Mürteza SULOOCA

Çoğu zaman kendine rol biçiyor insanlar, hak edip etmediğine bakmadan. Hak etmediğini kendileri de biliyor ama zorluyorlar, ya tutarsa misali. 

Uzun zaman köşe yazmamıştım, analizlerde bulunmamıştım. Gidişattan memnun olmadığım için karamsar değerlendirmelerde bulunmak istemiyordum. Ama gel gör ki bazen bardak taşıyor. Haksızlıklar, yalanlar karşısında duramıyor insan. 

Kuzey Makedonya’da yerli Türk medyası olarak resmi ajansta Yeni Balkan basılı yayın olarak var, bir de devlet televizyonu ile radyosu. Bazı bölgesel televizyon ve radyolar diğerleri arasında Türkçe yayın da yapıyor.  Bunun haricinde bir sürü internet sayfasına rastalayabilirisiniz o ya da bu adla. Belli amaçlarla kurulduğu çok açık. Ama tabi ki bu demokrasinin gereğidir. Habercilik yapmak en doğal haktır, ama habercilik yerine gerçekleri çarpıtıp siyaseti dizayn etmeye kalkışırsanız bu hepimiz için yazık olur. 

Bugün buna şahid olduğumuz için bu yazıyı yazma gereği duydum. 20 yıla yakın gazetecilik yapıyorum ve çalıştığım ya da yönettiğim medyalara zarar gelmesin diye hep uğraşıp durdum.  “Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın” ayetini kendime ilke edindim. Başka da ilkeye gerek duymadım, hakkın tarafında yer almaya çalıştım. 

Türk Partilerini hedef alarak, daha doğrusu Türk Demokratik Partisi sanki yeni kurulacak hükümette Türk bakanın atanmasına karşı çıkmış, büyük bir Türke haksızlık edilmiştir özel haber yapılmıştır. Türkçe ve Makedonca servis edilmiştir. İçeriğe bakılınca alakasız bir sonuç çıkarılmıştır. Ne teklif eden var ne sorulan. Hükümet ortakları belli, birisi çıkıp da demiyor bu kişiyi biz teklif ettik. O zaman nasıl oluyor da birileri karşı çıkıyor. 

Biz beş kişiyiz birbirimizi tanırız misali bu tür oyunlara hiç gerek yok. Kim kaç para eder biliriz. Büyüklerimize de büyüklük gösterdiklerinde gereken saygıyı vermeyi biliriz.   

Bu toplum çok şeyler gördü. Tek aday olarak seçime girip seçim kazanamayan başkanları gördük. Seçime girmeden, seçilmek isteyenleri de. 

TDP Genel Başkanı ve Milletvekili olan Dr. Beycan İlyas on yıldan fazla hiçbir karşılık almadan sağlık köşemizde yazan bir değerli dava adamıdır. On yıl da siyasetin merkezinde olmasına rağmen bir kere bile lekelenmeyen bir kişi. Türkiye mezunu bir arkadaşımız. Bize de bir borçtur bugün böyle birinin yanında durmak. Eksikleri yok mu tabi ki var, ama bu şartlarda ki kardeş kardeşi sırtından vuruyor, tüm gönlümüzle yanında durmak bize bir şereftir. 

Biz medya olarak siyasi partileri destekleyemeyiz yanlarında da olamayız. Benim bu açıdan gönlüm rahat, yıllardır hiçbir seçimde oy kullanmadım. O açıdan rahat konuşabilirim. Fakat bugün olay siyaset olayı değil, gazetecilik mesleğinin şerefini korumak günüdür. Lütfen dürüst olalım. Türk Bakan istiyorsak Makedonya’da yaşayan 100 binin üzerinde Türk bunu yapacak kapasiteye sahip. Ama benim adaylarımın taşıması gereken özelliğinin temelinde hak ediş, adalet ve makam ile mevki değil dava adamı olmasından yana. Türkleri İslam ve Türk kimliği ile temsil edecek mümkünse Türkiye mezunu olmasından yana. 

Bakan olmanın yolu belli, partiye girip dava adamı olacaksın. Biz Türk toplumu bazılarına benzemeyiz, “şarena” alaca devrim ve saire. Dürüstüz, bileğimizin hakkıyla hakkımızı alırız. O yüzden gün birlik olma günüdür. Gelin başkalarının eline bizi oyuncak etmeyin. Gururumuzu incitmeyin. Adalet bazen gecikebilir ama mutlakka yerini bulur. 

Biz Makedonya Türkleri kendi liderlerimizi seçmek istiyoruz. Sadık Ahmet gibi. Buna da hakkımızın olduğuna inanıyorum. Yücelcileri saygıyla anarken, hainlikler ile Makedonya Türklerine yeniden Yücel olayları yaşatmayın.