Öğrenciler bir toplumun geleceği ise öğretmenler de geleceğimizin mimarlarıdır. Bir öğrenci başarısını, öğretmenin kendisine sunmuş olduğu bilgiler ve vermiş olduğu tüm destek ve katkılarına borçludur. Öğretmenler ise geriye baktıklarında, öğrencilerinin en iyi yerlere gelmesi için büyük uğraş ve çaba harcadıklarını ve bu uğraşlarının neticesinde öğrencilerini önemli yerlerde görmek kendileri için büyük bir gurur kaynağı. Perver Şaban da, öğrencileriyle gurur duyan öğretmenlerden biri.

1980 yılında, kendi eğitimini tamamladığı “Tsvetan Dimov” lisesinde öğretmen olarak çalışmaya başlayan Perver Şaban, Makedonya’daki uzun öğretmenlik yıllarının ardından Türkiye’ye göç etmiş bir öğretmen. Şimdi Türkiye’de özel bir sektörde çalışarak yaşamını sürdürürken, bir vesileyle Makedonya’ya gelip, eğitim verdiği öğrencilerinin önemli yerlere geldiklerini görmesiyle mutluluğunun arttığını söylüyor.

“1980 yılında “Tsvetan Dimov” lisesinde öğretmen olarak çalışmaya başladım. Ondan sonra, “Tsvetan Dimov” ile “Yosip Broz Tito” lisesi birleşince, “Yosip Broz Tito” lisesine geçtim. Bu arada, Kondova’da açılan Medresede 1983-84 yılından 1990 yılına kada çalıştım. 1990 yılından 1996 yılına kadar da medresede kadrolu olarak, Türk Dili ve Edebiyatı dersi verdim. 1996 yılının on ikinci ayında da Türkiye’ye göç ettim. Şimdi Türkiye’de, nakliye sektöründe çalışıyorum. Balkan Hattı’nın operasyon ve pazarlama müdürüyüm” şeklinde kendini tanıtan Perver Hanım, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Liseyi bütünledikten sonra, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü yeni açılmıştı. Ben de bu bölümü tercih ederek, ilk öğretmenlik adımlarımı atmış oldum. Zaten Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün ilk nesillerindenim.

Türkiye’ye göç ettiğimizde özel sektörde çalışmaya başladım. Oranın öğretmenlikle ilgili bazı kanunları olduğundan dolayı kadrolu olarak öğretmenliğe devam edemedim. Ama çalıştığım mesleği seviyorum, işimi severek yapıyorum. Farklı farklı insanlarla, ülkelerle, irtibattayız, farklı kişilerle tanışma fırsatımız oluyor” dedi.

Balkanlardan Türkiye’ye göç edenlerin ortak bir yaşam standardı var

Türkiye ve Makedonya’daki yaşam şartları arasında pek bir farklılık olmadığını söyleyen Perver Hanım, “Türkiye’de yaşama şartları, Makedonya’dakinden daha farklı. Belki Makedonya’da yapamayacağımız çok şeyi orada yaptık. Fakat zamanla orada yapılan işlerin, burada da yapıldığını gördüm. Bu bir beceri meselesi bana göre. Türkiye’de de Makedonya’da da çalışma saatleri aynı. Fakat İstanbul büyük bir şehir olduğu için bizim en az iki saatimiz yollarda geçiyor. Kısacası, iki ülkedeki yaşam şartları kıyaslanır mı, pek bilemiyorum.  Yanlız şunu söyleyebilirim ki; ister Makedonya’da olsun, ister Bulgaristan’da olsun yani; bütün Balkan ülkelerinden göç edenlerin bugün, hiçbirinin durumu kötü değil. Herkesin ortak bir yaşam standardı var” sözlerini dile getirdi.

Perver Hanım, asıl önemlisinin Makedonya’yla, yakınlarıyla, öğrencileriyle ilişkilerinin devam etmesi olduğunu söylerken, “Makedonya’yla bağlarımı koparmadım. Burada arkadaşlarım, öğrencilerim var. Buraya geldiğim zaman, elimden geldiği kadarıyla arkadaşlarımı, öğrencilerimi arıyor, onlarla görüşüyorum. Bu sene de buraya geliş sebebim, lisedeki mezuniyetimizin 41’nci yıldönümü kutlaması. Çok güzel bir akşam geçirdim, çünkü aynı grupta benim öğrencilerim de vardı, onlar da aynı lisede eğitim gördüler. “Tsvetan Dimov” lisesinde okuttuğum 4-5 nesil vardı. Ondan sonra “Yosip Broz Tito” lisesi, Medresede de öğrencilerim var. Bazen öğrencilerimin adlarını bile hatırlamadığım oluyor. Yolda karşılaştığım bazı kişiler, benim öğrencilerim olduklarını söylüyorlar. Bu çok güzel bir şey. Üsküp küçük bir yer ve insanlarla görüşmek çok kolay” dedi.

 “Buradaki öğrencilerimin büyük ve önemli yerlere geldiklerini görmek yürek kabartıcı, gurur verici bir duygu” diyen Perver Şaban, “Mimardan tutun, avukat, doktor, profesör ve birçok önemli mesleğe sahip olmuş bir sürü öğrencim var. Benim de öğrencilerimin bu başarılarında az da olsa bir payım varsa ne mutlu bana” diyerek sözlerini noktaladı.d