendisinin bu yoğun tempoya rağmen oruçlu olduğunu bizzat kendim şahit oldum. Tam kapsayıcı bir aday. Sadece Türkler açısından değil Boşnaklar açısında da diğer milletler açısından da Makedonlar tarafından da takdir edilen bir kişilik olması ideal bir cumhurbaşkanı adayı olarak kendisini göstermektedir.”
“Buyar Osmani ideal bir aday”
“Fırsattan yararlanarak sizlerin aracılığıyla halkımızdan öncelikle 24 Nisan’da adayımız sayın Dr. Buyar Osmani’ye desteklerini esirgememelerini rica ediyorum. Biz bu konuda kendisiyle iyi çalışmalar yaptık. Çalışmalar hızlanarak devam edecektir. Eminim ki Makedonya’nın birçok yerini de kendileriyle birlikte ziyaret edeceğiz. Halkımızla karşılıklı olarak hem programı aktaracağız, hem de halkımızın kendisini tanıması açısından fırsatlar doğacak. Dolayısıyla bence çok ideal bir aday. Diğer adaylar da kendilerini ispat etmiş adaylardır, bundan hiçkimsenin şüphesi olmasın. Kalitesi yüksek olan bir adaylık süreci yaşandı. Önümüzdeki dönemde eminim ki sonuç ne olursa olsun ülkemiz kaliteli bir cumhurbaşkanı, kendisini halkına adayacak olan bir cumhurbaşkanı elde etmiş olacaktır.”
-Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
“Öncellikle bulunduğumuz Ramazan ayını da kutlamak istiyorum. Yaklaşan Ramazan Bayramı’nı da tebrik etmek istiyorum. Yapmış olduğumuz bu ittifakın hem halkımıza hem ülkemize hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yeniliklerden kaçmamak lazım, ufkumuzun çok geniş olması gerekiyor, dünya değişiyor, biz de bir şekilde bu değişimlere ayak uydurmamız lazım. Dün imkansız gibi görünen şeyler bugün artık pekala hayatımızın bir parçasıdır. Bazılarına göre bu imkansız gibi görünüyordu, oldu. Eminim ki bu şekilde bir birliktelik ülkemize ancak ve ancak iyiliklere vesile olabilir. Halkımızdan bizleri desteklemelerini özellikle istirham ediyorum.”
- Bu haber 08-04-2024 tarihinde yayınlanmıştır.