Berlin Duvarı Yıkıldı Onun Yerine Yeni Duvarlar Örülmeye Başlandı
“Utanç Duvarı” olarak da anılan Berlin Duvarı 1961 yılında yapılmaya başlamış ve 46 kilometrelik duvar örgü ile Alman şehrini ikiye bölmüştü. Batı ve Doğu Almanya’yı ikiye bölen ve dünyada batı ve doğunun keskin olarak ayrıştığı bu utanç duvarın anlamını kaybetmesi ve ortadan kaldırılması için 28 yıl gerekirdi. Duvar 1989 yılında yıkıldı, Doğu ve Batı Almanya birleşti.
II. Dünya Savaşından sonra Dünya Savaşına neden olan Almanları ikiye bölme planları bu kadar ileriye gitmişti. Aynı ırktan olan milyonlarca insanın kaderiyle oynamak o kadar basitti. Doğu’da kalanlar Batıya ulaşmak orada yaşamak istiyordu. Ama buna müsaade yoktu. O dönemde orda eğitim alan bir Türk profesörle geçende sohbet etme imkanımız oldu, profesör o dönemi kısaca şöyle tanımladı: “50’lerde gittiğimizde tarafların geçişleri çok kolaydı. Biraz cesaret toplayıp geçebilirdiniz, sonra zor olmaya başladı. Duvardan sonra imkansız oldu”.
Bugün milyonları aşan mülteci akımı, yeniden duvarların, tel örgülerin inşa edilmesine neden oldu. Demokrasi, özgür yaşam, batılı değerleri Arap dünyasına taşımak isteyen batılılar son dönemde insanlık tarihinin kaydetmediği göçlere neden oldu. Kendileri rahatsız olmasın diye artık tel örgülü sınırlar ve beton örmeli duvarlar istiyor.
Aslında medeniyetler, ülkeler arası duvarlar hiç yıkılmadı, sadece kilometreler farklıydı. Kıbrıs, Filistin bunun canlı örnekleri. Bizim gündemimizi Batı belirlediği için “Duvar” dediğimiz zaman aklımıza gelen tek duvar “Berlin Duvarı”ydı. Halbuki 6 bin km’ye ulaşan Çin Seddi var.
Zaman önyargılardan kurtulma zamanıdır. Bize bir şey olmaz, tarih tekerrür etmez diye avutarak birçok konuda yenik düşüyoruz. Zayıf düştükçe de hırçınlaşır, akıl yavaş çalışır saldırgan olmaya başlarız. Gül atan tüfeklerin yerine, uzak menzilli roketler, şairlerin yerini askerler alır.
Makedonya, Türkiye ve tüm Balkan ülkeleri kendi istekleri dışında duvarlar örmek zorunda. Avrupalıları devletlerini yıkıp, demokrasi yerine ölüm getirdikleri ülkelerin vatandaşlarından korumak için.
Fakat her şey o kadar karamsar değil. 21 Aralık’ta TİKA ve MATUSİTEB tarafından yapılacak organizasyonda Makedonya’nın en büyük kapalı spor salonu Boris Traykovski’de Mustafa Ceceli geliyor. Geliyor haberi bile Makedonya’yı yerinden oynatması için yetti. Uzun zamandır, olumsuz ve kara haberler ile karamsarlık içerisinde olan vatandaşlar bir anda canlandı. Yeni Balkan internet sitesinde haber yer alır almaz 100 bin kişi sadece gazetenin Facebook sayfasından erişti. Sosyal ağlarda binlerce soru, on binlerce heyecan yaşandı.
Kendi aralarında Türkü, Arnavut’u, Makedon'u konsere gidiyoruz dedi. Girişi ücretsiz olan konser için vatandaşlar bilet bulma peşine düştü. Siz siz olun Boris Traykovski’nin kapıları kapamadan önce yerinizi alın, yoksa “duvar” önünüze çıkar ve yılın en güzel olayını kaçırmış olursunuz.
Bazıları duvar-örgü ile Ceceli konseri ne alaka diyebilir. Alaka şu, dünyayı güzel ya da yaşanmaz bir hale getiren bizleriz. İnsandır ya insanca yaşamayı seçen ya da insanlıktan uzak kalıp hayvani duygularını ön plana süren.
Duvarları diken biz, yıkan da biz. Makedonya Türklerini kutlamak için yapılan küçük bir organizasyon bile insanları harekete geçirebiliyor. Daha güzel bir zaman geçirmek için hasret kalan insanlar ırk, din, dil ayrımı yapmadan bir yerde buluşabiliyor. Buluştuğu gibi, güzel şeyleri paylaşabiliyor. Burada küçük bir parantez açıp buna vesile olanlara teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Görülen köy kılavuz istemez. Strateji uzmanı olmaya da gerek yok. İşler kötüye doğru gidiyor. İnsanlık barış yerinde savaşı seçmiş durumda. Bu nedenledir iyiler kötülerden daha güçlü olmak zorunda. Zalimin zulmünden kurtulmak için ona üstün gelinmeli. Bu da ancak ve ancak barış tohumlarını ekmekle olur. Gelin uzun vadede duvarlar inşa etmek yerine onları kaldırmak için çaba harcayalım. Muhacirlere karşı ensar geleneğimizi harekete geçirelim. Bu kış aylarında perişan olan bu insanlara sahip çıkalım. Güzel şeyler düşünüp güzel şeyler yapalım, dünya kimseye kalmaz.
- Bu haber 14-12-2015 tarihinde yayınlanmıştır.