Neden Küçük ve Az Gelişmiş Ülkeleriz?
Yazıma başlamadan önce...

Rasulullâh sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: “Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir. Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın evladınaduası.” (İbn Mace, Dua, 11.). Babam Nigâyi Mercan’ı vefatının 6. yılında rahmetle anıyorum (11 Mart 2011). Babam nasıl bir adam mıydı? Cahit Zarifoğlu, “Kalbinizi yumuşatın ama iradeniz sert olsun”, demişti, işte babam da öyle bir adamdı.
Makedonya Ekonomi Odası kuruluşunun 95. yılı nedeniyle, Batı Balkan ülkelerinden davet edilen devlet adamlarının, iş adamlarının ve uzmanların katılımlarıyla yuvarlak masa tartışması organize etti. Yuvarlak masa tartışmasında neden küçük ve az gelişmiş ülkeler olduğumuz konuşuldu. Yuvarlak masada birçok soru soruldu, örneğin: Küçük bir ekonomi olmak avantaj mı, dezavantaj mı? Küçük ekonomiler büyük ekonomilerdeki son gelişmelere nasıl reaksiyon göstermelidirler? Yeterli altyapı, eğitimli ve kalifiye iş gücü, istikrarlı ve etkili bir biçimde çalışan kurumlar ile yapısal reformlar olmadan küçük ama rekabetçi ekonomi olunabilir mi? Küçük ekonomilerin büyümesini ve gelişmiş pazarlara ulaşmasını nasıl finanse edebiliriz? Küçük ekonomilerdeki firmaları finanse etmeye yanaşan yeterli derecede büyük bankalara sahip miyiz? Küçük ekonomilerdeki mali ve para politkalarının kuralları neler olmalıdır? vesaire.
Makedonya Ekonomi Odası başkanı Branko Azeski şunları söyledi: “Kuruluşumuzun 95. yılı nedeniyle düzenlediğimiz bu yuvarlak masa tartışmasının geleneksel bir olay olmasını temenni ediyoruz. Batı Balkan ülkelerinin işbirliği yapmaları çok önemlidir, bunun için de kültürel anlamda bütünlülük sağlanmalıdır. Zamanla, yapılan bu tartışmalar, küçük ekonomilerdeki girişimcilerin kapasitelerini artıracak ve eşit değerlere sahip olmalarını sağlayacaktır”.
Az yukarıda, yuvarlak masada tartışılan konuların sadece birkaçına değindim. O konular hakkında sorulan soruları siz okuyucularıma ilettim. Tüm sorulara verilen cevaplara ulaşamadım, gazetede bana ayrılan yer de bunları yazmama müsade etmiyor. Bu yüzden, o masada konuşulan şeyleri en kısa bir şekilde, hangi devlet adamının veya işadamının veya uzmanın hangi konu hakkında ne söylediğine girmeden, analiz etmeye çalışacağım.
Bir ülkenin büyüklüğü, o ülkenin ekonomik başarısının göstergesi değildir. En gelişmiş ülkelerin çoğu küçük ya da bazı uluslararsı sınıflandırmalara göre 10 milyon nüfusu geçmeyen ülkelerdir. Ekonomik başarı için önemli olan eğitim, rekabet, işbirliği üzerinde çalışmaktır. Bizim en zayıf yanımız, geçmişten kalan ekonomik geri kalmışlığımızdır. Bunun ilacı ise işbirliği yapmamızdır. Pahalı devlet idaresi gelişmeyi engellemektedir. Bu yüzden küçük ve etkili kamu yönetimi oluşturulmalıdır. Serbest ekonomiye geçiş döneminin artık tamamlanması gerektiği de vurgulandı.
25 yıl siyazi krizin hakim olduğu bu ülkelerde ekonomik kalkınma olması biraz zor. Hem bireysel hem de firmalar açısından bakıldığında tasarruf ve yatırım oranları çok düşük kalıyor. Beklentilerin iyi olmamasından dolayı insanlar elde ettiklerini tasarruf etmek yerine harcamayı tercih ediyorlar. Tasarruf düşük olunca yatırımlar da düşük oluyor. Küçük Balkan ekonomilerinin asıl problemleri talepte değil arzdadır.
Balkan ülkelerinin bir diğer problemini de gençlerin göçü oluşturmaktadır. Gençler 200-300 avro maaş ile motive olmuyorlar. Siyazi krizin 25 yıl sürdüğünü ve hala da süreceğinin farkındalar. Onlara kendilerini önemli hissetirecek, birşeyler üretmelerini sağlayacak iş yerleri açılmalıdır ve de daha fazla ödenmelidirler. Bu göç ancak böyle durdurulabilir.
- Bu haber 07-03-2017 tarihinde yayınlanmıştır.