“Aile Bağları ve Ortak Kültürümüz Türkiyeli Turistleri Cezp Ediyor”
Üsküp Türk çarşısının hemen karşısında bulunan ve 2014 yılında açılan Gold Hotel, kaliteli hizmetiyle adından söz ettiriyor.
22 odasıyla hizmet veren oteli, aynı zamanda çarşıda kuyumculuk yapan Beytulla ve Zekeriya Morina kardeşler işletiyor.
Gold Hotel’in sahiplerinden ve aynı zaman “Esnaf” Derneğinin Başkanlığını da yapan Beytulla Morina ile otelin çalışmaları ve başta Üsküp Türk çarşısı olmak üzere turizm alanında yapılması gerekenleri konuştuk.
Burada otel açma fikri nasıl oluştu?
Biz burayı yapmaya başlarken otel niyetiyle başlamadık. Burada 6 dükkanı da bulunan evi aldıktan sonra burayı daire ve işyeri yapmak istedik. Ancak daha sonra projeyi değiştirerek burayı otele çevirdik.
Çarşı esnafı ve turizmcilerle konuşarak böyle bir ihtiyaç olduğu ortaya çıktı ve bu yüzden de otel yapma kararı aldık.
Turistlerin ilgisi nasıl? Onlara ne tür hizmetler sunuyorsunuz?
Yaz aylarında %100 doluluk oranıyla çalışıyoruz. Kış aylarında ise işlerimiz biraz düşüyor ama en azından harcamalarımızı karşılıyoruz. Müşterilerimizin neredeyse %95’i Türkiyeli.
Her şeyden önce müşteri kalite arıyor. Hangi sektör olursa olsun. Eğer kalite sunarsanız sorun olmaz ama kalite istenilen düzeyde olmadığında müşteriler başka alternatiflere yönelir. Kalite denildiğinde bizim sektörde ilk önce hizmet akla gelir. Kardeşimle birlikte bir denge kurduk ve burada bir kez kalan müşterilerimiz çok memnun kalıyor ve yeniden geliyorlar. Otel işinde bu çok önemli çünkü müşteri çekmek zordur ama kaliteli hizmet sunduğunuzda ikinci kez gelmelerini sağlamak sizin elinizde. Bu açıdan hem biz hem müşterilerimiz hem de biz memnunuz. Zaten internet üzerinden hizmet veren booking.com adresinde sahip olduğumuz 8,9’luk ortalama ve müşteri yorumları yeterince söylüyor.
Türk turistlerin sadece otelinizde değil Makedonya genelinde de turist sayısında büyük bir payı var. Neredeyse her dört turistten biri Türkiyeli. Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
Balkan coğrafyası ve özellikle Makedonya ile Kosova’yı Türkiyeli turistlerle en çok bağlayan aile bağlarıdır. Ancak genel manada Balkanların 500 yıldan fazla Osmanlı hakimiyetinde kalması ve bundan dolayı ortaya çıkan ortak kültür ve geleneklerimizden dolayı Türkiyeli turistler buraya gelince kendilerini evlerinde hissediyorlar. Avrupa turlarına da giden turistler var ama buraya geldiklerin içinde bulundukları hissiyatı alamıyorlar.
Gerek iş gerekse de aile bağları sadece Türkiyeli turistlerin buraya gelmesinde değil bizim de Türkiye’ye gitmemize vesile oluyor.
“Esnaf” Derneği Başkanlığı da yapıyorsunuz. Daha çok turist gelmesi için çarşı esnaf ve siz neler yapılmasını istiyorsunuz?
Biz Türkiye Cumhuriyeti başta olmak üzere TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, üniversiteler, Türk kurumları ve diğer derneklerle işbirliği ve irtibat halindeyiz.
Bu çarşının isminin “Türk Çarşısı” olduğunu biliyoruz. Çarşıda var olan tarihi eserler, Üsküp’te var olan tüm eserlerden daha çok olduğunu biliyoruz. Biz 100 yıldan bu yana söz konusu eserlerin ayakta kalması için çabaladık. Biz olmasaydık bu eserler ayakta kalmazdık.
Bu eserlerin restorasyonun yapılması ve bakımının yapılması gerektiğini söylüyoruz çünkü bu eserleri eve biz kullanıyoruz ama bu eserleri “Osmanlı-Türk” eserleri. Ortak hareket ederek çarşının eski güzelliğine kavuşması gerektiğine inanıyorum. Çünkü Üsküp’ün bu tarafında çarşısından başka gurur duyacağımız bir şey yok. Sadece biz değil bütün Üsküp ve Makedonya da çarşıyla gurur duymalı.
Eskiden Üsküp’e gelen tüm delegasyonlar çarşıdan geçerdi. Şimdiler İskender Bey meydanı olsun, diğer çalışmalar olsun çarşıya giriş çıkışlar zorlaşıyor. Bu da işlerin düşmesine ve esnaftan şikayet gelmesine neden oluyor. Çarşının yeniden canlanması için birçok alanda çalışmaların yapılması gerekiyor.
Peki esnafların 2017’den beklentileri neler?
Geçen yıldan itibaren Ekonomi Bakanlığıyla birlikte yürüttüğümüz ortak projeyle çarşıdaki 10-11 dükkanın vitrinin 2,4 milyon denarlık hibeyle değiştirdik. Eski görüntünün gelmesi için çalıştık ve restorasyonu tamamlanan 11 dükkanla bir şeylerin yapıldığı görüldü. Sadece iş olsun diye değil yaptığımız bu işleri kaliteli bir şekilde yaptık ve dükkancılar da çok memnun kaldı. 2016’nın sonlarına doğru projenin devam ettirilmesi için6 milyon denarlık bir hibe daha yapıldı. Şimdi 40 kadar dükkanın vitrinin değiştirmeyi planlıyoruz. Bu şekilde çarşının bir kesimi daha farklı görünecek ve yapacağımız işlerde bize örnek teşkil edecek. Bu şekilde çarşıdaki tüm vitrinleri yenilemeyi düşünüyoruz. 2017’de Ekonomi Bakanlığı’yla bu proje için 25 milyon denar ayrılması konusunda anlaştık.
Ancak iş sadece vitrinlerle bitmiyor. Kaldırım taşları, çatı başta olmak üzere birçok alanda çalışmalıyız. Hatta ben çarşının Bursa’da olduğu gibi kapalı çarşı haline getirilmesini bile düşünüyorum. Çarşının bir bölümü kapatıldığında yağmur yağdığında insanların gezinebileceği ve yağmurdan korunacağı bir yer haline gelir.
Otel olarak bu yıla ilişkin planlarınız neler?
Türkiye’den Via Travel ve Balkan Tour başta olmak üzere bölgedeki turizm acenteleriyle işbirliği yapıyoruz. Şu ana kadar bu işbirliğinden son derece memnunuz. Kapasitelerimizi genişletmeyi planlıyoruz. Yaz aylarında daha fazla hizmet sunmak için daha fazla genişlemeyi umuyoruz. Yan tarafımızda bir yer daha satın aldık ve böylece genişleyeceğiz.
Ancak şunu söylemeden de geçemeyeceğim son dönemde Üsküp’te otel sayısında ciddi bir artış var. Şimdiden fiyatlarda ciddi bir düşüş oldu ve artık kar elde edilemeyen fiyatlara yaklaştı. Ancak bir yatırım yaptığınızda ister istemez rekabetle başa çıkmanız gerekiyor.- Bu haber 10-01-2017 tarihinde yayınlanmıştır.