O Zamana Kadar Ne Yapılacak?
Türk sporunu çok kez kaleme alıyorum, durumunu üç aşa beş yukarı herkes biliyor. Ama ne yapılması gerektiğini, durumu düzeltmek için kimse adım atmadığını, proje üretmediğini görüyoruz. Türk sporu bugünü yaşıyor, yarın ise Allah Kerim. Ne gelirse gelsin, ona da şükür demekle yetiniyor herkes.
Türk futbolunun kaderi ne olacak sorusuna kim cevap vereceğini bilmiyorum. Cevaplandırılmaması için sadece erteleniyor. Noktayı kimse koymak istemiyor. Kötü adam rolünü kimse üstlenmiyor. Oysa Türk futbolu adım adım dibe yaklaşıyor.
Bazı projelere göre Türk futboluna 2019 yılında el atılacak. Yabancı sayısı azalacak, altyapıya daha büyük önem verilecek, genç futbolcu yetiştirme okulları açılacak gibi projeler 2 yıl sonra hayat göreceklerini söylüyorlar. Yıllarca aynı projeler ama sonuç daha kötü.
Bunu okurken aklıma tek soru takıldı. Hadi, bu kez oldu diyelim, projeler ürünlerini verdi diyelim, Türk futbolunu geri gitmekten kurtuldu diyelim. Peki, aradaki 2 yıl ne olacak? Kendi kendine mi bırakılacak? Ne halin varsa gör mü denilecek.
Oysa 2 yıl ya da 2 sezon içinde çok kazanabilirsin ya da kaybedebilirsin. Hem Şampiyonlar liginde final oynayabilirsin, hem Avrupa macerasını başlamadan sonlandırabilirsin. İki sezon içinde topladığın puanlarla Avrupa’da 5-6 temsilcin olabilir ama bu sayıyı 1-2’e de düşürebilirsin. Milli takım çapında ise en az 2 büyük organizasyon vizesinden olabilirsin.
Beşiktaş’ın Avrupa’da elde ettiği başarı Türk futbolunu ayakta tutuyor. Kara kartal olmasaydı, Avrupa Türk futbolunu unutmuştu bile. Çok şükür Şenol Güneş ve öğrencileri gösterdikleri başarıyla Türk futbolunu ayakta tutmaya çalışıyorlar.
Türk futbolundaki bu ışık hariç övünecek hiçbir şey başka yok. Türk futbolu yabancılara kucak açmış, bir gecede başarı gelecek diye ümitleniyorlar. Milyonlarca avroyu suya atıp sezon sonunda hayal kırıklığına varıyorlar.
Bu ara zamanda Türk futboluna birileri el koymalı, 2019 projelerine yol açmalı. Hedeflere ulaşmak için ön hazırlıklar yapılmalı. Türk futbolunu boşa bırakılmamalı. Yön verilmeli. Zamanı geldiğinde ise biz hazırız demeli ve yola çıkılmalı.
Böyle olunca inanın başarılar çok daha tez gelir. Artı, elde edilen güzel sonuçların altında sağlam temel olduğunu bilerek Türk futbolu emin adımlarla zirveye doğru ilerleyecek. Kimseden korkmadan, başkaları puanlar kaybetsin de biz ilerleyelim demeden kendi işini kendi bitirecek. Avrupa’ya göz dikip hedeflerine ulaşacak.
Türk takımları genelde Türklerden oluşsun diye herkes yarışa girmeli. Yabancılarla değil de, kendi insanınla gururlanmalı, sevinmeli. Çoğu kişi Avrupa kulüplerini örnek veriyor ama bir Almanya ya da İspanya milli takımını baktılar mı? Takımlarda yabancılar var ama bu ülkeler futbolcu üretme fabrikası gibiler, futbolcuları dünyanın her bir köşesinde top koşturuyor. Sen de bu seviyeye gel, ondan sonar yabancı sınırını serbest bırak.
- Bu haber 11-12-2017 tarihinde yayınlanmıştır.