“Turgut” Adı Üzerine
İzzet İbrahimsoylu
Türkçe bir ad: Turgud…
Türk tarihi boyunca Türk yiğitlerine verilmiş gözel bir ad.
***
Hüseyin Nihal Atsız’ın yalıñlaştırdığı (sâdeleştirdiği) bir kitap var: Aşıkpaşaoğlu Tarihi diye. Bu kitap, 15. yüzyılın soñlarına doğru Aşıkpaşaoğlu tarafından yazılmış olup, Osmanlı Tarihini anlatan eñ öñemli Türkçe eserlerden biridir.
Atsız’ın yalıñlaştırdığı (sâdeleştirdiği) Aşıkpaşaoğlu Tarihi’ni okurken, satır aralarında, gözüme Osmanlı Beğliği’nin kurucusu Osman Beğ’in beğlerinden biri olan “Turgut Beğ” ilişti. Turgut kelimesi bayağı bir ilgimi çekti. Bu adı, “Turgut” adını daha öñce çok kez duymuştum, bir yerlerde okumuştum. Ancak bu kez, bu ad bende bir farkındalık yarattı ve beni kendi üzerine düşünmeye sevk etti.
Bendeniz de düşündüm…
Düşüncemi de yazıp sizinle paylaştım…
***
Tur
“Turkut” (Durgut), Türkçe “turmak” (durmak) eyleminin tur- (dur-) köküne getirilen “kut” kelimesiyle oluşmuş; zamanla /t/ sesi /d/ sesine, /k/ sesi /g/ sesine dönüşmüş; turkut şekli, durgut biçimini almış bir addır. “Tur” (dur), burada emir kipi olarak kullanılmıştır; turkut (durgut), “kutun dursun; gitmesin”, “Tanrı’nın verdiği kut dursun; gitmesin” anlamına gelmektedir.
Kut
Gelenksel Türk İnancı’nda (Gök Tanrıcılıkta - Tengricilikte) “Kut” kelimesi çok önemli bir inanç kavramıdır. Bu kavram, Tanrı’nın belli kişilere -kağan soyundan olan kişilere- verdiği özel bir vergidir (armağan, talih, şans, kısmet…).
Türk İnancında kutun kağan ve onun soyunda olduğuna inanılırdı. Türk tarihinde kutun kağan soyuna verildiğinden dolayı kağanın soyundan olanların kanı akıtılmaz; kan akıtılırsa kutun o soydan gideceği inancı vardı. Bundan dolayı da Göktürklerde, Osmanlılarda tiginlerin ve şehzâdelerin kanı akıtılmaz; başka yöntemle, yay kirişiyle ya da suda boğularak canı alınırdı. Bu şekilde, kanı akıtılmayarak kutun o soyda kaldığına inanılırdı.
Tanrı, kutu kağan soyundan birine verdiği gibi geri de alabilirdi. Türk tarihinde kimi kağanların kutunun geri alındığına inanılır, bu kişi örginden (tahtan) indirilir, yerine tıp (aynı) soydan başka bir kağan seçilirdi. Örneğin, Göktürklerde İnel Kağan bu inançla örginden (tahtan) indirilen kağanlardan birdir.
Yani kut, Tanrı tarafından hem verilip hem de geri alınabilirdi…
Demek ki bu ad, Turkut adı ilkin, kağan ya da kağan soyundan olan birine verilirdi. Çünkü Tanrı, kutu kağan ya da kağan soyundan olan birine bağış ediyordu, başkasına etmiyordu. (Bu adın daha sonraki dönemlerde Oğuzlar arasında, halk arasında kullanılmaya başladığını düşünmekteyim).
Kutu Tanrı veriyordu. Kağan ise ili, Tanrı adına ve töre ile tutuyordu, yönetiyordu. Tanrı, başarısız kağanın kutunu geri alıp, tıp (aynı) kağan soyundan başka birine veriyordu.
Kutun, kağan ya da kağan soyundan birinde kalması için, bir daha gitmemesi için kün (halk), o kağana ya da kağan soyundan olan kişiye (tigine, beğe), “kutu dursun; gitmesin” anlamına gelen “Turkut” diye dilekte bulunuyor; dua ediyordu. Kendisine halk tarafından böyle dua edilen kağan ya da kağan soyundan olan bir kimse “Turkut” adını almış oluyordu.
“Turkut” adı böyle ortaya çıkmıştı Türklerde.
Türklerde, Tanrı’nın, ilk kutunu Mete Han’a verdiğine inanılırdı. Bundan dolayı da ona Tanrı’nın kut verdiği kağan anlamında “Tanrıkut” denirdi. Türkler, Tanrı’nın Mete Han’a verdiği bu kutun, Türk (Oğuz) kağan soyunda devam ettiğine inandılar, kendilerini “kutlu soya”, Oğuz’a dayandırdılar ve kağanlarını hep o soydan çıkardılar.
Buna benzer kut ile ilgili inançlar Türklerin her döneminde var olmuştur. Oğuzlar’ın destancısı Korkut Ata’nın da adı buna benzer bir örnektir. Korkut, Türkçe “korumak” eyleminin koru- köküne getirilen “kut” kelimesiyle oluşmuştur; zamanla /u/ sesi düşmüş; korukut şekli, korkut biçimini almıştır. Korkut, “kutunu koru”, “Tanrı’nın verdiği kutu koru; yitirme” anlamına gelmektedir.
***
Turkut, birleşik bir addır. turmak eyleminden ve kuttan oluşmuştur.
“Turkut” adı zamanla değişime uğradı, /t/ sesi /d/ye; /k/ sesi /g/ye dönüştü ve “Durgut” biçimini aldı… Bugün o ad “Durgut” şeklinde yaşmaktadır.
Günümüzde Türkiye ve Makedonya’da “Durgut” adlı kişi adlarına, “Durgutlu” adlı yer adlarına rastlıyoruz.
Makedonya Yörüklüğü sınırları içerisinde yer alan (“Durgutlu” >) “Durutlu” Yörük köyünün adı buradan gelmektedir. Burada da Durgutlu kelimesindeki /g/ ünsüzü düşmüş ve halk arasında Durutlu şeklini alarak yaşamaktadır.
- Bu haber 16-01-2019 tarihinde yayınlanmıştır.