T.C. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin önünü kesmek isteyen çevrelerin oyunlarına dikkati çekerek, "İstediler ki biz Bosna ile Kosova ile uğraşmayalım, İstediler ki Kerkük'le Telafer'le uğraşmayalım. TİKA ile Balkanlarda tarihimizi yeniden ihya ettik. Biz güçlü, kudretli olmalıyız. Bunlar bu milletin yapacaklarının daha başlangıcıdır. Türkiye bir devrimcinin liderliğinde kimseden korkmadan, yarınlarına umutla bakan bir Türkiye." dedi.

Eyüpsultan Belediyesi Sosyal Tesisleri Osmanlı Parkı'nda Balkanlılar Buluşmasında konuşan Soylu, göçün ne olduğunu, yaşadığı yerden ayrılmanın nasıl bir acı olduğunu en iyi Balkanlardan gelenlerin bildiğini söyledi.

Dünyanın bugün mazlumlara kapılarını kapatıp Türkiye'ye de bunu tavsiye ettiğini ifade eden Soylu, "Hatta kendi içimizden insanlar maalesef siyaset adına üç tane oy adına insanlığımızdan utandıracak tavsiyelerde bulunuyor. Kapınızı kapatın, kulaklarınızı tıkayın, sırtınızı dönün diyorlar. Hiç kimse kusura bakmasın biz mazlumun duasını, hiçbir oya, hiçbir paraya değiştirmeyiz. Biz vicdanlı ve merhametli bir milletiz. Biz kullardan değil Allah'tan korkan bir milletiz. Bizim istikametimiz, bizim anlayışımız budur. Bizim milletimiz başka milletlerine benzemez. Bizim milletimiz asaletlidir. Batı'da annelerini ayak ayak üstüne atıp anne babalarını huzur evlerine gönderiyorlar. Biz bırakın anne-babamıza sahip çıkmayı mezarlıklarına bile sahip çıkan büyük ve güçlü bir milletiz. Biz bunu bugün yapıyor değiliz." diye konuştu.

Soylu, bu coğrafyanın emin bir coğrafya Türkiye'nin de emin bir devlet olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin tarih boyunca insanlara sahip çıktığını belirten Soylu, şöyle konuştu:

"Museviler yüzyıllar önce bu topraklara geldiler. Canlarını mallarını Anadolu coğrafyasına emanet ettiler. Bu coğrafya onlara sırtını dönmedi. Osmanlı-Rus harbinde Bulgaristan'dan Kırım'a, Gürcistan'dan Abhazya'ya kadar bu coğrafyaya zulümden kaçıp ne kadar insan sığınmışsa bu Anadolu coğrafyasının eminliğinden dolayıdır. 1923'te Cumhuriyetimiz ilan edildiğinde Selanik'ten kardeşlerimiz, bizim evlatlarımız geldi. Bu coğrafya onları da kucakladı. Biz büyük bir milletiz. 1950-1960 arası rahmetli Menderes döneminde Makedonya'dan Bosna'dan Priştine'den, Prizren'den anne babalarını bırakarak, zulümden kaçarak bu topraklara geldiler. Biz hep beraber arkadaş olduk, hep beraber olduk. Bugün Türkiye büyük hangi hale geldiyse her birimizin kuvvetiyle olduk. 1989'da Bulgaristan'da kardeşlerimize karşı zulüm vardı ve rahmetli Özal kapıları açtı. O gün buna ekonomimizin dayanması mümkün değil dediler. O gün bir şeyi unuttular. Bu millet büyük bir milletir ama bu millet dualı bir millettir ve Allah bu milletle beraberdir. Ülkemizde o zulümden kaçtıktan sonra burada özgürlüğün, merhametin, şefkatin kucaklamasıyla yarınlara adım attılar."

Kendisinin de Arnavut ve Boşnakların olduğu mahallede büyüdüğünü dile getiren Soylu, "Bu ülke sadakatleri bağlılıkları bir tarafa bir şeylerini hayranlıkla takip ettim. Hanımların ailelerine bağlılıklarından ve evlatlarını yetiştirmeleri ve atadan gelen geleneğine, dinine, milletine bağlı insanlar. Bu ülke zenginliğini, kuvvetini bununla bulmaktadır." diye konuştu.

Bu coğrafyayı karıştırmak isteyenlerin insanları sağcı-solcu diye, Alevi-Sünni gibi ayrıştırmalarla bölmek istediğini belirten Soylu, Türkiye'nin gelişip büyümesini istemeyenlerin insanları darbelerle, terörizmle, anarşizmle terbiye etmeye çalıştığını kaydetti.

Batı ve Türkiye'nin önünü kesmek isteyen çevrelerin oyunlarına dikkati çeken Soylu, "İstediler ki biz Bosna ile Kosova ile uğraşmayalım, İstediler ki Kerkük'le Telafer'le uğraşmayalım. Biz onlara benzemeyiz. Zenginlik bizi şımartmadı. TİKA ile Balkanlarda tarihimizi yeniden ihya ettik. Biz güçlü, kudretli olmalıyız. Bunlar bu milletin yapacaklarının daha başlangıcıdır. Türkiye eski Türkiye değil, Türkiye güçlü bir Türkiye. Türkiye bir devrimcinin liderliğinde kimseden korkmadan yarınlarına umutla bakan bir Türkiye." ifadelerini kullandı.

Karlofça Antlaşması'ndan bu yana yaklaşık 300 yıldır gerileme dönemi yaşadıklarını dile getiren Soylu, Türkiye'nin 2002'den itibaren gerileme dönemini geride bıraktığını söyledi.