Ciddiyet Başarıyı Getirir
Voleybol, uzun yıllar iyi bir grafik gösterip zirveye yerleşti. Daha uzun yıllar bu mevki kimseye temsil edeceğini inanmıyorum. Çünkü, Türk voleybolunda gelecek var, uzun vadeli projelere imza atacak kişiler mevcut. Gelecek neslin de ilgisi büyük olunca, Türk voleybolu zirvede kalacağına eminim.
Bu adımların arkasından Türk basketbolu ilerliyor gibi. Her yıl yeni hedefler koyulurken, zirve biraz daha yakın oluyor gibi. Özellikle, Avrupa sahnesinde gösterilen performans bunun kanıtı.
Bu sezon, ilk kez Euroleague’de tam 4 Türk takımı katılıyor. Sezon öncesi, federasyonlar arası çok büyük tartışmalar olmasına rağmen Türk basketbolu büyüklüğünü gösterdi ve Avrupa’ya çok sayıda temsilci yolladı.
Türk basketbolu tarih yazarak, THY Euroleague yeni sisteme hiç bakmaksızın en çok takım gönderen ülke oldu. Sistem, lig usulüne döndü ama yarışanların çeyreği Türk takımlar. Böyle olunca Türk basketbolunun geldiği durum apaçık.
Buna bir de diğer kupalardaki takımları eklersek, Türk basketbolunun puanı daha da yükseklere çıkıyor. Artı kadın milli takımının başarıları, Türk bayanların geçen sezonu şampiyonlukla tamamlaması, başarının bir özeti.
Bunu yaparken çok dikkatli olmalı herkes. Adımlar emin atılmalı, hedefler çizildiğinde temkinli davranmalı. Küçük bir hata, başarısızlığa yol açabilir. Yıllarca inşa edilen bina bir saniyede yıkılabilir.
Fenerbahçe Ülker basketbol takımını izledim geçen hafta. Ruslara diz çöktürdü, hem de orta Moskova’da. Kimsenin yenemediği takımı Fenerbahçe yendi. Hem de ev sahibine fark atarak. Hem de en iyi oyuncuları kadroda yer almasına rağmen Fenerbahçe rakibine hiç acımadı. Hem de Fenerbahçe takımının yarısı sakat, yarısı de performansın çok uzağında.
Bir diğer temsilci Darüşşafaka Doğuş’un bu haftaki maçı da çok ilginç. Maçı, ciddi almayınca ilk üç periyodu geriden geldi. Geç olmadan akıl başa geldi ve maçı çevirdi.
Demek ki, isteğince oluyormuş. Kendine güvenince oluyormuş. Takım, çalışınca başarırmış. Demek ki, başarmak için rakibini gözünün önünde hiçbir zaman büyütmeyeceksin. Sahaya inip rakibin karşısında dik duracaksın, emin adımlarla ilerleyeceksin.
Bu özellikler kendinde var oldukça kimsede korkmayacaksın. İster dünyanın en güçlü kadrosuna sahip olsun, ister her yıl kupaların sahibi olsun. Bunun bir anlamı yok. Zemin sağlam olunca, bina da sağlam olur. Depreme dayanıklılık oranı en yüksek seviyeye çıkar.
Bunun için Türk basketbolu uzun yıllar zemini hazırladı. Koraç kupası, Avrupa ikinciliği, Uleb şampiyonluğu derken Final four’da final maçı geldi. Bayanlarda da Avrupa şampiyonluğu hiçbir zaman unutmamalı.
Artık sıra başarıları sıralamaya geldi. İpi elinde tutarak Avrupa kapılarını açma zamanı. İş, sadece açmak değil, açıp nöbetçi görevini üstlenip zirvede kalmaktır. Kalıcı olunca da söz sahibi olunur. Böylece bir spor dalı daha Türk sporun onuru ve gururu olur.
- Bu haber 26-12-2016 tarihinde yayınlanmıştır.