Reşit İsmet
Renkli bir sanat kişiliğine sahip olan Prizrenli Reşit İsmet hem ressam hem müzisyen. Makedonya ve Kosova onun bircok hizmetinden nasiplendi (öğretmenlik, “Güven” derneğinin kurucu üyeliği, Prizren klasik Türk müziği orkestresi üyeliği, Balkanlarda ilk Türkçe pop muzik grubunun kurucusu...) Şimdi de onun resim tabloları Üsküp’ümüzü ikinci kez ziyaret ediyor.
Reşit’in tuvallerindeki alem birçok farklı his uyandırabiliyor. Burdaki nüansları sezer iken derin estetik işaretler farklı renk çıkışları doğuran bir yola davet ediyor sanki. Reşit gibi tüm öz varlığını sanata vakfetmiş bir zatın renklere ve seslere olan bağlılığı ve sadakati hoş bir edayla bu tablolardaki mavinin dokunuşunu hissettiriyor. Ağırlıklı olarak akrilik malzeme kullanmayı tercih ediyor sanatçı. Rüya kokulu tohumlar ekilmiş dersin tuvallere. Mavi manzaralar görünümlü kompozisyonlardaki figürler üzerine sihirli yağmurlar yağdırıyor İsmet. Fırça hamleleriyle görsel sanat akınları gerçekleştirerek sıradanlığın sınırları ötesinde bir estetik varoluşun hikayesini fısıldamakta. Tuvallerin birçoğunda mavi esaslı karakteristik bir kolorit hitap ediyor izleyenlerin gözüne. Tarz yakalama becerisini sergiler iken kendi iç hissiyatlı görsel alemini tablolara yansıtmakta bu eller. Elde ettiğimiz izlenim hem naivist hem çağdaş bir görsel denizin derinliklerine daldırabılıyor bizi. Sanki rüyalarını yansıtmakta ve bu rüyaların kapılarını açarak içine sanattan zevk almayı bilenlerin girmesine izin veriyor Reşit’in eserleri. Alaylı bir resim sanatçısı olmasina rağmen dünya sanat tarihinde cereyan eden bazı resim akımlarının etkileri de göze çarpıyor desek yanlış etmeyiz elbette.
Her gerçek sanatçı zamanla olgunluğa doğru yol alırken farklı evreler ve değişimler geçirir ve eserlerinde birbirinden farklı dönemler boy gösterrir. İsmet Reşit de böyle bir sanat geçişi yaşamış bir sanatçı. İlk dönemdeki “sarı” resminden sıyrılıp “mavi”ye ulaşmış oluyor onun estetiği.
Böylesi bir sanatçının Prizren’den çıkması hiç tesadüfi değil. Eski akıncı merkezi olan Prizren zengin bir kültür sanat yuvası olmayı başardı ve başarmaya devam ediyor. Bu yuvadan havalananlardan birçogu farklı sanat dallarında semalara uçuverdi. İşte böyle bir yuvadan uçuveriyor İsmet Reşit`in sanatçı ruhu. Prizren’in köprüleri şıklığı ve kibarlığıyla yeni lhamlara doğru yönelenlerin ruhlarını okşayan birer mimari inci olarak günümüze tarhimizin zengin ve narin mirasını taşımakta.
Reşit İsmet Prizren ile Selce (Hırvatistan) arasında mekik dokumakta. Gerçek sanatçı zaten göçebedir, konar-göçerdir. Ruhu hep bir arayış içindedir. Bir yerde kalmak ona dar gelir. İsmet Reşit de hem maddi hem manevi yolların yolcusudur demeyi hak buluyorum.
Nasıl ki hayat iki kapılı bir handa yapılan yolculuksa, sanat da insanın iç aleminin derinliklerindeki kapıları aralayan bir macera olsa gerek. İsmet Reşit bu maceralı yolculuk sırasında karşılaştığı işaretlerin gösterdiği istikamette kararlılıkla yol katediyor. Manevi direniştir sanat. Bu direnişte iki güçlü silah kulanmaktadir İsmet Reşit. Biri müzik diğeri resim. Muziğin soyut boyutarindan resim sanatının doğrudan göze hitab eden somut dünyasına kadar uzanır bu sanatçımızın ruh okyanusu.
Seçtiği konular ile kullandığı uslüpün bütünlüğü, “ne söylemek” ile “nasıl söylemek” arasındaki dengeyi sağlam kılmakta. Bunu kendine has ve özgü bir şekilde yapabilmesi onu sanatın yüksekliklerine taşımaktadır. Reşit’in hayali onun kıblesidir, sanatı ise mihrabıdır. Sanatseverlerin bu mihrapın mukarnas inceliklerinden haz almalarını dileriz. Mistik öğe Reşit’in özelliklerden biridir. Tasavvuf eşsiz bir esin kaynağıdır çağdaş sanatçılar için. Böyle bir yolda yürümeyi yeğlemiş ressamımız. Mesela “Semazenler” tablosunda belirgin ışık oyunlarının yardımıyla resmedilmiş orjinel bir perspektif gözlenmekte.
“Sanattan anlamayanın hayali hakikatten uzaktır” diyor ölümsüz Mevlana. İzin verin bu hakikatli sözle bitsin bu yazı...
- Bu haber 15-06-2015 tarihinde yayınlanmıştır.