Türkiye’nin Karşılıksız Makedonya Sevgisi
Bizler varız diye sevdi, ortak geçmişimiz, ortak değerlerimiz, ortak tarihimiz var diye. Kolay değildi yaşananlar. SSCB’nin dağılması ile hazırlıksız yakalanan Türkiye, bir taraftan yeni oluşan Türk cumhuriyetlerin taleplerini karşılamaya çaba harcarken, diğer taraftan Kıbrıs ile ilgili girişimleri devam ediyordu. PKK terör örgütü içte ve dışta rahat durmuyordu. Balkanların tamamı yüzünü Türkiye’ye çevirmiş, Bosna, Kosova. Bulgaristan Türkleri ocaklarını bırakarak Türkiye’ye sığınmıştı.
İşte bu şartlarda Türkiye Makedonya’ya sahip çıktı. Elinden geleni düşünmeden ortaya koydu.
Makedonya hem Türkiye’den karşılıksız yardım talep ediyordu hem de savunma mekanizmalarının tamamını indirmişti. Hala onlarca yıl bilinç altlarına işlenen “Osmanlı canavarı” rüyalarına giriyordu. Özal’ın İslam Birliğini resmi ziyaret talebi bile büyük bir olay olarak görülmüştü. Türk yatırımları değil Türk paraları peşindeydi bir kesim. O yüzdendir ki ancak Türk dizileri, rahatlattı birçok Makedonu. “Vay be Türkler medeni insanlarmış, vay be ne hayat sürüyormuş bunlar” diye. Türk yatırımlarına ondan sonra açıldı kapılar, resmi ziyaretler dost ziyaretlerine dönüştü. Türkiye Makedon cumhurbaşkanlarının, başbakanların, bakanların vazgeçilmez tatil yeri oldu. İlk dönemdeki resmi-hukuki altyapılar tamamlanınca, kolaylıklar sağlandı. İki ülke arasında diplomaların tanınması iki ülkede eğitim alan öğrenci sayısını büyük ölçüde artırdı.
Üsküp’te iki ülkenin cumhurbaşkanları Süleyman DEMİREL ile Kiro GLİGOROV arasında imzalanan “Dostluk, İyi Komşuluk ve İşbirliği” antlaşmasında “Taraflar, Makedonya Cumhuriyeti'ndeki Türk milliyet mensuplarının, Makedonya Cumhuriyeti iç mevzuatı ve uluslararası anlaşma ve sözleşmeler ile temin edilen temel hak ve özgürlüklerden yararlanmayı sürdürmelerinin ve ülkelerinin siyasî, ekonomik, toplumsal ve kültürel hayatına aktif bir biçimde katılmalarının, Türkiye ile Makedonya arasındaki iyi ilişkilerin ve çok yönlü işbirliğinin en üst düzeye çıkartılması çabalanna da aynca olumlu katkılan olacağı hususunda görüş birliği içindedirler” denilerek, Makedonyalı Türklerin iki ülke arasındaki ilişkileri de ne denli önem taşıdığı gösterildi.
“Makedonya Türkleri Türkiye’nin Makedonya’yı tanımasını büyük bir heyecanla bekliyor. Tanıma gerçekleştiğinde ilişkiler çok daha iyi olacak” diyen Makedonyalı Türk siyasetçi, yazar ve şair Fahri Kaya, başta olmak üzere, yazar ve şair İlhami Emin, siyasetçi Güner İsmail gibi isimler ikili ilişkilerin kurulmasında ve gelişmesinde büyük katkı sağladı. Mutlaka burada adını sayamayacağımız daha bir sürü siyasetçi, bürokrat ve vatandaşın büyük katkıları geçmiştir.
Tabi ki şunu vurgulamakta fayda var. Makedonya Türkiye ilişkileri 25 yıllık bir geçmiş ile sınırlı değil. Bu asırlardır devam eden bir muhabbettir. Her ailede olduğu gibi bazen anlaşmasızlıklar olsa da, iki ülke vatandaşları gerekli karşılığı vermeyi bilmiştir.
25 yıl sonra iki ülke de zorlu sınavlar içerisinde. Ülke içindeki sorunlar, bölgesel gerginlikler hatta savaşlar, mülteci ve ekonomik krizler birbirimize olan güveni göstermek için yeni bir imkan tanıyor.
- Bu haber 06-02-2017 tarihinde yayınlanmıştır.