Libya'da Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanına meşru Libya hükümeti ile Türkiye arasında 27 Kasım 2019'da 2 ayrı mutabakat imzalandı. 

Mutabakatlardan ilki "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin" oldu.

Türkiye bu mutabakat ile Doğu Akdeniz'de kıta sahanlığının batı sınırını kesinleştirmiş oldu.

Bölgede Türkiye'siz bir çözüm olamayacağını dünyaya duyurdu.

Türkiye ve KKTC'nin haklarını hiçe sayan Yunanistan ve Rum Kesimi'ne mesaj verildi.

Bölgenin aktörlerinden İtalya, faaliyetlerini sonlandırdı.

Zaten yaşama şansı olmayan EastMed projesi ve arkasındaki blok büyük darbe aldı.

Son hamle olarak Libya ile ortak doğalgaz aranması için düğmeye basıldı. 

"Güvenlik ve Askeri İşbirliği" mutabakatı sahada dengeleri değiştirdi

İkinci mutabakatta ise imzalar "Güvenlik ve Askeri İşbirliği" için atıldı.

Muhtıra ile Birleşmiş Milletler tarafından tanınan meşru hükümete verilen destek hukuki zemine oturtuldu.

Verilen destek ile Trablus şehir merkezine kadar yaklaşan darbeci Hafter güçleri püskürtüldü.

İHA ve SİHA'ların da etkisi ile sahada önemli kazanımlar elde edildi.

Haritada tablonun değişmesi, Libya'da iç ve dış aktörlerin Hafter'e verdiği desteğin azalmasını sağladı.

Hafter ve destekçileri yenilgi üzerine ateşkes çağrısı yapmaya başladı.

Meşru hükümet karşıtı grup, kendisine destek veren Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkelerin gözünde itibar kaybetti.

Rusya savaş uçağı gönderdi

Rusya, Wagner güçlerinin yanı sıra Libya'daki varlığını artırmak için ülkeye savaş uçağı gönderme kararı aldı.

Bu adım Amerika Birleşik Devletleri'nin dikkatini çekti.

Amerikan ve Rus uçakları Doğu Akdeniz'de karşı karşıya geldi.

Süreç içerisinde de NATO, Türkiye ile benzer görüşleri ifade etmeye başladı.
Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Serrac hükümeti ile Hafter güçlerinin aynı kefeye konulmayacağını belirtti.

"Trablus hükümetine destek vermeye hazırız" mesajı verildi. Türkiye'nin önemli bir müttefik olduğunu yineledi.

TRT Haber