Şoplar ve Yörükler
Yan yana dip dibe… Birbirlerini bilmeyen iki kardaş topluluk… Birileri, Asya’dan Oğuz adıyla çıkıp, Anadolu’da Yörük adını alarak, Aktaş (Plaçkovitsa) dağının güney eteklerine kondular. Öbürleri, Asya’dan Peçenek adıyla çıkıp, Balkanlar’da Slavlarla karışıp, Şop adını alarak Aktaş (Plaçkovitsa) dağına kondular. Birbirinden habersiz yıllarca dip dibe, yan yana yaşayan İki Türk boyu… Orta Asya’dan, aynı yerden göçüp geldiler; aynı yere kondular. Altı yüz yıl oldu aynı yerde, yan yana yaşadılar, yaşıyorlar; birbirilerine komşu olarak yaşamaya devam ediyorlar…
Peki, kimdi bunlar?
Bunlar, Tüklerin iki boyu: Peçenekler ve Oğuzlar… IX. / X. yüzyılda Hazar Denizi kıyılarında Oğuzlarla Peçenekler birbirinden ayrıldılar. Peçenekler, Karadeniz’in kuzeyinden Balkanlar’a indiler. Oğuzlar, Karadeniz’in güneyinden, Anadolu’dan Balkanlar’a geçtiler. Her iki Türk boyu, dört yüzyıl aradan sonra Balkanlarda, özellikle Makedonya’da tekrar karşılaştılar. Oğuzla Peçenek olarak birbirinden ayrılan iki Türk boyu; Makedonya dağlarında Yörükle Şop olarak buluştular. Tekrar yan yana, dip dibe yaşamaya başladılar; ama birbirinin kim olduğundan habersizce… Çünkü artık adları ve dinleri değişmişti; Peçenekler Balkanlarda Slavlarla karışarak Şop adını, Oğuzlar ise daha Anadolu’dayken Yörük adını alıp, Balkanlara Yörük adıyla gelmişlerdi; tȃlih Peçenekleri Hristiyan, Oğuzları Müslümȃn yapmıştı. İkisi de aynı dindeyken –Göktanñrıcı- olarak birbirinden ayrılan iki Türk boyu; Makedonya’da biri Hristiyan biri Müslmȃndı artık…
Oğuzlar, islȃmiyeti güneyindeki Samanoğulları’ndan tapladılar (benimsediler). Selçüklü ile birlikte Oğuzlar/Türkmenler/Yörükler Anadolu’ya; Anadolu’dan Balkanlar’a Müslümȃn olarak geldiler. Hazar Denizi’nin kuzeyinden Karadeniz’in kuzeyine, Karadeniz’in kuzeyinden 917 yılında Tuna’yı geçerek Balkanlar’a inen Peçenekler, Balkanlar’a kadar Göktañrı inancında idiler. Balkanlar’da 1091’de Leubunen şavaşını kaybeden Peçeneklerin bir kısmı, Bizans tarafından Makedonya’nın değişik yerlerine yerleştirildiler. Peçeneklerin bir kısmı Biznaslılar tarafından Hristiyanlaştırıldı, bir kısmı ise eski Göktañrı inacında kaldı. XIV. yüzyılda Osmanlı ve Osmanlı tarafından göçürülen Yörükler aracaılığı ile Göktañrı inancında kalan Peçenekler İslȃmı tapladı; sonra farklı ad aldılar. İslȃmı taplamayan Peçenekler ise Şop adı altında Hristiyan olarak yaşamaya devam ettiler.
Peçenekler ne oldu, Şoplar kimler?
Peçenekler hakkında en fazla bilgiyi Macar ve Bizans kaynakları verir. Peçeneklerin Issık Gölü ve Balkaş Göl’ü arasındaki yaşamaları hakkında bilgi yoktur. IX. yüzyılda Ural Dağları’nın güneyinden, Hazar Denizi’nin kuzeyinden Ukrayna’ya kadar yayıldılar. Peçenekler 915 yılından XI. yüzyılın ortalarına kadar Karadeniz’in kuzeyine yaşadılar. 917 yılında Tuna’nın güneyine indiler. 1049 yılında iki rakip Peçenek başbuğu Kegen ve Turak, Bizans tarafından vaftiz edildi. 1091 Leubunen savaşında Bizans’a yenildiler ve Bizans tarafından değişik yerlere yerleştirildiler. Bulgar tarihçi Vasil Zlatarski Peçeneklerin bir kısmının Ofçabolu’ya yerleştirildiğini yazar. 1197 yılında Peçenekler ile Bizans son kez savaştılar. XII. yüzyıldan sonra artık Peçeneklerin adı duyulmaz oldu; bir kısmı Macaristan’a gitti, bir kısmı Balkan halkları arasında eridi, bir kısmı Müslüman Türkler arasında yaşamaya devam etti… Bir kısmı, konumuz olan kısmı ise Slavlarla karışarak Şop adı altında günümüze kadar yaşamalarını sürdürdüler…
Balkan yazarlarından Jordan Ivanov, Stefan Simiç ve Jovan Cviyic’e göre zaman içerisinde Peçeneklerle Slavlar evlilik aracılığı ile karışıp, daha sonra Peçeneklerin Slavlar arasında eridiklerini ve Şop adını aldıklarını, bugün Kratovo, Kriva Palanka ve Zletovo vd. bölgesinde yaşayan halk onların torunlarıdır.
(Jovan Cvijiç’e göre Şopluk)
Günümüzde Oğuzların torunları olan Yörükler “Türk” kimliği içinde yer alırken, Peçeneklerin torunları olan Şoplar “Bulgar/Makedon” kimliği içinde yer almaktadır. Yörükler, Türklüğün en özgün biçimini yaşatırken Şoplar, Türklüğü yitirmişlerdir…
Hazar Denizi kıyısından ayrılan iki Türk kardeşi, dört yüz yıl içinde farklı kaderi yaşadı; biri Karadeniz’in kuzeyini yol edinirken, öbürü Karadeniz’in güneyini yol edindi; biri Bizans tarfından Hristiyan edilirken, öbürü Müslümȃn oldu; biri devletini kuramazken, daha sonra dilini, kimliğini kaybedirken; öbürü Türk kimliğinin en özgün yaşama biçimiyle, yörüklükle yaşadı…
XIV. yüzyılın sonuna doğru Aktaş (Plaçkovitsa) Dağı’nın güney eteklerine konmaya başlayan Yörükler, XIV. yüzyıldan beri Şoplarla komşu olarak yaşıyorlar; hem Yörükler hem Şoplar “köklerinin aynı olduğunu” bilmeden yaşıyorlar… iki karındaş, üvey kardaş olmuş; tarihin cilvesi…
- Bu haber 02-01-2018 tarihinde yayınlanmıştır.