Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı, Prespa Diyalog Forumunda “Diyalog Üzerinden Güven İnşa Etmek” konulu konferansta konuştu.

Antalya Diplomasi Forumundan iki hafta sonra yeniden bölge ülkelerinden mevkidaşlarıyla Ohri’de buluşmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Kaymakcı, “Batı Balkanlar” terimini eleştirerek daha kapsayıcı olmak için Güneydoğu Avrupa’nın kullanılması gerektiğini belirtti.

Türkiye’nin samimi arzusunun tüm Güneydoğu Avrupa ülkelerinin Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşmesi olduğunu belirten Kaymakcı, “Türkiye, bölgeye yönelik olarak istikrarlaştırıcı, bölgeyi kalkındıran bir ülke. Aynı zamanda kendisi de AB üyeliği sürecini ilerletmek isteyen bir ülke. Biz aday ülkeler arasında, biliyorsunuz yedi potansiyel aday, aday ve müzakere eden aday ülke var; bu aday ülkeler arasında ayrım yapılmaması gerektiğini savunuyor. Türkiye, aday ülkelerin üyelik süreçlerinin, sürecin başında ulusal çıkarlar uğruna, ki bu çıkarlar AB’nin genel çıkarlarına da aykırı, üyelik müzakere süreçlerinin engellenmesine karşı. Bu tür blokajlar aday ülkelerde reform sürecini, heyecanını azaltıyor. AB açısından da zayıf bir durum çünkü AB de aday ülkeleri gerekli ölçüde kucaklayamıyor. Dolayısıyla bir kısır döngü içine giriyoruz. Güvenlikten savunmaya, enerjiden ticarete, turizmden dış politikaya ve aynı zamanda birçok etniyi, birçok dini barındıran Avrupa’da jeopolitik bir AB oluşturabilmek için tüm ülkelerin üyelik süreçlerinin hızlandırılması lazım” dedi.

Üyelik sürecinin sonunda AB’nin çıkarlarına aykırı bir durumda isteyen ülkenin veto hakkını kullanabileceğini söyleyen Kaymakcı, “Ancak sürecin başında veto koymak diyalogu engelliyor. Diyalog güvensizliğe neden oluyor. Güvensizlik çatışmalara neden oluyor ve birçok sorunun çözümlenmesini daha da zor hale getiriyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin siyasi nedenlerle AB yolunun tıkandığına dikkat çeken Kaymakcı, “Kuzey Makedonya gibi Arnavutluk gibi aday ülkelerin yıllardır müzakereleri başlatamaması heyecanı azaltıyor. Aynı zamanda Sırbistan ve Karadağ’ın bu süreçte daha hızlı yürüyemememeleri diğer ülkeler için de iyi bir mesaj olmuyor. Burada tamamen ülkelerin performanslarına ve kriterlerine bakılmalı” dedi.

Kaymakcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz tabi burada bugün bu mesajları verdik. Aynı zamanda AB’nin Kıbrıs konusunda tutarlı olması gerektiğini söyledik. Kıbrıs Türklerine verilen sözlerin tutulması da çok önemli. Dolayısıyla AB, bir üye ülkenin tamamen ulusal çıkarları uğruna AB ile Türkiye arasındaki işbirliğini frenlememelidir. Bu iki taraf için büyük kayıptır. Bir herkesi kapsayan, kucaklayan ve ortak Avrupa Evinin birlikte oluşturacak bir süreç bekliyoruz. AB’nin bu konuda genel çıkarlarını düşünerek aday ülkeleri reform sürecinde teşvik etmesi lazım.”

Kaymakcı, son olarak Türkiye’nin Avrupa’nın temel direklerinden biri olduğunu söyleyerek sözlerini noktaladı.