Yörüklük Türkün Özüdür
Önceki yazılarımda Yörüklük’ün değişik tanımlarını yazdım. Bu yazımda, Yörüklük’ün dört tanımından birini, Yörüklük’ün, Türk’ün yaşama biçimini yazacağım:
Yörüklük: Türk’e özgü yaşama biçimidir.
Yörüklük, Türklüğün özüdür, Türklüğün kaymağıdır. Türklüğün eñ özgün, eñ doğal yaşama biçimidir. Yörüklük, Türk’ün biñlerce yıl kendi olarak kalan, Türk’ün, Türk kalmasını sağlayan Türk’çe yaşama biçimidir.
Yörüklük, “kan”dır. Türk’ün yörük yaşama biçimi, Türkler’in öbür ırklarla/milletlerle karışmasını engellemiştir. Yerleşik halklardan ayrı yaşayan Yörükler, öbür halklarla karışmamışlardır. Anadolu ve Balkanlar’da konar-göçer yaşamayı sürdüren Yörükler, Türk soyunun/ırkının/milletinin eñ saf/katışıksız kalanlarıdır.
Yörüklük, “töre”dir. Türk’ün yörük yaşama biçimi, Türk töresini biñlerce yıl koruyup yaşatmıştır, Türk töresini, Asya’dan Balkanlar’a taşımıştır. Tarih içerisinde Türkler’in yaşadıkları yerleri, devletleri değişse de Türk töresi değişmemiştir. Bir Türk atasözünde: “İl gider, töre kalır.” denmiştir. Yörükler göçtükleri yerlere Türk töresini de götürüp yaşattılar. Töre demek, Türk demektir.
Yörüklük, “dil”dir. Yörüklük, arı duru Türkçe’dir. Yörükler’in Türkçesi bir Yunus Emre, bir Karacaoğlan Türkçesi’dir. Eñ eski kavramları, eñ eski kelimeleri Yörükler günümüze kadar taşımıştır. Türkçe’nin eñ özgün kelimeleri onların dilinde saklıdır. Kitaplara girmeyen birçok Türkçe kelimeyi onlar yaşatmaktadır.
Yörüklük, “din”dir. Türk’ün yörük yaşama biçimi, Türkler’in eñ eski inançlarını koruyup günümüze kadar getirmiştir. Gök Tañrı inacı ile islȃmı harmanlayan Yörükler, yaşattıkları/inandıkları inançların hangisinin Gök Tañrı inancına hangisinin İslȃma ait olduğuna bakmadan/bilmeden; hepsini islȃm (Müslümanlık) olarak görüp inanmaktadırlar; ve ikisine birden din (İslȃm) demktedirler. Yörüklerin din añlayışında islȃmın fıkhî/ibadet (namaz, oruç, kurban, zekat…) konularının dışında deriñ felsefî, kelamî konular yoktur. Toplumsal yaşamalarını islȃmla Gök Tañrı inancı/Türk töresi düzenlemiştir. Yörükler, Asya’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan Balkanlar’a göçtükleri yerlere bu inançları taşıdılar. Balkan halklarının Müslümȃn olmasında Yörüklerin büyük payı bulunmaktadır.
Yörüklük, “sevmek”tir. Yörüklük, “Tañrı” (Allah)’yı sevmektir. Tañrı’nın yarattıklarını sevmektir. Yunus Emre’nin deyişi ile, yaratılanı yaratandan ötürü sevmektir. Yörüklük, doğayı sevmektir, doğadaki olanları sevmektir; yüksek dağları, sulu yerleri, hayvanları sevmektir; sevdikleri yerlere mevsimlere gore hayvanları ile göçmektir…
Yörüklük, “mezarı bilinmeyenler” demektir. Asya’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan Balkanlar’a göçen Yörükler’in her yaylada, her kışlada, her güzlede, her kışlada, her obada, her yurtta; her dağda, her bayırda, her ormanda “bilinmeyen mezarları” bulunmaktadır. Yörüklük, torunların atalarının mezarlarını bilememek, fatiha bile okuyamamak demek; torunlarla atalar aynı yere gömülmemek demektir…
Yörüklük, “her gittikleri yere Türkçe ad vermek” demektir. Yörüklük, kondukları, göçtükleri yerleri Türk’leştirmek, Türkçe’leştirmek demektir. Yörükler’in her göçtüğü yerde bir Türkçe yer adı bulunmaktadır. Bir yerde; yayla, kışla, güzle, yazla; oba, yurt yer adları varsa o yerler, Yörükler’in konup göçtükleri yerler demektir. Anadolu ve Balkanlar’ın birçok yerinde bu adlar bulunmaktadır. Anadolu ve Balkanlar’da birçok yere Türkçe yer adlarını onlar verdiler.
Yörüklük, “kendi üretip, kendi tüketen” demektir. Yörükler, kendi yağında kavrulanlar demektir. Yörükler besledikleri hayvanlardan kendi ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Kendi yeyim, kendi içim ve kendi giyimlerini besledikleri hayvanlardan sağlamışlar; kimseye ihtiyaç duymamışlardır. Kendi kendilerine yetmişler, başkalarına muhtaç olmamışlardır.
Yörüklük, “Başına yaşamak” demektir. “başına yaşamak” deyimi Makedonya’da yaşayan Kızılalma-Karaman Yörükleri’ne aittir. Bu deyimin añlamı: “hür, özgür” demektir. Türklüğün eñ belirgin özelliği olan özgürlük, Yörükler’in yaşama felsefesidir. Onlar özgür olmak için dağları, yüksek yerleri yeğlemiştir. Bunu eñ somut bir biçimde Dadaloğlu dile getirmiştir. Dadaloğlu: “Ferman padişahın dağlar bizimdir!” demiştir…
Ferman kimin olursa olsun, dağlar bizimdir!
- Bu haber 06-11-2017 tarihinde yayınlanmıştır.