Resim sanatı, duygu ve düşüncelerin estetik şekilde aktarılmasına yardımcı olan bir sanat dalıdır diyebiliriz. Çeşitli estetik kuralları çerçevesinde, farklı renk ve tonlarla işlenen resim sanatı, kimilerine göre bir yetenek işi, kimilerine göre ise sonradan da öğrenilebilecek bir sanat dalıdır. Müthiş portrelerin ortaya çıktığı, insana farklı bir görsel şölen sunan resimler, insanı adeta büyülüyor.

Resim sanatına merak saran öğrencimiz Esra Dehar, bu alanda kendini bulduğunu ve günden güne kendini geliştirmeye devam ettiğini söylüyor. Kendisiyle okuduğu bölüm üzerine bir konuşma gerçekleştirdik. Resim sanatının doğuştan gelen bir yetenek mi yoksa sonradan da öğrenilebilen bir sanat dalı mı olduğu konusunda bilgilerini bizlerle paylaştı. Esra ile yaptığımız sohbete geçmeden önce kim olduğunu tanıtalım:   

Esra Dehar, 2001 yılında Ohri’de doğdu. Ustruga “Dr. İbrahim Temo” lisesinde okudu. 2019 yılında Üsküp Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Öğretmenliği Bölümü’ne başladı, bu yıl üçüncü sınıfta eğitimine devam ediyor.

“Küçük yaştan beri resimle uğraşıyorum”

Resime nasıl merak sardığını anlatan Esra Dehar, şu konuşmalara yer verdi: “Küçük yaştan beri resimle uğraşıyorum. Annem çok güzel resim yapardı. Onu örnek alarak ve onun beni sanata yönlendirmesi ile resime olan ilgim arttı diyebilirim. Ancak herkesin hayatında kalbine dokunan, unutamadığı bir yol göstericisi olmuştur. Lise üçüncü sınıftayken resim öğretmenim Zuhal Nebi Mümin sanat anlamında bana birçok yol gösterdi. O yollarda daha çok şey öğrendim. Büyük desteği ve bana güç, cesaret vermesiyle daha profesyonel resim çizmeye başladım. Her fırça darbesinde resim sanatıyla ilgili daha çok bilgi öğrenmek istediğimi fark ettim. Resim yaptıkça, boyadıkça, kendimi keşfetmeye ve dünyaya daha farklı bir gözle bakmaya başladım. Bu bölümü seçme nedenim kendimi daha çok geliştirmek ve seçtiğim işi yapmam için bir adım atmaktı ve sanatın eğitime faydalı olduğunu düşünüyorum” dedi.

“Resim çizmek bir yetenek işi ancak isteyen öğrenebilir”

Gençlere imkânlar sunduğu ve yeni ufuklar açabildiği için sanat okullarının değerli olduğunu düşünen Esra Dehar, “Resim benim için hiçbir zaman tekrarlanmayacak, her resimde yeni bir düşünce, yeni bir keşfediş, heyecan ve tutkuyu ifade ediyor. Henüz yeni yeni kendi imzam olan, kendi tasarladığım resimleri yapmaya başladım. Çok farklı tarzlar, yönler deniyorum. En çok post-empresyonizm akımını kullanıyorum diyebilirim. Resimde renkleri kullanmayı seviyorum. Farklı etnik desenleri bir arada karıştırarak yaptığım birçok eser var. Fakültede gördüğümüz eğitim çok kapsamlı ve geniş bir eğitim. Heykelcilik, grafik-tasarım ve resim alanlarında birkaç seçenek veriliyor. İlk iki yıl eğitimleri aldıktan sonra tam olarak hangi bölümü seçmek istediğine karar veriyorsun. Ben ise resim bölümünü seçtim ve gayet memnunum” diye ifade etti.

Esra, konuşmasının devamında, “Her bölümün zor ve kolay yanları var ama sevdiğin ve istediğin şeyi okuduğun, yaptığın sürece zor şeyler bile kolay hale geliyor. Resim çizmek, temelinde, kesinlikle bir yetenek işi ancak isteyen öğrenebilir. Gerekli eğitimler alınırsa, yetenekli bir insanı bile geçebilir. Sanata, resime, daha çok değerin verilmesi, etkinliklerin, sergilerin çoğalması ve gençlere daha çok fırsatın sunulması gerektiğini düşünüyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

                                                                                                                     Melek Süleyman