Atila Abdulahi: Kayak öğrenmenin yaşı yok, yürüyen her insan kayak yapabilir, istek ve azim yeterli
Kayak denince ülkemizde ilk akla gelen kuşkusuz Şar Dağı kayak merkezi. Şar Dağı Kayak merkezi bu yıl en bereketli sezonlarından birini geçiriyor. Bu yıl kar yağışlarının yoğun bir şekilde yağmasıyla hareketlenen Şar Dağı merkezi, turistlerin yanı sıra kayak öğrenmek isteyenlerin de merkezi haline geldi.
Popova Şapka’da başarılı kayak hocalarından Atila Abdulahi ile gerçekleştirdiğimiz röportajda bölgedeki kayak sezonunu değerlendirdik.
Atila Abdulahi kimdir?
İlköğretimini Kalkandelen’in ‘İstikbal’ İlkokulunda, lise eğitimini ise ‘Nikola Şteyn’ tıp lisesinde tamamladı. Yüksek öğrenimini Üsküp ‘Kiril ve Metodiy’ Üniversitesi Beden Eğitimi Fakültesinde tamamlayan Atila Abdulahi, yüksek lisans alanında Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsünden mezun oldu. Üniversiteyi 2000 yılında tamamlayan Atila 2001 yılında Üsküp’te çalışmaya başladı. Kısa bir süre sonra yüksek lisans için İstanbul’a gitti. Yüksek lisans eğitimi sırasında Uludağ’da Karkay otelinde kayak hocalığı yaptı.
Yüksek lisansı tamamladıktan sonra Makedonya’ya döndü ve Gostivar ‘Mustafa Kemal Atatürk’ İlkokulunda beden eğitimi öğretmenliği yapmaya başladı. 2005 yılından bu yana halen Gostivar’da öğretmenlik yapıyor. Ayrıca son 5 yıl içerisinde ‘İstikbal’ İlkokulunda Türkçe eğitimde de beden eğitimi öğretmenliği yapıyor.
-Kayak sporuna attığınız ilk adımlardan kayak hocalığına kadar ulaşan serüveninizi okuyucularımızla paylaşabilir misiniz?
“Kayak sporuyla ilk tanıştığımda 5 yaşındaydım. O dönemde eski Yugoslavya’da kayak okullarının belli bir sistemi vardı, bugünkü gibi değil. O zaman Çocukları Koruma Derneği yaz ve kış aylarında çocukları Popova Şapka’ya götürüyordu. Yaz aylarında dağcılık, kışları ise kayak okulları yapılıyordu. Ben de o kayak okulunda kayak yapmayı öğrendim. Daha sonra Luboten Kayak Kulübünün yarışmacısı olarak devam ettim. Belli bir zaman sonra üniversite yıllarımda profesyonel anlamda kayakçılıktan çekilerek kayak hocalığına geçtim. Kayak eğitmenliğine geçişim şöyle oldu; ilk önce Makedonya Kayak Federasyonuna bağlı kayak öğretmenleri sınavlarına girdim. Gerekli metodoloji, pedagoji ve psikoloji sınavlarını geçtikten sonra uygulamalı birinci kademeyi tamamladım. İkinci kademeyi almak için belirli bir sürenin geçmesi gerekiyordu. Yaklaşık 5 yıl özel kayak öğretmeni gibi çalıştıktan sonra ikinci kademe sınavına girdim ve profesyonel anlamda kayak eğitmenliği lisansını aldım. Lisansı, Gençlik ve Spor Federasyonuna ve Beden Eğitimi Fakültesine bağlı olan Makedonya Kayak Öğretmenleri Derneği’nden aldım. Türkiye’de Uludağ’da çalıştığım süre içerisinde; Türkiye Kayak Federasyonunun başkanlığını yürüten Prof. Dr. Şinasi Ünal başkanlığı döneminde Türkiye’den de lisans aldım. Prof. Dr. Ünal aynı zamanda benim danışman hocamdı.”
-Kurduğunuz kayak okulu konusunda neler söyleyeceksiniz?
“Türkiye’den döndüğümde 2005 yılında Gostivar’ın ‘Mustafa Kemal Atatürk’ İlkokulunda çalışmaya başladım. Ondan sonra sürekli olarak her yıl çalışmalara devam ederek kayak okulumuzu oluşturmaya başladık. Gerekli sistem üzerine oturtmaya çalıştık. Kayak okulumuzun ismi ‘Green Team Ski School’ yani yeşil takım kayak okulu. Sporumuzu dağda ve yeşil alanda yaptığımız için bu isim çok anlamlı. Okul isminin karla ilgili olması yönünde öneriler aldık fakat dağda yapıldığı için bu ismi tercih ettik. Çünkü dağda spor yapmak kayak dışında birçok şey öğretiyor.”
-Şar Dağı kayak merkezindeki kayak şartlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Eskiden, Yugoslavya dönemi ve şimdiki koşullar çok farklı. İleriye gitmek yerine geriye gidiyoruz. Yatırım yok. İyi olan şeylerin ise bakımı yapılmıyor. Organizasyon çok zayıf. Fakat bunlara rağmen önemli olan kar. Çocuklar ve yetişkinlerin kayak okulunda plan programına uyması. Programa uyulduğu taktirde bize gerekli olan doğru çalışılmış pistler, telesiyejlerin aktif olması ve tabii kar olması. Biz Güneydoğu Avrupa’daki diğer kayak merkezleriyle kendimizi kıyaslayamıyoruz. Şuan komşumuz Sırbistan’da Kopaonik kayak merkezi 5 yılda çok geliştirildi.
Eski Yugoslavya’ya baktığımızda kayak için çok elverişli alanların olduğunu görebiliyoruz. Bölge ülkelerindeki kayak merkezleri bakımlı ve iyi durumda. Maalesef son 20 yıldır, 2001 yılında Makedonya’da savaşın patlak vermesiyle Şar Dağı kayak Merkezi bir ilerleme kaydedemedi. Kayak merkezinin yönetiminde doğru kişilerin yer almadığından kaynaklandığını düşünüyorum. İleride yönetim kadrosunda kayakla yakından ilgilenen ve bu konuda bilgisi olanların yer almasını temenni ediyoruz. Yöneticilerin, bir dağ için en önemli olanın ne olduğu, hava durumunu doğru şekilde takip etme, pistleri tanıyabilme, yağmurlu havada nelerin yapılması gerektiği gibi konularda hassas olmaları gerekli.”
-Popova Şapka’da sizce neler eksik, neler yapılmalı?
“Popova Şapka’nın en önemli sorunu otopark alanı eksikliğidir. Yıllardır söz verildi, projeler yapıldı, katlı otopark yapılacağına dair vaatler edildi, fakat uygulamada bir şey yok. Telesiyejler maalesef eski. En son 6 oturaklı bir tane yapıldı. Geçen yıl çalışacak denildi ama maalesef bu yıl aktif değil. Organizasyonun zayıf olduğunu söyleyebilirim.”
-Sizin kayak okulunuzu, diğer okullardan ayıran özellikler nelerdir?
“Şar Dağı Kayak Merkezinde bizim dışımızda farklı kayak okulları da mevcut. Evet, onlar da bizim kayak hocalarımız, meslektaşlarımız, kendi plan ve programlarına göre kendi başarıları var. Biz nerede fark yarattık? Makedonya’da kar sporları ile ilgili Üsküp Beden Eğitimi Fakültesi Hocalarından Prof. Dr. Yovan Yovanovski tarafından yeni bir oluşum kuruldu. Oradan da lisans çıkarttık. Ben ve benimle çalışan diğer hocalar bununla yetinmedik, seviyemizi daha da arttırmak için Dünya Uluslararası Kayak Öğretmenleri Lisanslarına sahip olduk. Tabii bu lisanslar için de sınavlara girdik. Merkez olarak Karadağ verildi. Her yıl sezon öncesi ve sonrası lisans yenileme gerekiyor. Çünkü her yıl değişen metodoloji teknikleri takip etme imkanımız oluyor. Yani sizin bir lisans almanız, ömür boyu kayak hocalığı yapabileceğiniz anlamına gelmiyor. Biz bu nedenle her yıl Karadağ’ın Jablyak bölgesinde Balkan ülkelerinden tüm kayak eğitmenleriyle lisanslarımızı yeniliyoruz. Tabii Makedonya’da şuanda lisansı olmayan da kayak eğitmenliği yapabiliyor fakat biz bu duruma bakmıyoruz. Biz kendimizi durmadan geliştirmeye odaklanıyoruz. Bunun sonucunda da zaten veliler de bilinçlendi. Çocukları emanet edecek kayak okullarına güvenmek istiyoruz. Bizim kayak okulumuzun servisi var, Kalkandelen’den çocukları alıp, bırakıyor. Aynı zamanda Gostivar’dan da gelen servis var. Bir anne baba için tabii ki kolay değil. Bir anda rüzgar, sis, kaza gibi istenmedik şeyler olabilir. Onun için ilk amacımız başta benim ve diğer kayak hocalarımızın tam eğitimli olmaları. Amacımız sadece çocuklara kayak sporunu aşılamak ya da bunu öğretirken para kazanmak değil. Tabii ki hakkımızı alıyoruz ama ilk başta çocukların sosyalleşmesini sağlamaya çalışıyoruz.”
-Kayak sporuyla uğraşmak için hangi şartlar gerekli ve yaş sınırları nelerdir?
“20-25 yıllık kayak hocalığı tecrübemden şunu söyleyebilirim, her yürüyen insan kayak yapabilir. Motorik becerilerden en önemlisi dengedir. Dengesi olan insan yaş fark etmeksizin kayak yapabilir. Bu yıl eğitime katılan en küçük öğrencimiz 3,5 yaşındaydı. Ayrıca 65 yaşında kayağı öğrenen bir hanımefendi de grubumuzda yer aldı. Kısacası kayak öğrenmenin bir yaş sınırı yok. İstek ve azim olduktan sonra başarmak kaçınılmaz.”
-Kayak eğitimi süreci hakkında okuyucularımızı aydınlatır mısınız?
“Kayak eğitimi süresinde iki derecede eğitim veriliyor. Birinci derece acemiler grubu yani kayakla ilk kez tanışan kişiler. Acemilik kursu normalde 6 gün sürmektedir. 6 günde kayak okulumuzda öğrencilere kayak düzeni ve emniyeti öğretiliyor. İlk başta kayak ekipmanlarını öğretiyoruz, kayak ekipmanlarının ne işe yaradığını hem uygulamalı hem de sözel olarak teker teker açıklıyoruz. Kayak ayakkabısının büyüklüğünden, kayakların tekniklerine kadar her şeyi anlatıyoruz. Burada en önemli nokta, kayaklara ilk çıkıldığında nasıl kayılabileceğini değil kendini nasıl emniyete alabileceğini öğrenmektir. Düşmenin bile teknikleri mevcut, en sağlıklı nasıl düşebiliriz ve nasıl hemen kalkabiliriz? Kayakta her düşüş, kayağı öğrendiğinizi gösterir.
Birinci yani acemi seviyesini geçen çocuklar ikinci seviyeye yani ileri teknik seviyeye geçiyor. Seviyeleri geçen çocuklara sınav yapıyoruz. Tabii ki onları hissettirmeden, sınav stresine koymadan sınav ediyoruz. Birinci seviyeye geçen bir çocuk telesiyej ve teleferikleri kullanabilen ve pistin tepesine çıkabilmesi ve mavi pistleri başkasından yardım almadan güvenli bir şekilde karsapanı dediğimiz teknikle aşağıya inebilen çocuklardır. Bu yıl grubumuzdaki 43 çocuk geçirdikleri eğitimden sonra hedeflerine ulaştılar. Hedefte ise çocuklarımız ‘Letto Foods’ şirketinin ürünleriyle karşılandılar. Ayrıca ‘Mali Sport’ Kayakçılar odasının da katkılarıyla bir tören düzenlendi ve çocuklara diplomaları dağıtıldı.”
-Kayak eğitimlerine katılan çocuklar bu eğitimlerden memnun bir şekilde ayrılıyor mu?
“Grubumuz çok ilginç bir gruptu. Bana göre spor ve müzik insanları birleştiren en önemli unsurlardır. Maalesef günümüzde ırkçılık etnik ayrımcılıklara yol açıyor. Fakat bizim amacımız iğrendirmek değil, imrendirmek. Grubumuzda Makedonlar, Arnavutlar, Boşnaklar, Türkler ve Makedonya’da yaşayan bütün etnik topluluğa mensup çocuklar yer aldı. Başta ister istemez bir gruplaşmalar oldu. Fakat ikinci günde çocuklar daha çok kaynaştı, mesela biri düşerken yanındaki kalkamasın yardım etti. Burada önemli olan, altıncı günde kayak yapmaktan fazla şeyler öğrenmeleriydi. En büyük kazancın, bütün farklı etnik grupların bir arada olabileceğini, birbirine yardım edebileceğini, aynı zamanda bir olup yeni şeyler öğrenebileceğini ve başarıya birlikte ulaşabileceğini gördüler. Bir spor eğitmeni olarak bana göre sporun asıl amacı din, dil, ırk farkı olmadan, beraber, kenetlenerek başarıya koşturabilmek.”
-Kayak eğitimlerine katılanların sayısında artış var mı ve hangi bölgelerden geliyorlar?
“Eğitime katılanların sayısı her yıl artıyor. Fakat bu yıl pandemi nedeniyle, uzun süre evlerinde kalan çocuklar, velileri tarafından temiz havaya, kayak yapmaya gönderildi. Bu yıl inanılmaz derecede, bütün kayak okullarında çok öğrenci var. Üsküp’ten, Gevgeli’ye kadar ülkenin dört bir yanından öğrenci kabul ettik. Bu yıl Kosova’dan, Arnavutluk’tan da öğrencilerimiz geldi. Anlayacağınız doğru bir organizasyonla kayak merkezlerimizi gözde yerlere dönüştürebiliriz. Eskiden öyleydi. Mesela eski Yugoslavya döneminde en iyi kayak merkezlerine her yıl kar tanesi isimli madalya veriliyordu. O dönemde bu madalyayı en çok alan Şar Dağı kayak merkeziydi. Ama şimdi maalesef acınacak durumda fakat ben her zaman umutluyum. Doğru insanlar gelirse, doğru şeyler olacaktır. Ekonomik açıdan da bakıldığında iyi bir kayak merkezi çok sayıda hem yerli hem yabancı turist çeker. Bugün yanı başımızda Kopaonik ve Bansko kayak merkezlerini örnek olarak verebiliriz.”
-Popova Şapka kayak merkezinde eksikliklerin olduğunu söylediniz, sizce bunların giderilmesi için neler yapılmalı?
“Popova Şapka’da ciddi yatırımların yapılması gerekiyor. Özelleştirilip profesyonel işletmecilere devredilse daha iyi yerlere ulaşabilir. Yamaç paraşütünden, kayak sporuna kadar birçok alanda faaliyet gösterebilecek alanlara sahip bir bölge. Yatırım ve doğru yönetimle sadece Kalkandelen’e değil turizm anlamında Makedonya’ya büyük katkı olabilir. Fakat her şeyden önce kar getirmemiz lazım. Kar yoksa turist de gelmez. Küresel ısınmadan Popova Şapka da etkilendi. Bu yüzden yapay karın getirilmesi kaçınılmaz. Maalesef son yıllarda bin 800 rakımın altında kar ya hiç yağmıyor ya da geç yağıyor. Kar yağmadığında turist de gelmiyor ve orada otellerden işletmecilere, esnaftan kayak okullarına kadar herkes etkileniyor. İlk önce teleferik yapılmalı, bu şekilde otopark sorunu da çözülecektir. Yapay kar için hava koşulları çok elverişli.”
-Okuyucularımıza kayak yapma konusunda bir mesajınız var mı?
“Kayak, spordan fazla bir yaşam tarzıdır. Kayaklara binmeden, o adrenalini hissetmeden, o stresi orada bırakmadan o hazzı alamazsınız. İnsan bir kez kayaklardan o zevki aldı mı oradan ayrılamaz. Sağlık açısından, psikolojik açıdan, sosyalleşme açısından, insanın kavga gürültüden uzaklaşması açısından çok önemli bir aktivite. Herkesin bunu denemesi lazım. Bir kez denedi mi insan sonra en küçük bir boş zamanında kayak merkezine koşar.”
- Bu haber 19-01-2021 tarihinde yayınlanmıştır.