Büyükelçi Sökmensüer İvanovski'nin Açıklamasını Değerlendirdi
Bilişim Teknoloji ve İdari İşler Bakanı İvo İvanovski’nin “500 yıllık Türk esareti” sözü ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçiliği bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda basına açıklamada bulunan T.C. Üsküp Büyükelçisi Gürol Sökmensüer şöyle konuştu:
“Hepinizin bildiği gibi 10 Kasım tarihinde Makedonya Bilişim Teknoloji ve İdari İşler Bakanı İvo İvanovski’nin Manastır’daki bir halkla sohbet sırasında bir açıklaması oldu basına. Daha sonra Makedon basınına yansıdığı şekilde açıklama “500 yıllık Osmanlı esareti yetmedi mi bir de şimdi Türk dizilerini izliyoruz” şeklinde yansıtıldı.
Bu tabi haklı olarak Türkiye’yi, yöneticileri, hepimizi ve buradaki yaşayan insanlarımızı ziyadesiyle üzdü ve rahatsız etti. İkili ve dostluk ilişkilerinin tırmanması, gelişmesi aşamasında bir mücadele verilirken bu hepimizde rahatsızlık uyandırdı. Hatta bu açıklama 11 Kasım’da yayınlandı Makedon basınında ve içinizde bazı arkadaşlar bana telefon ettiler, yazılı soru gönderdiler, “Büyükelçi nasıl bir açıklama yapacak” diye, o sırada bir açıklama yapmanın bir anlamı yoktu çünkü T.C. Büyükelçisi olarak büyük üzüntüyü duyan bendim hem tarihimize hem dizilerimize yönelik bir konuydu.
Bir defa Makedonya’da bizim Türk toplumu içindeki sivil toplum kuruluşlarında, Makedonya Türk Sivil Teşkilatlar Birliği - MATÜSİTEB’te, sanıyorum bir iki dernek de münferit açıklamalar yaparak tepkilerini ortaya koydular. Bizim Makedon parlamentosundaki soydaş milletvekillerimiz Erdoğan Saraç ve Kenan Hasip beyler de birer basın toplantısı yaptılar. Sanıyorum yine Erdoğan beyin meclis oturumunda Başbakan Gruevski’ye bir soru yöneltti, bir cevap aldı. Burada benim sadece Dışişleri Bakanı Nikola Poposki ile değil diğer birçok Bakanla bu konuda görüşmelerim oldu. Yine Türkiye’deki Ankara Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı’na çağırıldı. Yine bir girişim ve bundan duyulan rahatsızlık belirtildi.
Tüm bu girişimlerin sonucunda da aklın yolu bir, 27 Kasım Salı günü Bakan İvo İvanovski beni Bakanlığa davet etti. Bakanla yaptığımız görüşmede bir defa gerçekten büyük bir üzüntü duyduğunu, samimi olduğunu müşaade ettim. Çünkü kesinlikle böyle bir ifade kullanmadığını, yani Türkiye’ye yönelik bir ifade kullanmasının mümkün olmadığını, aramızdaki dostluk ilişkileri anlattı hatta “Atatürk’ün askeri eğitim aldığı okulun bulunduğu bir şehirde bunu söylemem düşünülebilir mi” dedi. Basının çarpıtmasından, yanlış aktarmasından kaynaklandığın ve derin bir üzüntü duyduğunu ifade etti. Ben de kendisine Türkiye’deki tepkileri, buradaki insanımız tepkisini izah ederek kendisinden özür beklendiğini söyledim.
Bana bir mektup takdim etti. Üzüntü beyanının bizim bilgimize bu şekilde getirilmesini ve artık konunun kapatılmasını, uzamasının iki ülke ilişkilerine bir yarar getirmeyeceğini söyledi. Mektubu bizim muhataplarımıza ilettik. Mektupta da gerçekten büyük bir üzüntü duyduğunu, bu tür cümleleri kullanmadığını, ayrıca görüşme sırasında onu izah etti, Türk dizilerinin yasaklanmasının söz konusu olmadığını aktardı.
Bu diziler zaten arz talep meselesi. Dünyada pek çok ülkeye bu diziler bizim özel kanlarlımız tarafından pazarlanıyor. Ödeyen ülke alıyor ve halkın beğenisine sunuyor. Anladığımı kadarıyla bu diziler burada bayağı tutulan diziler. Bir defa bunları yasaklamanın söz konusu olmadığını belirtti.
Osmanlı dönemine geçersek, o da var. Onu söylemek istemediğini dile getirdi. Osmanlı dönemine baktığınız zaman bugün bile hala pek çok evrensel uluslar arası tarihçinin üzerinde mutabık kaldığı konu Osmanlı’daki farklı etnisiteleri, dinleri kapsayan hoşgörünün bugün bile örnek olarak gösterildiği hepinizin malumu. O da bundan duyduğu rahatsızlığı ve derin üzüntüyü dile getirdi. Makamlarımıza gerekli raporumuzu verdik. Bu konuda sizleri de bilgilendirmek istedim. Yani konunun artık bizim tarafımızdan uzatılmayacağını.
Ama bizim buradaki insanımızın koyduğu tepkinin cevapsız kalmadığını, sizler aracılığıyla onarla iletilmesinde yarar olduğunu düşündüğüm için bu açıklamayı yapıyorum”.
- Bu haber 30-11-2012 tarihinde yayınlanmıştır.