“Yunus’ça Sevmek”
Yunus Emre, ne cehennemin korkusuyla ne de cennetin nimetlerini elde etme ümidiyle yaşamıştır. O, Allah için yaşamıştır. Allah’ın sevisini kazanmak için yaşamıştır. Yunus’un her şeyi aşktır. O, aşkla yaşamıştır.
Yunus, her şeyde Allah’ı görür; Allah’tan başkası görünmez Yunus’a…
Türkçemiz’de “dervişin fikri ne ise zikri odur.” diye bir deyişimiz vardır. Yunus’un da fikri Allah’tır, zikri ise her yerde, her zaman Allah’la olmaktır. Yunus: “Kişi neyi sever ise dilinde sözü o olur.” diyor. Yunus’un sevdiği Allah olduğu için dilinde hep Allah ve Allah aşkı vardır.
Yunus’a göre din yolu sadece cehenneme ya da cennete götüren yol değil; Allah’a götüren yoldur. O, Allah’ı ister, Allah’a kavuşmak ister. O, Allah’a giderken de yine Allah’la gitmek ister. Evrendeki yaratılanlar(bütün varlıklar) Yunus’u Allah’a götürür. “nereye baksam dopdolusun” diyor Yunus. Bu varlıklarla yani, Allah’ın yarattıklarıyla Yunus, Allah’a gider. Yunus: “sana varan yolum sensiz varılmaz.” diyor.
Yunus, ne bu dünyanın korkusu ve nimetleri ne de öbür dünyanın korkusu ve nimetleriyle uğraşır. O, ne cehennemle ne de cennetle uğraşır, onun tek derdi Allah’tır. Allah aşkıdır. “Bize aşk şerbetinden sun ey sȃki. / Bize uçmakta kevser gerekmez.” diyor.
Yunus:“Gönül mü yeğ Kȃbe mi yeğ ayıt bana aklı eren./ Gönül yeğdurur zira kim gönüldedir dost durağı.” diyor. Yunus’a göre Kȃbe Allah’ın evidir; ancak Allah Kȃbe’de değil, insanın göñlündedir. Allah’ı ziyaret etmek sadece Kȃbe’yi ziyaret etmekle olmaz; insanların gönlüne girmekle olur; insanların gönlüne girmek, Allah’ın evine girmektir. İnsanın gönlünü kırmayı, Allah’ın evini yıkmak olarak görür. Evrene göre insan çok küçük, insanın gönlü ise evrenin sahibini Yaradan’ı içine alacak kadar büyüktür. Çünkü evrene sığmayan yüce Allah, insanın gönlüne sığmıştır.
Yunus, dünyada ve ahiretteki nimetlerin varlığına sevinmez, bu nimetlerin yokluğuna da üzülmez; O, hem bu dünyada hem öbür dünyada avuncunun sadece Allah aşkı olduğunu dile getirir. Yunus, bana senin nimetlerin değil; bana sen gereksin Allah’ım diyor. Yunus, Tanrı’ya: “Ne varlığına sevinirim ne yokluğuna yerinirim. Aşkın ile avunurum bana seni gerek seni.” diyor.
Yunus, benim bir gönlüm var, onu da Allah’a verdim. Allah’tan başkasına vereceğim bir gönlüm yok diyor. Yunus’un gözünde cennet ve cennetteki hurilerin de değeri yoktur. Yunus: “Hȗri gelip aydır ise gönül bana vergil diye. Dosttan artık kimesneye ben gönlümü vermezem.” diyor.
Yunus, kendinden geçtiğini, kendisinin Allah’la, Allah’ta olduğunu, Allah’la bütünleştiğini, Allah’tan ayrı bir Yunus’un kalmadığını, Allah aşkının kendisini Allah’ta erittiğini söyler. Yunus: “senin aşkına dokunan kendini bilmez Allahım.” diyor.
Yunus: “Ben imdi kimden korkayım korktuğum ile yȃr oldum.” diyor. Yunus’ta sevi korkudan üstündür. Korkunun olduğu yerde sevi; sevinin olduğu yerde korku yoktur. Yunus’un korktuğu bir Allah değil; sevdiği bir Allah vardır. O, yalnızca Allah’ı sever…
Yunus Emre, Türk’ün Tañrı sevisini Türkçe dile getirmiştir. Sevmeyi, seviyi Türkçe sözlerle anlatmıştır. Tanrı’yı korkulan bir varlık olarak değil; sevilecek bir varlık olarak görmüştür. Sevilen varlığın (Yaradan’ın) buyruklarını yerine getirilmesini, korkulan varlığın buyruklarının yerine getirilmesinden daha doğru görmüştür. Yunus, korkmadan ve ummadan, nimetlere bağlanmadan Allah’a aşkla bağlanmıştır.
Karşılıksız sevmenin adıdır Yunus Emre. Allah için sevmenin adıdır Yunus Emre. Türkçe sözlerle Tanrı’yı sevmenin adıdır Yunus Emre…
Yunus’ça Sevmek; karşılıksız sevmek dileği ile..!
- Bu haber 13-02-2017 tarihinde yayınlanmıştır.