Kadınlar Aile Kurumunun Teminatıdırlar
Gazetemizin her sayısında, iş hayatında aktif olan, başarı kaydeden bayanlarımızı tanıtmaya çalıştık. İş hayatının zorluklarından, faydalarından bahsederken, öneminden de söz etmeyi ihmal etmedik. Yaptığımız konuşmalarımızda gelecek nesillerin önyargılarından kurtulmalarına, iş hayatına atılmalarına, en önemlisi hedef ve zirveye ulaşmalarına katkı sağlıyoruz. Bu sayımızda yine genç yaşta iş hayatına atılan, çalışmaktan korkmayan ve genç yaşına rağmen yıllardır iş tecrübesine sahipmişcesine yararlı bilgiler veren Perihan Sali ile bir sohbet gerçekleştirdik.
Altı yıldır Ekonomi Bakanlığı’nda devlet memuru olarak çalışıyorum
Ohri’de ikamet eden Perihan Sali, Ekonomi Fakültesi Banka Yöneticiliği Bölümü mezunu. Yüksek lisansını da yine ekonomi üzerine, Mali ve Vergi Yönetimi adlı teziyle tamamladı. Altı yıldır Ekonomi Bakanlığı’na bağlı Devlet Müfettişliğinde çalışıyor.
İlk iş hayatına nasıl başladığını anlatan Perihan Hanım, şu konuşmalara yer verdi: “Mezuniyetimden hemen sonra gönüllü olarak NLB Tutunska Bankası’nda eğitime başladım. Bir süre sonra bankanın yürütmüş olduğu iç ajan adlı kampanyada sözleşmeli olarak çalıştım. İki kampanyayı arka arkaya yürüttüm. Aynı zamanda da eğitimime de devam ettim. Yüksek lisansıma da o dönemde yazıldım ve tamamladım. Bir taraftan da sürekli iş başvurusunda bulundum. Ta ki devlet memuru olarak çalışmaya başlayana kadar. İşe kabul ettiklerini haber verdiklerinde bankadaki görevimden ayrıldım.”
Çalışan kadın olmak çift vardiyalı bir hayatı tek başına çekip çevirmek demektir
Henüz evli ve çocuklu bir kadın olmadığı için çalışan bir kadının zorluklarını net ifade edemeyeceğini söyleyen Perihan Hanım, “Bir gerçek var ki, çalışan kadın olmak çift vardiyalı bir hayatı tek başına çekip çevirmek demektir diyebilirim. Gördüğüm kadarıyla ev kadını evde biraz daha özgürdür. Hem çalışıp hem ev bakmak zorunda olan kadın için iş biraz zorlaşır. Çalışan için ayrı bir duygudur. Kendi kazandığı parayı harcar, eşine bağımlı değildir. Ev hanımı, eğer şanslıysa, eşine bağımlılık duygusu hissetmez ama genel olarak ev hanımlarında maddiyat planlaması biraz sıkıntılı olabilir.
Ev kadını ailesiyle bolca vakit geçirir ama çalışan kadın geçiremez. Bu kadın bekâr olsa da bu mümkün olmayacaktır.
Çalışan kadın, kısıtlı vakitleri çok daha etkili şekilde kullanmayı öğrenmiş kadın demektir. Belki akşama kadar çocuklarıyla, eşiyle birlikte değildir ama birlikte olduğu süreyi çok daha verimli geçirmesini bilmelidir” dedi.
Her kadının hayata bakış açısı farklıdır
Birkaç önemli noktaya da değinen Perihan Sali, “Her kadının hayata bakış açısı farklıdır. Fakat şöyle düşünürsek; ekonomik özgürlüğünü kazanmış, aile bütçesine katkı sağlayan, üreten bir insan olmanın getirisi olarak kendine güvenen, kendi ayakları üzerinde duran, özgüvenli bir kadın olmak vardır bu hayatta. Bu duyguları yaşamak isterse, bu pencereden bakmak isterse, her işe atılabilir.
Bir noktaya daha değinmek istiyorum. Bir kadın iş hayatında aktif olmalıdır diyoruz ve bu bakış açının pozitif özelliklerini biliyoruz. Aile bütçesine katkı sağlamak, sosyalleşmek, ekonomik özgürlük derken, ince bir çizgiden uzaklaşmamak şartıyla. Çünkü hanımlar aile kurumunun teminatıdırlar. Onlar olmadan ne sağlıklı aile, ne de toplum olur, geleneksel aile yapısındaki rollerde bir oynama olmadan ve denge bozulmadan başarı elde etmenin muhakkak ki bir yolu vardır. Ekonomik özgürlük “ego”nomik özgürlük anlamına dönüşmesin” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
- Bu haber 31-01-2017 tarihinde yayınlanmıştır.