KÖK’ümüz/GÖK’ümüz Üzerine Düşüncem
İzzet İbrahimsoylu
Türkçede Kök ve Gök tıp (aynı) kelimedir; Kök kelimesi ses değişmesi sonucu Gök olmuştur. Türkçede k > g ses değişmesi, bilinen bir ses olayıdır. Buna örnek olarak; küreş > güreş, kümüş > gümüş vb. verebiliriz.
Türk için Kök yani Gök kutlu bir yer ve kutlu bir yöndür.
Târih sahnesine Asya bozkırlarında beliren Türkler, uçsuz bucaksız bir bozkırda soñsuz bir Tañrı inancına bağlıydılar. At üstündeki Türk, kendisinin üzerinde sadece Gök’ü görüyor ve Gök’ü bütün, bir ve tek olarak kabul ediyordu. Türk, soñsuz Gök’ün deriñliklerinde -soñsuzluğunda- soyut bir Tañrı’nın varlığına inanıyordu. Kimileyin ise somut Gök’le, soyut Tañrı’yı birbirinden ayırmıyor; her ikisine birlikte Tañrı ya da Gök; Gök Tañrı diyordu. Bu, somut Gök’le, Gök’ün soñsuzluğundaki soyut Tañrı’nın birlikte añılış şekliydi…
Türk için Gök her şey idi. Çünkü Gök, onun Kök’üydü. Yani kökü orasıydı, orada var olmuştu; orada yaratılmıştı. Türk’ün kadim inancına göre Türk, Gök’te kılınmıştı (yaratılmıştı), Yer’e soñradan, Gök’ten inmişti.
Yer’e, Türk’ün Gök’ten indiği dağlara “Tañrı Dağları” denmişti. Bu dağlara, “Tañrı Dağları” adı, Tañrı’ya/Kök’e eñ yakın yerler olduğu için verilmişti. Asya’daki ulu dağlar, somut Gök’le soyut Tañrı’ya eñ yakın yerlerdi; Türk böyle inanıyordu. Türk, Kökü’nden/Gök’ünden bu dağlara inmiş, bu dağlarda türemiş; bu dağlarda yani Tañrı’nın dağlarında türediği için de Türk olmuştu… Türk, “Kök’ten/Gök’ten inip, Tañrı’nın dağlarında türeyen ve töreyle yaşayan kutlu kişiydi.”
Türk’ün kadim inancına göre; Türk, Kök’ten ayrılarak Yer’e inmişti. Yukarıdan aşağı, Kök’ten Yer’e inmişti. Ancak Türk, Gök’ten/Tañrı’dan Yer’e indikten soñra da Kök’ünü, Tañrı’sını hiçbir vakit unutmadı; Kök’üne, Tañrısı’na hep bağlı kaldı. Kök’üyle, Tañrısı’yla ve töresiyle yaşadı hep; Kök’üyle, Tañrısı’yla ve töresiyle yaşamayan Türk, zaman içinde Türklükten çıkıp gitti.
Asya bozkırlarında at üstünde savaşan Türk, Gök’e bakarak ve başı dik yaşadı. Yüzünü ve gözlerini her dâim Gök’e çevirdi. O’ndan yüzünü ve gözlerini hiçbir vakit ayırmadı. Ellerini Gök’e açtı. İbni Fadlan; “Oğuzlardan biri, haksızlığa uğrar ya da başına hoşlanmadığı bir iş gelirse, başını Gök’e kaldırır ve ‘Bir Tañrı’ der…” demişti; Türk’ün 10. yüzyılda da Gök’e bakmaya devam ettiğini bildirmişti.
Türk’ün kadim inancı, Türk, İslâm’ı tapladıktan (kabul ettikten) soñra da devam etti. İslâm inancına göre, Allah, mekândan ve zamandan münezzehtir. Hâlbuki, bugün dahi Müslüm Türkler “yukarda Allah var”, Tavuk bile su içerken “Allah’a bakar” derler. Bu, Türk’ün hâlâ kadim inancıyla yaşadığını gösterir. Türk, Müslüm olduktan soñra da Gök’e bakmayı sürdürmüştür.
Türk, Kök’ünden/Tañrı’sından Yer’e indikten sonra da, Kök’ünü/Tañrı’sını hiç unutmadı. Kök’üyle, Tañrısı’yla, Tañrısı’nın buyruklarıyla, yani Töre ile yaşadı. Türk, ölümden korkmadı. Bilge Kağan: “Kişioğlu ölümlü yaratılmış.” demişti. Türk için savaşta ölmek büyük bir erdemdir. Türk için ölüm; kendisinden indiği Kök’üne/Gök’üne yeniden dönmektir, Tañrısı’na kavuşmaktır, O’na varmaktır. Türk için ölüm “uçmak”tır. Uçmak, Yer’den Kök’e/Tañrı’ya varmaktır. Yani Tañrı’ya bir gidiş, bir varıştır. Kök’ten/Tañrı’dan ayrılan Türk’ün “uçarak” yeniden Kök’e/Tañrı’ya gidişi, varışıdır. Uçmanın Yer’den Kök’e doğru olduğuna inanılır. Yani Gök’ten Tañrı Dağları’na, Tañrı Dağları’ndan yeniden Tañrı’ya uçuştur; geldiği yere, Kök’üne dönüştür. Bu uçuşu da kuş simgeler, ki kuşun eylemine de uçmak denir.
Özünde (aslında) ilkin uçmak bir yer/mekân değil, bir eylemdir. Türkler her ne kadar uçmak kelimesini Arapça cennet kelimesi yerine kullanmış olsalar da, Arapçadaki cennet kelimesi bir yer/mekân bildirirken, Türkçedeki uçmak kelimesi bir eylem bildirir. Zaman içerisinde, uçmak kelimesi de cennet kelimesinin karşılığı olarak kullanıldığı için o da yer/mekân bildirir olmuştur.
Türk’ün kökü Gök’tür, Tañrı’dır. Türk için ölüm Yer’den, geldiği yere; Tañrı’ya uçmaktır; varmaktır, gitmektir, kavuşmaktır. Namık Kemal Zeybek, kadim Türk inancını şöyle tanımlar:
“Tanrı yarattıklarını kendinden yaratmıştır… Türk İslâmı’nda amaç Tanrı’ya ulaşmaktır…”
Türk, Tañrı’dan yaratıldığına, öldükten soñra uçarak yeniden Tañrısı’na kavuşacağına inanırdı. Türk’ün kökü, Gök’tü; Gök’ten inmişti, Gök’e uçacaktı, Tañrı’ya varacaktı…
- Bu haber 05-08-2019 tarihinde yayınlanmıştır.