Makedonya'da Arnavut kökenli vatandaşların sokaklara çıkması ve ardından gelişen olaylar, ülke ve bölgeyi endişeye sürüklüyor.

FON Üniversitesi öğretim üyesi ve uluslararası hukuk uzmanı Mersel Bilali, yaptığı özel açıklamada yaşanan olayları değerlendirirken, Cuma günü yapılması beklenen büyük protesto hakkındaki görüşlerini de paylaştı.

Bilali, protestoların yargı sisteminin de kapsayan mevcut iktidarın kurumlarına karşı kaybedilen güvenin bir sonucu olduğunu kaydetti. Devlet organlarının ve kurumlarının siyasi ve partileşmesinin güvenin kaybolmasında etkili olduğunu vurgulayan Bilali, "Bu dava sadece bardağı taşıran son damla oldu. İnsani, etnik ve her türlü ayrımcılık yüzünden kaybolan güveni gösteriyor. Bir Başbakan düşünün ki seçim kampanyası süresince mümkün olduğunca çok milletvekili çıkarıp başka milletlerin partilerinin tehditlerine boyun eğmemeye çağırıyor. Bunun dünyada başka bir örneği yok. Ülkenin bir numaralı insanı milliyetçilik çağrısı yaptığında yapıcı bir tutum bekleyemezsiniz" ifadelerini kullandı.

Makedonya'nın komşu ülkeleri bir dost görmek yerine düşman olarak görmesinin yanlış bir politika olduğunun altını çizen Bilali, Kosova ve Arnavutluk'taki devlet adamlarının bu olaylar yüzünden endişeli olduğunu dile getirdi.

Atılan "Büyük Arnavutluk" sloganları ve bölgedeki etkisi hakkındaki sorumuzu yanıtlayan Bilali, "Eğer Büyük Arnavutluk'u kuracak biri olursa o da Gruevski olacak. Nasıl ki Miloşeviç Kosova'yı devlet yaptıysa, Gruevski de Makedonya'da federal bir entite yapabilir. Çünkü kötü bir siyasetle karşı tepkilerin doğmaması olmaz. Sadece danışarak vatandaşları bir arada tutabilirsiniz. Tıpkı 2003-2006 yılları arasında olduğu gibi. Milliyetçilik erimeye başlamış, insanlar vatandaş olarak görülüyor ve kurumlar adalet dağıtıyordu. Hep insanları küçük düşürerek ve yargılayarak onların siiz sevmesini bekleyemezsiniz" diye konuştu.

Son olarak Cuma günü Arnavutluk ve Kosova'dan da gelmesiyle binlerce kişinin katılması beklenen protesto hakkında konuşan  Bilali, "Sanıyorum ki iktidar geç olsa da yanlışını kabul etme. Durumu değerlendirmeli ve devleti seviyorsa istifa etmeli. Olmazsa, maalesef ben çok kötümserim. Durum kısa veya uzun vadede kötüleşebilir. Hükümet bunun farkında mı bilmiyorum ama eğer farkında olsaydı iş buralara kadar gelmezdi" derken, en büyük hatanın güç kullanmak olacağını önemle söyleyerek sözlerini noktaladı.