Edebiyata karşı olan ilgi ve sevgisi sayesinde erken yaşlardan itibaren ileride okumak isteyeceği bölümü seçen Nazar Arslan, okuduğu kitaplardan, yazar-şairlerden etkilenerek bu seçiminde doğru bir karar verdiğini, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne devam ederek gösteriyor.

Nazar Arslan, 20 yaşında. Üsküp’ün Pagaruşa köyünde yaşıyor. Üsküp Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi, Filoloji Fakültesi’nin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde birinci sınıf öğrencisi. İlkokulu yaşadığı köyde “Mustafa Kemal Atatürk” ilkokulunda, liseyi de Dr. Pançe Karagozov lisesinde bitirdi.

Tam anlamıyla bir edebiyat aşığı olduğunu söyleyen Nazar Arslan, “Bana göre edebiyat, ruhun gıdasıdır. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne devam etmeyi, günün birinde karşıma çıkıp okuduğum bir söz teşvik etti. O söz de çok sevdiğim yazar Zülfü Livaneli’ne ait. Kendisi, “Edebiyat, hayatı anlamanın tek yoludur. Ben bunu yaşayarak öğrendim.” demiştir.

Ben, bu söylediklerini okuduğum zaman aslında şimdiye kadar yaşadığım hayatı anlamadığımı ve ileriye gidip hem kendimi hem yaşantımı keşfetmem gerektiğini anladım. Bunu da, tabii ki de edebiyat ile yapmak en mantıklısı olacaktı.

Edebiyat okumak, edebiyatı anlamak, edebiyatı kabul edip onu hissetmek ve edebiyatı yaşamak belki de herkesin yapabileceği, daha doğrusu yapmak isteyeceği bir şey olmayabilir. Fakat ben ve benim gibi olan, edebiyatı yaşamın en üst yerine koyan insanlar kâh kendilerini eğitmek kâh öğrendiklerini paylaşmak adına bu mükemmel bölümü seçer ve seçtikleri için asla pişman olmazlar” diyerek aynı zamanda bu bölümün önemine de dikkat çekiyor.

“Üniversite eğitimime başladığım günden bu yana çok şey öğrendim”

Ülkenin en köklü üniversitelerinden birinde ve özellikle Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitim almanın önemli olduğuna vurgu yapan Nazar, yeni başladığı bölümden duyduğu memnuniyeti şu sözlerle ifade ediyor: “Tüm samimiyetim ile söylemek istiyorum ki 1 Ekim’den bu yana çok keyifli vakit geçirdim, geçirmeye de devam ediyorum. Hayatıma büyük katkı sağlayan birbirinden değerli hocalarım ile tanıştım. Onların bizlere anlattıkları, öğretmeye çalıştıkları bir sürü konu var. Sayelerinde günden güne daha fazla bilgi ediniyoruz, ufkumuz gittikçe daha fazla yenilenip genişliyor.

Arkadaşlarımdan da bahsetmek istiyorum. Yeni tanışmış olmamıza rağmen bir sürü anı biriktirdik, biriktirmeye devam edeceğiz. Onların sayesinde her gün üniversiteye gitmek daha eğlenceli oluyor.”

“Bu dünyayı, kitap okuyan insanların değiştireceğine inanıyorum”

Derslerinin yanı sıra kitap okumaya devam ettiğini söyleyen Nazar, “Üniversitenin dışında kendimi, ödevlerimi yapmaya odaklıyorum. Daha fazla kitap okuma arzum olduğu için ya haftada bir, ya da iki haftada bir bölümümüzün harika kütüphanesinden faydalanıp kitaplar okuyorum. Şu an oluşturduğum bir kitap listem var, inşallah istediğim gibi bu yıl içerisinde hepsini okuyacağım” diyerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Çevremde edebiyattan anlayan insanlar var ve ben onlarla daha fazla vakit geçirmek ve daha fazla sohbet etmeye çalışıyorum. Söyledikleri kelamlar kalbimin en orta yerine yerleşiyor. Onlar sayesinde kendimi geliştirmeye gayret gösteriyorum.

Allah nasip eder de mezun olursam bu alanda iyi bir edebiyat eğiticisi olmaktan kariyerime başlayacağım. Öğrendiklerimi öğreteceğim. En önemlisi insanlara kitap okutacağım. Bu dünyayı, kitap okuyan insanların değiştirebileceklerini düşünüyorum…

İleride kendimi önemli ölçüde değiştirdikten sonra yazarlık hayatına yavaş ve sağlam adımlar atmayı düşünüyorum. Hayalimde olan ve gerçekleştirmeyi istediğim bir kitabım var ve onu günün birinde yazacağıma inanıyorum” dedi.

“Gelecek nesillerin bu bölümde okumalarını tavsiye ediyorum”

Bu bölümün öneminden söz eden Nazar Arslan, gençlere bu bölümde okumalarını tavsiye ediyor: “Gelecek nesillerin bu bölümde okumalarını çok isterim ve tavsiyede de bulunurum. Eğer ki hayatlarını önemli ölçüde değiştirmek istiyorlarsa kendileri ile başlamalılar. Kendilerini değiştirip bulmaya başlamaları edebiyata dayalıdır.

Gelecek nesillere atamız Mustafa Kemal’in söylediklerini hatırlatmak isterim. “Edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır: Söz ve manayı, yani insan dimağında yer eden her türlü bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları çok alakalı kılacak surette söylemek ve yazmak sanatı. Bugün içindir ki edebiyat, ister nesir halinde olsun, ister nazım şeklinde olsun, tıpkı resim gibi, heykeltraşlık gibi, bilhassa mûsiki gibi, güzel sanatlardan sayıla gelmektedir. Belki de edebiyatın bu denli güzel anlatılmış olması onların içinde bir istek uyandırır…”

“Türklük ve Türkçe için her daim çaba göstereceğiz”

Bu bölümün Makedonya Türkleri için oldukça önemli olduğunu vurgulayan Nazar, “Bu bölüm bana göre Makedonya Türkleri için çok önemli. Türklük ve Türkçe için her daim koşullar ne olursa olsun çaba göstereceğiz. Her ne kadar geçmişteki gibi zorluklar çekmesek de yine de millî ve dini varlığımızı her daim hatırlatacağız.

Son olarak üstad Yunus Emre’nin sözlerine değinmek istiyorum.

“İlim ilim bilmektir

İlim kendin bilmektir.

Sen kendin bilmezsin

Ya nice okumaktır” demiştir.

Önce kendimizden başlayacağız, kendimizi eğitmekle, öğrenmekle. Ne istediğimizi bileceğiz ve o yolda sağlam adımlar atarak ilerleyeceğiz. İlim ve edeb sahibi olmak istersek bazı şeyleri göze almamız gerekecektir.

Mevlana’nın da dediği gibi, “Dünya gecesini aydınlatacak semâların en güzeli ve parlağı: Edeptir.”

Edebimizin gelişmesine yol açmayı unutmayalım…” diye ifade etti.