Türk Milletvekilleri Venedik Komisyonu Heyetine Fikirlerini Aktardı
Venedik Komisyonu olarak bilinen Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu heyeti bugün Kuzey Makedonya’ya resmi ziyaret gerçekleştirdi.
Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Meclisinde temaslarda bulunan heyet, geçtiğimiz dönemde yürürlüğe giren dillerin kullanımı yasası hakkında fikir alışverişinde bulundu.
Mecliste tüm siyasi partilerin Meclis grubu temsilcileriyle görüşen heyet, azınlık milletvekilleriyle de bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede Türk Hareket Partisi (THP) Milletvekili Enes İbrahim ve Türk Demokratik Partisi (TDP) Milletvekili Yusuf Hasani de yer aldı.
‘Türk dili birçok belediyede resmi olsa da uygulanmamaktadır’
Görüşmeyle ilgili gazetemize açıklama yapan THP Milletvekili Enes İbrahim, “Görüşme hakkında gazetemize açıklama yapan THP Milletvekili Enes İbrahim, “Dillerin kullanım yasası nüfusu az olan etnik toplulukları negatif bir yönde etkilemezken, esas nüfusu az olan etnik toplulukların haklarını iyileştirmeme, dillerin kullanımı gelişmemesi, yasal ve anayasal haklarının uygulanmaması büyük bir sorundur. Türk dili birçok belediyede resmi olsa da uygulanmamaktadır. Türkçe eğitim anayasal hakkımız olmasına rağmen bazı bölgelerde Türkçe eğitim yok, Türkçe eğitim görülen okullarda Türk dilini bilmeyen öğretmenler mevcut, dönem dönem kitap sıkıntısı yaşanmaktadır. Aslında nüfusu az olan etnik toplulukların partileri istisnalar hariç, süreklilik, tutarsızlık ve ilkesizlik üzerine siyaset yapmaktadırlar. Mesela dün Ohri Çerçeve Anlaşması’nın çok iyi olduğunu söyleyen siyasi partiler bugün anlaşmanın kötü olduğunu dile getiriyorlar veya mevcut iktidarın ülkeyi böleceğini iddia ediyorlar ama şimdi mevcut iktidara transfer oldular, oluyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Yeni Bir Seçim Modeli ile toplumsal çıkarlar ön plana gelecektir’
İbrahim açıklamasının devamında, “Mevcut seçim modelinden kaynaklanan sorunlardan dolayı nüfusu az olan etnik toplulukların partileri seçimlere bir ittifak ile giriyorken, seçimlerden sonra kolayca safını değiştirip farklı daha doğrusu iktidar ile ittifak yapıyorlar. Bu tür transferler sadece üç beş kişi koltukta otursun diye yapıldığından toplumsal çıkarlar büyük ittifaklarda ikinci veya üçüncü plana düşmektedir. Bu yüzden yeni bir seçim modeli ile nüfusu az olan etnik toplulukları seçimlere tek başlarına çıktıklarında şahsi değil kolektif veya toplumsal çıkarlar ön plana gelecektir. İktidar olma hırsıyla transferler devam ettiği sürece toplumsal çıkarların veya yasal ve anayasal haklarımızın uygulanmasını beklemek bir abesle iştigaldir. Çünkü bir siyasi güce sahip olmadan veya başka ittifakların gücünün arkasına dayanarak gerek Türkler gerek diğer nüfusu az olan etnik toplulukları saygınlığını da kaybetmektedir” dedi.
Belli bir topluluğa hak verilmesine destek vermekteyim, bir kültürün tanıtılması veya bir dilin kullanımın geliştirilmesine elbette destek veririm. Bu ülkemiz ve coğrafyamızın bir zenginliğidir ancak nüfusu az olan etnik toplulukların da talep ettiği haklarının geliştirilmesi ve uygulanması için büyük siyasi güçlerin de desteği gerekmektedir. Bizdeki iyi niyet herkeste olmalı. Siyasi bir güç olmak için ise transferleri bir kenara bırakıp, tutarlı, ilkeli ve prensipler üzerine siyaset yapılmalıdır. Siyasi bir güç olmak için seçim modelinin en kısa zamanda değişmesi gerekmektedir.
‘%20 Nüfus Oranı Maddesinden Endişeliyiz’
Görüşmeyle ilgili gazetemize açıklama yapan TDP Milletvekili Yusuf Hasani, Venedik Komisyonu heyetine dillerin kullanımı yasası hakkındaki görüşlerini aktardığını ifade etti.
Açıklamasında Hasani, “Makedonya’da yaşayan azınlık toplulukları olan Türkler, Romanlar, Ulahlar, Boşnaklar, Sırplar ve diğer milletler hiçbir zaman ülkemizde pozitif ayrımcılık konusunda hiçbir zaman tepki göstermemiş her daim bu tür yasaları desteklemiştir. Bugün de bu tavrımızı bir kez daha tekrarladık. Fakat bizi endişe eden konu Ohri Çerçeve Anlaşmasının imzalanmasıyla Anayasamıza eklenen %20’lik nüfus oranı maddesi olduğunu aktardık. Bu maddeyle sanki nüfusu %20’nin üstünde olan iki milleti daha özellikli veya nitelikli olarak ön plana atıyor, nüfusu daha az olan milletleri de sanki daha arka plana atıyor. Dolayısıyla biz nüfusu daha az sayıda olan halklar olarak bu konuda bir dışlanmışlık hissettiğimizi aktardık” dedi.
‘Bazı bölgelerde Türkçe resmiyet kazandı fakat uygulamada göremiyoruz’
Hasani açıklamasının devamında “Dolayısıyla bu kanunun ülkemizin geleceği için iyi bir şey olduğunu ve bu şekilde bu kanunu desteklediğimizi tekrarladık. Fakat yerel çapta Türklerin, Romanların, Ulahların, Boşnakların ve diğer toplulukların yaşadığı bölgelerde bu kanunun nasıl uygulanacağı soru işareti. İşte Gostivar, Vrapçişte, Debreşte, Çayır ve bazı diğer belediyelerde Türkçemiz resmiyet kazandı fakat uygulamada bunu göremiyoruz. Endişemiz bu yöndeydi” ifadelerini kullandı.
- Bu haber 05-09-2019 tarihinde yayınlanmıştır.