Kanatlar Köyü Folkloru Yüksek Lisans Tezine Konu Oldu
Makedonya’da Türk dilinin, Türk kültürünün yaşatıldığı Kanatlar köyü, yüksek lisans tezine konu oldu. Kanatlar köyünün folkloru üzerine bir inceleme çalışması yapan Türkiyeli öğrenci Gülçin Balat, daha önce yapılmamış bir araştırmayı gündeme getirdi. Yüksek lisans tezi ile ilgili gerçekleştirdiğimiz konuşmada Gülçin Balat, çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Gülçin Balat, 15.09.1992 tarihinde İzmir’de doğdu ve İzmir’de yaşıyor. İlk, ortaokul ve lise eğitimini İzmir’de tamamladı. Lise eğitiminden sonra 2010-2015 yılları arasında Ege Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde lisans eğitimi aldı. 2016 yılında Ege Üniversitesi, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü’nde Türk Halk Bilimi anabilim dalında tezli yüksek lisans programına başladı. 1 Ağustos 2018 tarihinde bu programdan “Makedonya-Kanatlar Köyü Folkloru Üzerine Bir İnceleme” adlı teziyle mezun oldu. 2018 Eylül’de aynı enstitüde Türk Halk Bilimi alanında doktora programına başlayacak.
Teziniz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Bu konuyu seçme nedeniniz neydi?
"Bu konuyu seçmemdeki en temel neden anneannemin ve dedemin Kanatlar köyünden Türkiye’ye göç etmiş olmasıdır. 1950’li yıllarda Makedonya’dan daha doğrusu anneannemin deyimiyle Yugoslavya Cumhuriyeti’nden Türkiye’ye göç eden bir ailenin torunu olarak akademik çalışmalarıma âhde vefâ olması bakımından ilk olarak köyümüzden başlamak istedim. Bu konuyu seçmemdeki diğer sebep ve amaç ise Türk-İslâm sancağının Makedonya’daki önemli bir bölgesi olan Kanatlar köyü folkloru hakkında müstakil bir bilimsel çalışmanın yapılmamış olmasıdır. Bu alandaki eksikliği gidermek amacıyla bu çalışmayı yapmaya yöneldim.
Bu çalışmayı, Balkan Türklüğünün yaşadığı ve yaşatıldığı Makedonya’da, Türk dilinin, Türk bayrağının ve Türk kültürünün kadîm mirasçıları ve evlâd-ı Fâtihân torunları olarak mevcûdiyetini sürdüren Kanatlar köyünün folklor varlığını ortaya koymak amacıyla yaptım. Ayrıca bu çalışmada, Kanatlar köyünün folklor ürünlerini incelemek, Türk kültüründeki geleneklerde ve Türk Dünyası literatüründeki yerini belirlemek; sözlü kültürdeki ve halk hafızasındaki halk bilgisi yaratmalarının yazıya geçirilmesi, arşivlenmesi ve gelecek nesillere aktarılması, kültürel mirasın tespiti ve sürdürülebilirliği için çözüm üretmeyi amaçladım.
Tezimin konusu folklor (Halk Bilimi) alanı içinde yer alan halk edebiyatı, halk sanatı, halk giyim-kuşamı, halk inanışları ve halk hekimliği, halk mutfağı, halk müziği, halk hukuku, halk mimarisi, halk oyunları ve geçiş dönemleri olarak adlandırdığımız doğum-evlenme-ölüm geleneklerinin Kanatlar köyündeki özellikleridir. Tespit edilen bu özelliklerle Kanatlar köyünün Türkiye ile bağlarının ne ölçüde devam ettiği sorusuna somut verilerle yanıt bulunmuş olundu.”
Tez sürecinizi biraz anlatır mısınız?
“Yaptığım çalışma bir saha araştırmasıydı. Çalışmamda ulaştığım veriler köy halkından derleme yoluyla elde ettiğim verilerdir. Sözlü kültürden kayıt altına aldığım veriler dışında yazılı kaynaklardan da faydalandığımı belirtmeliyim. Makedonya’da Türkçe ve Türk Edebiyatının gelişmesinde çok büyük katkısı olan Sesler dergisi de bu yazılı kaynaklardan biridir. Sesler’de Kanatlar köyüne ait bazı folklor yazıları bulunmaktadır. Sesler dergisinin belli sayılarında yer alan Kanatlar köyüne ait folklor unsurları da çalışmamızın gerekli bölümlerine dahil edildi. Bu çalışma yanında farklı kitaplardan da literatür taraması yaparak Kanatlar köyüne ait bilgileri kaynak belirtmek suretiyle çalışmamın ilgili bölümlerine dahil ettim. Çünkü amacım Kanatlar köyü folkloru hakkındaki dağınık bilgilerin tek bir çalışmada toplanmasıydı. Literatür taramasından sonra birkaç kez köye gezi yaptım. Bu gezilerden bazıları keşif amaçlıydı. Tezimde yer alan konulardan hareketle derleme yapacağım doğal ortam/yapay ortam seçimi yaptım.
Tezim hakkında derleme öncesi, derleme anı ve derleme sonrasında köyde yaşayan akrabalarımızdan, köydeki öğretmenlerden ve köy halkından yardım aldım. Bu bakımdan Kanatlar köyü halkına ve çalışmam boyunca bana destek olup yol gösteren hocalarıma tekrar teşekkür ediyorum. Kanatlar köyünün tarihi hakkında bilgilere ulaşmak amacıyla Manastır’da ve Üsküp’te bulunan arşivlere gittik. Bu arşivlerde Osmanlı Devleti döneminden kalma bazı resmî kayıtlara ulaştık. Bu kayıtlardan hareketle Kanatlar köyünün adının en erken 1609 tarihinde geçtiğini tespit ettik. Bunun yanında Dikmen Baba Tekkesi’nin bahçesinde bulunun Osmanlıca mezar taşları da Kanatlar köyünün çok uzun yıllar önce kurulduğu; Osmanlı Devleti’nin bu bölgeyi Türkleştirmek ve Müslümanlaştırmak amacıyla Anadolu’dan gelen Türkler tarafından kurulduğunu destekler niteliktedir.
Çalışmam sonunda Kanatlar köyündeki uygulamaların İslâm kültüründen, Türk geleneklerinden, etkilendiği görülmüştür. Türk kültürü dairesi etrafından şekillenen kültür unsurlarının Kanatlar köyünde millî kimlik teşkili ve muhafazası konusunda önemli bir kaynak olduğu tespit edilmiştir. Çalışmam en yakın zamanda kitaplaştırılacaktır.”
Gelecek çalışmalarınızın arasında yine Makedonya ile ilgili bir çalışma olacak mı?
Bu soruyu Üstün İnanç’ın Makedonya Gamzesi adlı romanının ön sözünde geçen bir söz ile yanıtlamak istiyorum. Söz şu şekildedir, “Makedonya ve Balkanlar Asitane’nin (İstanbul) kalbi niteliğindedir. Anadolu onlarsız, onlar Anadolusuz olmaz!”. Bu sözden hareketle Makedonya başta olmak üzere diğer Balkan ülkelerini de içine alan bir sahada çalışacağım. Makedonya Türkleri hakkında bilimsel çalışmalar yapmak yanında benim bu coğrafyayla hiçbir zaman kopmayacak olan gönül bağım, kültür bağım ve tarihsel bağlarım var. Tufan Gündüz’ün de dediği gibi “Tarih Bizi Buralara Çağırıyor”. Başta Makedonya Türkleri olmak üzere Balkan coğrafyasında yaşayan Türkler ve Müslümanlar hakkında dinî ve millî hususları göz önüne alarak bilimsel çalışmalar yapılmalı ve Balkan coğrafyasında yaşayan Türklerin Türk Dünyası paydası içinde yer almasına, millî kimliğin teşkili ve devamlılığı hususunda katkı sağlanmalıdır.”
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
“Röportajımızı Üsküp’te doğan ve gönlündeki Balkan sevdasını ve hasretini her fırsatta eserlerine ilmek ilmek işleyen Türk edebiyatının en önemli şahsiyetlerinden olan Yahya Kemal BEYATLI’nın en sevdiğim sözüyle sonlandırmak istiyorum. “Bir Türk’ün gönlünde dağ varsa Balkan’dır, nehir varsa Tuna’dır.”
Melek Adem
- Bu haber 27-08-2018 tarihinde yayınlanmıştır.