Geçtiğimiz günlerde Makedonya Bilim ve Sanatlar Akademisi - MANU'nun düzenlemiş olduğu bir toplantıda 'Makedon Müslümanları' adı altında bir konu tartışılmıştı.

Bu toplantıda yapılan konuşmalarda önyargı ve asimilasyon neticesinde bu insanların kendini Türk olarak niteledikleri belirtilmişti. Ayrıca konuşmalarda Merkez Jupa'daki Türkçe eğitimin başlaması ve okul isminin Mustafa Kemal Atatürk olarak değiştirilmesini anayasa aykırı bir şekilde olduğu ileri sürüldü.

Bunun üzerine o dönemlerde TDP Genel Başkanlığı görevinde bulunan ve olayları yakından takip eden TMBH Genel Başkanı Erdoğan Saraç, MANU'nun bu toplantısın kınadı.

Gazetemize yaptığı açıklamalarda Saraç, "Makedonya Cumhuriyeti ciddi manada derin bir kriz içersindedir. Devlette böyle bir kriz hüküm sürerken, Makedonya Bilim ve Sanatlar Akademisi - MANU'nun böyle bir konuyu gündeme getirmesine hakikaten iyimser olarak bakmam mümkün değildir. MANU, en yüksek seviyede olan bir bilim akademisi olarak, ülkedeki sorunlara çözüm üretecek yerde böyle bir konuyla uğraşması, demek ki Makedonya'daki siyasi gündeminin değişmesine veya gerçek manada var olan sorunun unutulmasına, gölge düşürmesine yeğlenmiştir. Bu kabul edici bir durum olamaz." sözlerini ifade etti.

'Makedon Müslümanları' Diye Bir Kavram Yoktur

Sözlerinin devamında yaptıkları faaliyetlerde hiçbir baskı kullanmadıklarını savunan Saraç,  şunları söyledi: "Kaldı ki 'Makedon Müslümanları' diye bir kavram söz konusu olamaz,  yoktur. Şu anda TBMH olarak, daha önce de TDP'de yaptığımız faaliyetlerle hiç kimseye baskı yapmadan, hiç kimsenin benliğine baskı yapmadan, İnsanların kendilerinin hür iradeleriyle, hangi milli kültüre, hangi dine sahip olduklarını açıkça, rahatça beyan etmeleri konusunda her zaman gerekeni savunmuşuzdur."

"Milli mensubiyetini belirleme, insanların sübjektif meselesidir. Bu konuda kimse, hükümetler dahil kimseye baskı yapamaz. Bu yüzden insanlar kendi hür iradesiyle, Türk toplumuna ait olduklarını söylerseler, o zaman bütün toplum, bütün katmanlar bu gerçeği böyle kabul etmelidirler."

"Bojinovska Hemen İstifa Etmeli"

Toplantıda konuşan Dinler Arası İlişkiler Komisyonu Müdürü Valentina Bojinovska'yı sert dille eleştiren Erdoğan Saraç, "MANU'nun bu çalışmasını kınıyorum. Burada tartışılan topluluğun Müslüman olduklarına dair kimsenin en küçük bir şüphesi yoktur. Burada sorun milli mensubiyetle alakalıdır. O yüzden Dinler Arası İlişkiler Komisyonu Müdürü Bojinovska'nın bu tutumunu kınamaktayım. Derhal bu sorumluluğunu göz önünde bulundurarak istifa vermesi lazım. Çünkü Bojinovska, dinler arası ilişkilerin iyileşmesi ve diyaloglarının kurulması hususunda bir komisyonun müdürüdür. Dolayısıyla din söz konusu olmaz iken, burada yalnız milli mensubiyete vurgu yapması çok düşündürücüdür. Ve elbette ki hükümet politikalarının bir uzantısı olarak ortaya çıkmaktadır. Bojinovksa'nın sözlerine katılmadığımı, reddettiğimizi çok açık ve net bir sözle beyan etmekteyiz. Çünkü o Komisyon Müdürü olarak dinler konusunda bir sorun varsa onun aracı olması veya beyanatta bulunması söz konusu olur. Ama burada İslam dinine mensup olduklarından hiç bir şüphe olmayan bu insanların, kendi hür idareliyle hangi topluluğa ait olduklarını beyan etmelerini, kabul etmemeleri düşündürücüdür." şeklinde konuştu.

"O zaman Makedonya'da En Az 250 Bin Türk Var"

Erdoğan Saraç açıklamalarını ise şu şekilde sürdürdü: "MANU'nun bu toplantısında 'Makedon Müslümanları' olarak adlandırılan bu grubun yaklaşık 150 bin kişi olduklarını ifade edildi. Onların bu demecine olumlu olarak katılabilirim öyle ki; o zaman Makedonya'da en azından 250 Bin Türk var demektir. Belki de sayımlar bu yüzden ertelenmiştir, endişesi ortaya atılabilir."

"Hatırlanacağı üzere, biz Merkez Jupa, Plasnitsa, Koliçan gibi bölgelerde o 1992'den 1999'lara kadar verdiğimiz mücadelede hukuki zemini, insan hakları çerçevesini oturtmuştuk. Hiçbir şiddete başvurmadan demokrasinin çizdiği çerçevesi içerisinde bu haklara kavuştuk. Bunların şimdi bazı kimseler tarafından şüpheyle bakılması veya elinden alma gibi bir eylemlerde bulunması düşünülemez. Biz bu insanlarımızı, tabii onların hür iradeleriyle Türk kimliği içerisinde görmekteyiz ve büyük Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olarak görmekteyiz."

MANU'nun Gerçekleştirdiği Konferansta Neler Konuşuldu