Sevginin, merhametin, fedakârlığın ve en önemlisi sabrın adıdır öğretmen... Dünyanın en kutsal mesleği, en değerli mesleğidir öğretmenlik. Bir çocuğun öğrenim hayatındaki beraber attığı ilk adımı, eli-ayağı, rehberi, ailesidir öğretmenler... Öğretmenlerin meşakkatli fakat aynı zamanda bir o kadar da sevgi dolu bir görevleri var. Okula yeni başlayan öğrencilere ciddi manada ilk eğitimlerini onlar vermekteler ve eğitimlerinin, hayatlarının sonuna kadar öğrenecekleri her harf, her bilgi için büyük katkı sunmaktalar.

Edita Aliloska, işini son derece severek yapan ve öğrencileri için herşeyin en iyisini yapmaya çalışan genç öğretmenlerimizden biri. Kendisiyle öğretmenlik mesleği hakkında konuşmak istedik. Kendisi de bu ricamızı kırmayıp, bizlere bu güzide mesleğin inceliklerini, güzel yanlarını anlattı.

Öğretmen Edita Aliloska’yı yakından tanımamız için kendisini tanıtarak sözlerine başladı. “Ben Edita Aliloska. 26 Eylül 1991 tarihinde Pirlepe şehrinde doğup, Debreşte köyünde büyüdüm. İlkokulu Debreşte’de, önceki ismiyle “Vera Tsiriviri Trena”, şimdiki “Ali Fethi Okyar” ilkokulunda, orta okulu da Gostivar Belediye Düz Lisesi’nde bitirdim. Üsküp Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi, Aziz Kliment Ohridski Pedagoji Fakültesi mezunuyum.

2014 yılından beri Debreşte “Ali Fethi Okyar” ilkokulunda sınıf öğretmeni olarak görev yapmaktayım. Aynı zamanda, ek olarak Yakup Efendi Derneği’nde, TİKA tarafından düzenlenen ilkokul öğrencilerinin Türk dilini geliştirme kurslarında görev yapmaktayım.

Orta okuldayken bile her zaman Türkçe dersi hocası olmak istediğimi biliyordum. O bölüme yazıldım fakat ilkokul sınıf öğretmeni için okulumuzun kadrosu olmadığını duyunca tekrar düşündüm ve bu bölüme devam etme kararımı bu şekilde aldım. İlkokul sınıf öğretmenliği bölümünden mezun oldum. Öğretmenliği tercih ettiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum” diyor.

“Mesleğimle gurur duyuyorum ve çok seviyorum”

Öğretmen olmanın anlatılamaz bir duygu olduğunu söyleyen öğretmen Edita Aliloska, “Öğretmen olmak muhteşem bir duygu. Sınıfa girdiğimde, öğrencilerimin gözlerine bakıyorum. O gözlerdeki ışık tüm dertlerinizi, sorunlarınızı arkada bıraktıran, sizi tarifi mümkün olmayan bir mutluluk hissi veriyor. Bu mesleği bana her geçen gün daha da sevdiriyor. Özellike birinci sınıftan itibaren çocuğu alıp, onun o çocukluğunu beraber yaşayıp, bir de okuma-yazma öğretiyorsunuz ya, işte bu tarif edilemez. Mesleğimle gurur duyuyorum ve çok seviyorum...” diyerek bu mesleğe sahip olmanın önemine vurgu yapıyor.

Öğrencileriyle iyi anlaştığını söyleyen Edita Aliloska, “Öğretmen olarak her zaman iyi bir iletişim ve olumlu sınıf ortamı yaratmaya çalışıyorum. Öğretmen ve öğrenci iletişiminde bir sır olmalı. Öğrencilerin hepsine eşit olarak bakmaktır bu sır. Duygularını, düşüncelerini serbest ve güvenilir bir şekilde sözlü anlatıma bir yer olmalı. Genç bir öğretmen olarak her zaman iyi anlamaya, sabırlı olmaya, dinlemeyi ve doğru düşünmelerini sağlayan bir öğretmenim. Onlarla iletişimim iyi olduğuna göre çok iyi anlaşıyoruz.

Buradan şunun altını çizmek istiyorum... Öncelikle, öğretmenlik herkesin yapabileceği bir meslek değil, fakat her insanın işini severek yapması gerek. Sabır, sevgi ve merhamet bu mesleğin olmazsa olmazıdır. Çocukları seven insanlar için mükemmel bir meslek diyebilirim. Onların gözlerindeki sevgiyi ve öğrenme isteğini görmek paha biçilemez. Özellikle ilkokul öğretmeni olmak, kalem tutmayı bilmeyen çocuklara yazmayı-okumayı öğretmek... Bunlar çok güzel şeyler. Mesleğimi ve çocukları çok seviyorum. İyi ki öğretmenim” sözlerini ifade etti.

                                                                                                                Melek Süleyman