TDP Lideri Dr. Beycan İlyas: TDP Makedonya’daki Türk siyasetinin gövdesidir
Türk Demokratik Partisi’nin (TDP) bu yıl kuruluşunun 31’inci yıldönümünü.
Genel Başkan Dr. Beycan İlyas, TDP’nin 31 yıllık siyaset serüveninde Makedonya Türklerini en iyi şekilde temsil etmeye çalışan, Türklerin haklarını savunan, hakça temsil konusunda mücadele eden bir parti olduğunu ifade etti.
TDP Lideri İlyas, gazetemize yaptığı açıklamalarda TDP’nin kuruluşundan bugüne kadar yaşanan tüm gelişmeleri ayrıntısıyla anlattı. TDP açısından önemli tarihlere değinen İlyas, ülke adına alınan önemli kararlada da söz sahibi olduklarını ifade etti.
’31 yıl, dile kolay’
Sözlerinin başında TDP’nin kuruluş sürecinden söz eden Dr. Beycan İlyas, “Bu yıl kuruluşumuzun 31’inci yıldönümü, dile kolay. Sözlerimin başında şunu ifade etmek istiyorum; Makedonya siyasetinde en eski partilerden biri olan Türk Demokratik Partisi, aynı zamanda Makedonya Türklerinin kurduğu ilk siyasi teşkilattır. Malumunuz ‘Türk Demokratik Birliği’ ismiyle kurulan bu teşkilat dönemin siyasetçileri tarafından 1990 yılında milletvekili seçimlerinde seçim sistemine göre o zamanki yapısıyla başarı yakalama şansı olmadığı için bir siyasi parti haline dönüştürülmesi ihtiyacı duyulmuş ve teşkilatımız 1992 yılında siyasi partiye dönüştürülmüştür. TDP, 31 yıl boyunca hem parti tüzüğü hem de parti programı kapsamında Makedonya Türklerinin tüm hak ve ihtiyaçlarını karşılamak için aktif bir rol oynamaktadır.” sözlerini sarf etti.
‘Kuruluş tarihlerinin bilinmesinde büyük yarar var’
Partinin kuruluşuyla ilgili tarihlere ve kurucuları arasındaki önemli isimlere de değinen İlyas, “Yaşananlar tarih açısından büyük bir önem taşımaktadır, bu nedenle bu tarihlerin bilinmesinde halkımız açısından büyük yarar var. Siyasi partiye dönüşme fikri 22 Şubat 1992 yılında Türk Demokratik Birliği’nin Kalkandelen’de düzenlenen meclis oturumunda büyük bir destek gördü. 2 ay sonra 19 Nisan 1992 tarihinde Kırçova’da düzenlenen Türk Demokratik Birliği merkez meclis oturumunda bu soruna ilişkin nihai kararın getirileceği Türk Demokratik Birliği’nin ikinci olağanüstü kurultayının düzenlenmesi kararı getirildi. Bu süre zarfında Türk Demokratik Birliği şubelerinin büyük bir bölümünde siyasi partiye dönüşmesi fikri destek görmüştür. İkinci olağanüstü kurultay 22 Haziran 1992 tarihinde Üsküp halklar tiyatrosunda düzenlendi. Bir gün süren kurultayda 208 delege ile yurtiçinden ve yurtdışından çok sayıda misafirler de bulundu. Türk Demokratik Birliği Genel Başkanı sayın Avni Engüllü, birliğin neden siyasi partiye dönüştürülmesi gerektiğiyle ilgili bir rapor sundu. Söz konusu toplantıda Türk Demokratik Birliği’nin Makedonya Türklerinin milli partisine dönüşmesinin gereği işaret edilmiştir. Ondan sonra oylamaya geçilmiş Türk Demokratik Partisinin ilk merkez meclisi seçilmiş. Orada çok çarpıcı isimler var, bu tarihimize gerçekten ışık veren bir süreç. Hepsinin isimlerini anamayacağım ama aralarında Yusuf Edip, Adnan Kahil, Mukbil Beyzat, Avni Engüllü, Seftep Fettah, Türabi Recep, Avni Abdullah, Yusuf Hamza, Enver Hamdi, Nuri Abdullah, Hacı Yakup Hayrullah, Süleyman Emin, Kemal Süleyman, Erdoğan Saraç, Fadil Hoca, Gayur Saraç, Hüsni Kemal Reşit, Nizamedin Reşit gibi isimler ilk meclisi oluşturdu. Tabii o toplantıda bazı fikir ayrılıkları da olmuş. Sonuç itibariyle ilk meclis toplantısında Erdoğan Saraç ile Adnan Kahil arasında yürütülen başkanlık yarışını 22 ‘evet’ oyuyla sayın Erdoğan Saraç kazanmış. Daha sonra partinin diğer organları da meclis tarafından seçilmiş.” diye konuştu.
‘Parti programımız Türk halkının haklarının korunması üzerine oluşturulmuştur’
Parti programındaki önemli noktalar hakkında bilgi veren TDP lideri, “Parti programımız tüm Türk halkının haklarının ve hukuklarının korunması üzerine oluşturulmuş bir programdır. Ülkenin stratejik anlamda önemli noktalarından olan AB ve NATO üyeliğinin desteklenmesi de programımızda yer almaktadır. Ana vatan Türkiye ile ilişkilere de ayrı bir önem verilmiştir. Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlık da programımızın bir parçasıdır. İlgilenenler partimizin programını web sayfamızda açıp inceleyebilirler.” ifadelerini kullandı.
‘Azınlık toplumuna ait bir partinin muhalefette bulunmasının pek bir faydası yoktur’
Parti olarak iktidarda bulunmalarının Türk halkı için büyük önem arz ettiğini vurgulayan Genel Başkan İlyas açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Türk Demokratik Partisi yıllarca bir siyasi mücadele verdi. Seçim modellerinin uygun olmaması itibariyle dönem dönem başarı gösterilememişti fakat belli bir süreçten sonra özelikle onursal başkanımız Kenan Hasip’in milletvekili seçilmesi ve ondan sonraki süreçte kendisinin partiye liderlik etmesinin ardından olumlu gelişmeler yaşanmıştı. Ayrıntılı analizlerin yapılmasıyla isabetli kararlar verildikten sonra partimiz, siyasi hayatının büyük bir bölümünü hükümette geçirmiş bir parti haline geldi. Bir konuya açıklık getirmek gerekiyor; illa hükümette mi yer almamız lazım? Tabii ki hayır. Normal bakış açısıyla öyle değildir. Bir siyasi parti muhalefetteyken de halkına yararlı olabilir. Ama Makedonya’daki dinamikleri ve özellikle siyasetteki hareketlenmeleri göz önünde bulundurursak, çoğunlukta olmayan bir milletin partisi mevcut seçim modeliyle muhalefetteyken halka pek yarar getirmeyeceğini ve siyasi konjonktüre pek bir yarar sağlamayacağını iyi bildiğimiz için genelde kazanan tarafla koalisyon kurma gayretindeydik. Bu mesele sadece kazanan tarafa güç vermekle ilgili değil, kurulan hükümetlerde yer almamızın ne kadar önemli olduğunu biz zaman içerisinde çoğu kez gördük. İstihdam, haklarımızın korunması, bize zararı dokunan yasalara engel olmak gibi bir çok açıdan hükümette yer almamız çok yararlı. Daha sonra Türkiye ile ilişkilerde Makedonya tarafından bir lokomotif parti olmak açısından hükümette bulunmamız kaçınılmazdır. Eski Türk büyükelçilerimizden birinin çok güzel bir söylemi vardı; ‘Azınlık toplumuna ait bir partinin muhalefette bulunmasının pek bir faydası yoktur’. Dolayısıyla böyle bir lüksümüz yok. Halkımızın sorunlarıyla ilgilenmemiz gerektiği için hükümet kanadında bulunmak, halka hizmet etmek açısından bir gerekliliktir. Bunun başka bir açıklaması olmaz.”
‘Yıllarca ciddi bir siyasi mücadele verildi’
“Yıllarca ciddi bir siyasi mücadele verildi. Malumunuz, bağımsızlık öncesindeki anayasalarda bulunan Türklerin bir çok hakkı alınmış durumdaydı. Bunların yeniden kazandırılması, varolanların korunması, hakların iyileştirilmesi konusunda hem mecliste hem de hükümette ciddi bir katkı sundu Türk Demokratik Partisi ve o dönemin siyasileri.”
“Onuncu kurultayını yapmış, beşinci genel başkanını seçmiş ki ben bu süreçte ikinci dönem genel başkanlık görevini yürütmekteyim. Her daim tüzüğe bağlı, özellikle kurultay sayısından da belli oluyor, tüzükteki kuralları çok ciddi bir şekilde dikkate almış bir siyasi yapılanma. En yüksek parti organları merkez meclisi ve yönetim kurulunu zamanında kuran, fonksiyonel olan, yıl içerisinde çok sayıda toplantının yapıldığı bir teşkilat. Bugün gençlik kolları ve kadın kolları kurultaylarıyla birlikte tam anlamıyla kendisini tamamlamış bir siyasi yapıya dönüşüldü.”
‘Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilere azami bir şekilde dikkat ettik’
Başta Türkiye olmak üzere çeşitli ülkelerdeki siyasi oluşumlarla ilişkiler kurduklarını da ifade eden İlyas “Makedonya’daki siyasi gelişmeler kapsamında Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilere azami bir şekilde dikkat ettik. Malumunuz Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sayın Cumhurbaşkanımız öncülüğünde iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin Balkanlara karşı ve Balkanlardaki Türklere karşı olan yakınlığı, desteği ve yardımı ciddi bir şekilde artmış oldu. Bununla birlikte biz Makedonya’da yaşayan Türklerin de saygınlığı toplumda artmış durumda. Biz bunun yararlarını hepimiz halk olarak gördük, siyasiler olarak da gördük. Yoğun ilişkiler, yoğun fikir ve tecrübe alışverişi bizlere partileşme sürecinde büyük katkısı oldu. Bu yoğun ilişkilerimiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin de iktidarın bir parçası olması itibariyle ivme kazandı. Biz bu ilişkileri sürdürmeye çalışıyoruz. Bu 31 yılda ana vatanımız dışında diğer ülkelerdeki soydaş ve akraba toplulukların partileriyle de ciddi ilişkiler kurduk. Bulgaristan’daki Türk siyasi yapılarla yakın ilişkilerimiz söz konusu, Batı Trakya’daki siyasilerle yakın işbirlikteyiz, Kosova’daki kardeşlerimizle bilakis kamuoyu da bunu çok iyi biliyor, Sırbistan Cumhuriyeti’nin Sancak bölgesindeki kardeşlerimizle aynı seviyede ilişkilerimiz mevcut, Karadağ, Bosna Hersek gibi ülkelerdeki siyasi yapılanmalarla iletişim halindeyiz. Önemli günlerde karşılıklıklı olarak birbirimizi ziyaret etmemiz bunun en önemli nişanelerinden birisidir. Bu kadarla da kalmadık. Yakın geçmişte Türk Dünyası’na da bir açılım söz konusu. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in partisi olan Yeni Azerbaycan Partisi ile de bir işbirliği memorandumu imzaladık, karşılıklı ziyaretlerimiz oldu. Çok yakın bir dönemde Özbekistan’a bir ziyaretimiz olacak. Oradaki kandaşlarımızla siyasi anlamda bir irtibat kuracağız.” dedi.
‘Makedonya Türkleri olarak Türk Devletleri Teşkilatı’ndan uzak kalmamız söz konusu bile olamaz’
Türk Dünyası’ndaki birliktilik yolunda atılan adımlara dikkat ettiklerini de söyleyen Dr. Beycan İlyas, “Malumunuz Türk Dünyası’nın son dönemlerde girdiği bu yeni canlanma süreci, yeni birliktelik süreci olan Türk Devletleri Teşkilatı’ndan biz Makedonya Türkleri olarak uzak kalmamız söz konusu bile olamaz. Bizim yerimiz oradadır. Kamuoyunun yeterli seviyede haberdar olmadığı bu konuya da açıklık getirmek istiyorum; Makedonya Türkleri olarak Türk Devletleri Teşkilat’ında bir yer edinmesi hususunda teşkilatın yöneticileriyle görüştük. Makedonya Anayasasında kurucu unsur olarak yer almamız hasebiyle önümüzdeki dönemde inşallah en az gözlemci ülke olarak Türk Devletleri Teşkilatı’nda yer alırsak çok büyük bir işe imza atmış oluruz. Bu sadece Makedonya Türklerini ilgilendiren bir mesele değil, ülkemiz Makedonya Cumhuriyeti’ni de ilgilendiren bir mesele. Bu konudaki çabalarımız yoğun bir şekilde devam edecektir. İnşallah en kısa zamanda bunun müjdesini de vermiş olacağız.” sözlerini kaydetti.
‘Balkanlar Türkiye’yi bir ağabey olarak görmeli’
TDP Genel Başkanı İlyas, Balkanlar’daki barışın tahsisi açısından Türkiye’nin güvence veren bir ülke olduğunu ifade ederek “Türkiye Cumhuriyeti’nin son 20 yılda bu büyüme, hızlanma, dünyada söz sahibi olma gayretine biz elimizden geldiği kadar destek verdik ve vermeye devam edeceğiz. Güçlü bir Türkiye, söz sahibi bir Türkiye hem Balkanlardaki barışın tahsisi anlamında -ki Kosova ile Sırbistan örneğinde de görüyoruz- güvenlik için ilk başvurulan ülkelerden birisi Türkiye oldu. Balkanlar Türkiye’yi bir ağabey olarak görmeli, bunun gerçekleşmesi için tüm çabalarımız devam edecek. Makedonya Cumhuriyeti’nde yaşayan tüm vatandaşlarının Türkiye’nin dostluğu konusunda hiçbir kuşkusu yok. Bunun bu şekilde devam etmesi için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Malumunuz Türkiye ile Makedonya Meclisler Arası Dostluk Grubunun eş başkanıyım, Türkiye’de yeni meclis kuruldu ve yeni dönemde de karşılıklı olarak işbirliğine devam edeceğiz. Bu fırsattan yararlanarak yeniden seçilen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a hem şahsım hem de teşkilatımız adına tebriklerimizi iletiyoruz. Yeni kabineye de hayırlı işler diliyoruz, Türkiye Yüzyılı’na yakışır işlere imza atılacağından hiç şüphemiz yok. Çok önemli bir işbirliği ayağı da meclislerdir. TBMM başkanlığına seçilen Sayın Numan Kurtulmuş’u, seçilen mevkidaşlarımı da tebrik ediyor hayırlı çalışmalar diliyorum.” sözlerini sarf etti.
‘AB temsilcileriyle de ilişkilerimizi sıcak tutmaya çalışıyoruz’
“Avrupa Birliği büyükelçileriyle, temsilcileriyle, milletvekilleriyle, siyasi partileriyle de dönem dönem ortak çalışmalarımız, karşılıklı ziyaretlerimiz oluyor.” ifadelerini kullanan İlyas devamında “Özellikle Avrupa Birliği yolunda yürüyen bir ülke olarak bu yoğun ilişkilerimizi sürdürmeye de kararlıyız. İlla ki bizim de Türklerin de söyleyeceği bir sözü olacak bu süreçte. Dolayısıyla bu ilişkileri sıcak tutmaya devam edeceğiz.” dedi.
‘Kamuda Türklerin sayısı 649 iken 2 bin 790’a yükseldi’
TDP’nin imza attığı öne çıkan faaliyetleri hakında da konuşan Beycan İlyas, “Türk Demokratik Partisi siyaset hayatında çok önemli şeylere imza atmıştır. Yapılanlar çok kısa noktalar halinde sizlere aktaracağım. Partimiz, nüfusu yüzde 20’nin altında olan milletlerin haklarının korunması konusundaki bir kurumun kurulması için ön ayak olmuştur. Hakça temsil ilkesinin saygılanmasında çok ciddi çalışmalarımız ve katkılarımız oldu. Bunun sadece Anayasal bir hak olması yetmiyor, bir siyasi irade, bir siyasi baskı da gerekiyor. Bu konuda da Makedonya Türklerine çok ciddi katkılarımız oldu. Konu gelmişken şu verileri de açıklamakta yarar var; bir başlangıç noktası olarak alırsak 2007 yılında kamu kurumlarında çalışan Türklerin sayısı 649 iken yani bu yüzde 1,1’e tekabül ediyor, 2020 yılında ise kamudaki Türklerin sayısı 2 bin 790’a yükseldi, bu da yüzde 2,1’e tekabül ediyor. Hakça temsil ilkesi uyarınca hala bu süreç tamamlanmış değildir. Bu konudaki çalışmalarımız devam edecektir. Sözü geçmişken buradan gençlerimize bir mesaj iletmek istiyorum; eğitimlerine çok önem vermeleri gerekiyor. Çünkü ileriki dönemde özellikle Avrupa Birliği tam üyeliğimizde ülkemize ve AB’ye sunabileceğimiz yetişmiş elemanlara ihtiyacımız olacak.” ifadelerini kullandı.
‘Resmi belgelerdeki Türkçe ibareler eşi benzeri bulunmayan bir uygulama’
“Kimlik kartlarında ve pasaportlarda Türkçe ibarelerin bulunması çok büyük kazanımlardır.” sözleriyle bu uygulamaya dikkat çeken İlyas “Yanılmıyorsam Makedonya Türklerinin şu anda sahip olduğu bu kazanım Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dışında eşi benzeri olmayan bir uygulamadır.” diye konuştu
‘Türkçe eğitimin her yere yayılması için çok ciddi mücadele verilmesi gerekiyor’
Makedonya’daki Türkçe eğitim konusuna da değinen TDP Genel Başkanı Dr. Beycan İlyas şunları kaydetti:
“Tarihi bir olay olması itibarıyla anmadan geçemeyeceğim, Merkez Jupa’da ana dilde eğitim hakkı kazanmak için açlık grevine gitmiş olan bir milletten bugün bir çok yerinde ilkokullarında, yetersiz olsa bile Türkçe eğitim veren liseleri hatta özel üniversiteye de sahipler. Bu da ciddi bir kazanımdır ama bununla yetinmemeliyiz. Türkçe eğitimin her yere yayılması için hem siyasilerin hem STK’ların hem eğitimcilerin çok ciddi bir katkı sunması, çok ciddi bir çalışma yapması ve çok ciddi bir mücadele vermesi lazım. El ele verip Türkçe eğitim veren okulların sayısını artırmalıyız, mevcutlarını da korumalıyız. Fakat sadece nicelik değil, nitelik de çok önemlidir. En büyük sıkıntılarımızdan biri kadro eksikliğimizdir. Bu kadro eksikliği için çok güzel bir plan yapılması gerekiyor. Biz siyasi parti olarak bu konuda üzerimize düşen bütün görevleri yapmaya hazırız. Hatta öğretmenlere ve STK’lara tam destek vermeye hazırız. Güzel bir strateji yaparak ileride bu eksikliği giderebiliriz. Bazı bölgelerde kadro eksikliği alarm vermeye başlamıştır. Türkçeyi yeterince bilmeyen eğitimcilerin Türklere ders vermesi ayrıca dikkat edilmesi gereken bir husus. Bu konuyla yakından ilgilendiğimizi ve ileride de ilgileneceğimiz konusunda halkımıza söz veriyoruz.”
‘Başbakan olmak üzere, eğitim bakanı ve hükümet yetkililerini uyarıyoruz’
Kitap sorunun devam ettiğini de dile getiren İlyas, “Kitaplar her zaman sıkıntıydı, sadece Türkleri ilgilendiren bir mesele değil. Son günlerde görüyoruz, kitap sorunu yine aynı şekilde devam ediyor. Bu konuda başta başbakan olmak üzere, eğitim bakanı ve hükümet yetkililerini uyarıyoruz. Gereken yasal düzenlemelerin yapılması konusunda da ön ayak olmaya hazırız. Bu kanayan yaranın sona ermesi lazım. Burada bir çağrıda da bulunmak istiyorum; Türkçe ders kitaplarımızın hazırlanmasında, tercüme süreçlerinde branş öğretmenlerin ve bu konuda yetkili olanların ellerini taşın altına koymaları lazım, onların yardımına da ihtiyaç duyacağız. Makedonya Türkleri olarak hep birlikte geleceğimizi daha sağlam bir şekilde inşa etmeliyiz.” dedi.
‘Yerel seçimlerde gösterdiğimiz başarı görmezden gelinemez’
Yerel seçimlerde parti olarak elde ettikleri başarıya vurgu yapan TDP lideri, rakiplerinin bu seçimlerde varlık gösteremediklerini ileri sürdü:
“Makedonya’da Türklerin yaşadığı dört bir tarafta teşkilatlarımız mevcuttur. Malumunuz yerel seçimlerde gösterdiğimiz başarı da görmezden gelinemez. Siyasi rakiplerimiz maalesef yerel seçimlerde hiçbir varlık göstermezken, Türk Demokratik Partisi Makedonya çapında bir çok belediyede tek başında listelerle 22 belediye meclis üyesi çıkardı ve ayrıca bir belediye başkanına da sahip oldu. Bununla birlikte belediye yöneten partiler arasında ilk 7 içerisinde yer almaktayız. Bu ciddi bir mesele. Türklerin çoğunlukla yaşadığı belediyelerde bir Türk belediye başkanının seçilmesi için siyasi mücadelemiz ve çalışmalarımız devam edecek.”
‘Bugüne kadar elde edilenler çok önemli kazanımlardır’
TDP’nin kuruluş döneminde ortaya koyulan amaçlar ve hedeflerin bugün ne kadarının hayata geçirildiği konusunda kendisine ilettiğimiz soruya TDP Genel Başkanı İlyas şöyle karşılık verdi:
“Öncelikle teşkilatımızın kuruluş döneminde mücadele vermiş tüm büyüklerimizi saygıyla anmak istiyorum. Çok ciddi bir dava anlayışıyla çok ciddi bir mücadeleye yola koyulmuşlar. Aramızda olmayan değerli büyüklerimizi de Rahmetle anmak istiyorum, mekanları cennet olsun. Bu mücadeleyi küçümsememek gerekiyor. Türk milletinin bir parçası olarak Balkanlarda yaşıyoruz, multietnik bir ülkede yaşıyoruz. Balkanların tarihi acılarla, baskılarla, savaşlarla dolu. Böye bir bölgede tüm diğer milletlerle hak kazanma mücadelesi veriyoruz. Bugüne kadar elde edilenler çok önemli kazanımlardır, bazen bardağın dolu tarafına bakmak gerekiyor. NATO üyeliği parti programımızın en önemli noktalarından birisi, NATO üyeliğimizle artık ana vatanımız Türkiye Cumhuriyeti ile bir teşkilat çatısı altındayız, hem ülke olarak hem de Makedonya Türkleri olarak. Resmi evraklarda Türkçenin kullanımı, eğitim kurumlarının sayısının arttırılması gibi kazanımlarla bugüne kadar elde edilenlerden gayet memnunuz fakat biliyorsunuz Türk milletinin hakları konusunda iştahı çok büyüktür, ufkumuz çok geniştir. Tarihte biz birlikte yaşadığımız halklara hak ve hukuk konusunda saygı gösterdik, o saygıyı da bekliyoruz. Herkes bizim gibi olmadığına göre bizim daha fazla mücadele etmemiz lazım. Siyasi parti olarak Avrupa Birliği sürecinde de devlete gerekli desteği verdik. Makedonya hem coğrafi konumu itibariyle hem de stratejik anlamda Avrupa Birliği’nin bir parçası olacaktır. Bizim de bu konuya ciddi bir katkımız olacaktır. Her koşul ve şartta olmaz tabii ki. Sıkıntıya girebileceğimiz bazı noktalar da önümüzde çıkacaktır elbette, bu konuda da çok dikkatliyiz, zamanı geldiğinde gereken adımları atacağız. Eksik olan taraflarımız da var. Örneğin bir Türk devlet üniversitesi, Türklerle ilgilenecek olan bir enstitü, daha çok kültürel destek gibi bazı konularda da elde etmemiz gerekenler var. Kuşkusuz şu ana kadar elde edilenlere daha fazla şey katmamız gerekiyor. Türkçe medyayı desteklememiz gerekiyor, en büyük eksiklerimizden birisi budur. Şu anda özel medya alanında ciddi bir şekilde bir tek sizin kuruluşunuz yer alıyor. Bir dönem haftalık çıkan gazetemiz vardı, bu dönemde maalesef yok, bir geriye gidiş söz konusu. Çok ciddi bir şekilde dikkat çekmemiz gerekiyor. Devlet televizyonu ve radyo Türkçe programlarını hem nicelik hem de nitelik bakımından geliştirmemiz şart. Her zaman faaliyetleriyle gurur duyduğumuz Türk Tiyatromuzun şartlarının iyileştirilmesi için ciddi bir mücadele vermemiz lazım. Memnunuz ama yapmamız gereken daha çok işimiz var.”
‘TDP’nin hedefi her zaman parlamenter bir parti olmaktır’
Parlamenter parti olmanın önemine de vurgu yapan TDP lideri şunları söyledi:
“Türk Demokratik Partisi her zaman şu hedefi koymuştur: parlamenter parti olmak. Yasaların getirilme sürecinde bizim de olmamız gerekiyor. Özellikle milletimizi ilgilendiren yasaların meclis sürecinde söz sahibi olmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz. Bazen partilerle yaptığımız seçim öncesi ittifak müzakerelerinde bize milletekili yerine bakanlıklar ve çeşitli mevkiler teklif ediliyor. Biz bu teklifleri reddediyoruz. Biz hep şuna inandık; Türk Demokratik Partisi, Türklerin hak ve hukukunu meclis içerisinde korumak zorundadır. Onun dışından herhangi bir teklife açık olmamız söz konusu bile değildir. Bu tutumumuzu aynı şekilde sürdüreceğiz. Sayım yasasınını herkes biliyor. Sayım yasası meclise ilk sunulduğunda inanılmaz çok kötüydü. İlk versiyonunda hakça temsil ilkesi göz önünde bile bulundurulmamış. Yaptığımız müdahaleler sonucunda, hükümetin yasa teklifini geri çekmesini ve yeni taslak hazırlanmasını sağladık. Yeni yasa teklifinin de iyi olmadığını gördük. Sayım sürecinin nasıl geçtiğini çok iyi biliyoruz. Sayım sonrasındaki mücadelemizi de biliyoruz.”
‘İktidardan çıkmamıza sebep olsa bile eşcinsellerle ilgili yasalara karşı çıkacağız’
Avrupa Birliği’nin buradaki insanların değerlerine saygı göstermesi gerektiğini savunan İlyas “Önümüzdeki dönemlerde Türkleri bu ülkede bekleyen zorluklar nelerdir? Bakın, bu ülke, Türklerin sayısıyla bile uğraşmışken emin olun ki başka şeylerle de uğraşacak. Dolayısıyla bir direnç gösterilmediği sürece çok daha vahim sonuçlar da karşımıza çıkabilir. Parlamentoda bizim milli ve manevi değerlerimize aykırı bazı yasaların yavaş yavaş boy gösterdiğini de görüyoruz. Özellikle eşcinsellerle ilgili olan yasaların bu meclisten geçmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Bakın altını çiziyorum, iktidardan bile olmamıza neden olacaksa biz bu teşebbüslere karşı dik duracağız. Şu ana kadar engelledik, engellemeye de devam edeceğiz. Kabul edilebilir bir mesele değil. Sadece Türkler açısından değil Makedonya’da yaşayan tüm toplumlar bu ve bu gibi olumsuz yasalara, düşüncelere, fikirlere, açılımlara karşı olan bir toplumdur. Burada bir çağrıda da bulunmak zorunda kalıyorum; Avrupa Birliği eğer ki farklılıkların değer verildiği bir ülkeler birlikteliği ise bizi de bu şekilde kabul etmek zorundalar. Biz buyuz. Ne biz onların değişmelerini bekleyebiliriz ne de onlar bizim değişmemizi bekleyemez. Bu toplum bu değerlerle zengindir, bu düşüncelerle değerlidir. Bizi bu şekilde kabul etmek zorundalar, biz bir günde değişecek değiliz.” diye konuştu.
‘Anayasa değişikliği sürecinde bizi rahatsız eden iki teklife karşı çıktık’
Son dönemde gündemi meşgul eden Anayasa değişikliği süreci hakkında da konuşan İlyas, Ermenileri de Anayasaya dahil etme teşebbüslerine engel olduklarını kaydetti.
Dr. Beycan İlyas konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“AB ile müzakerelerimize engel olan Bulgaristan meselesi kapsamında bir Anayasa değişikliği yapılması gerekiyor. Anayasa’nın giriş kısmında kurucu milletlerin yer aldığı maddede diğer milletlerin de eklenmesi söz konusu. Süreci yöneten komisyonun üyesiydim. Parti olarak özellikle o komisyona benim katılmam gerektiği kanısına vardık. O süreçte bizi rahatsız eden iki teklife karşı çıktık. Birincisi; Ermenilerin Anayasaya dahil edilmesi söz konusu bile olamaz. Son sayımlara göre ülkemizde yanılmıyorsam 66 Ermeni yaşıyor. Malum Türk dünyasının ve ana vatanımızın Ermenistan ile yaşadığı münasebetler, Ermeniler tarafından Türklere yapılan soykırımlar, yapılan ciddi saldırılar, Azerbaycan’daki kardeşlerimize yapılan zulümler, Yukarı Karabağ’ın yıllarca işgal altında tutulması göz önünde bulundurulduğunda bizim Ermenileri Anayasaya dahil etmemizde bir yarar göremedik. Kandaşlarımıza, kardeşlerimize bu zulmü yapanlar bu konuyu daha irdelemeleri lazım. Biz burada olduğumuz sürece bu konu kapanmıştır. Öte yandan bu süreçte Türkçe konuşmayan Türk soydaşlarımız öne çıkarılarak, Türkler arasında bölünmeyi tetikleyecek bir girişim de oldu. Nitekim bunu tanımadığımız bu sayım sonuçları da gösterdi. Birilerinin onların Türk olmadıklarını farklı bir millet oldukları yönündeki iddialarını yasal hale dönüştürmelerine engel olduk. Bölücülüğe izin vermeyeceğiz, toplumumuzu kesinlikle kimse bölemeyecek. Bu bölme teşebbüslerinde bulunanların niyetlerini çok iyi biliyoruz. O bölgelerde yaşayan soydaşlarımız rahat olsunlar, yıllardır bu teşebbüsler yapılıyor fakat biz karşısında duruyoruz, bu girişimleri engellemeye devam edeceğiz. Türklerin arasındaki güçlü bağların koparılmasına izin vermeyeceğiz. Biz diğer milletleri seven, sayan bir medeniyetin torunlarıyız. Diğer milletleri millet yapan bir medeniyetin varisleriyiz. Dolayısıyla bizim farklı düşünmemiz söz konusu olamaz. Fakat perde arkasında yapılması istenilenleri çok iyi biliyoruz ve bu nedenle bu teşebbüslere karşı çıkacağız. Geri adım atmayacağız. Bir grup vatandaşın bu talebini partimizin merkez meclis toplantısında da gündeme aldık ve bu girişimlere karşı çıkacağımız yönünde karar getirdik. Makedonya’da yaşayan Türkler, Türk’tür, geçmişte de Türk’tü, gelecekte de Türk kalacaktır, bunu herkesin bilmesi gerekiyor. Son dönemlerde konuyla ilgili şahsıma, mevkime yoğun bir saldırı söz konusu oldu. Ama bizim bir korkumuz yok, haklı olduğumuzu bildiğimiz için taviz vermeyeceğiz.”
‘Mevcut seçim modeliyle haklarımız çiğneniyor’
Ülkede uygulanan seçim modelinin demokrasi açısından değiştirilmesi gerektiğini savunan genel başkan “Yasama organında bulunmamız çok önemli. Meclisteki mevcudiyetimizin sürmesi gerekiyor. Temsiliyetimizin arttırılması konusunda yaptığımız seçim modelini değiştirme girişimlerimiz maalesef destek görmeyecek. Bunu açık ve net görüyoruz. Israrlarımız devam edecek, ikna etme çalışmalarımız devam edecek. Belki bunları kabul etmeyen siyasi partilere karşı ileride bir şekilde mesafe koymamız gerekecek çünkü demokratik düşünmüyorlar, demokratik hareket etmiyorlar. Tek seçim bölgesi modeli kanaatimizce demokrasiye uygun ve ideal bir modeldir. Mevcut seçim modeliyle haklarımız çiğneniyor. Bir Türk partisi olarak daha fazla milletvekili çıkarmamız açısından seçim modelinin tek seçim biriminden oluşmasını her zaman savunuyoruz. Hatta biz bu konuyu gündeme getiren belki de ilk partiyiz. Maalesef diğer milletlerin siyasi partileri kendi çıkarlarını savunmak adına bizim hakkımızı da çiğniyor. Bu konuda samimi olmayan açıklamalar görüyoruz, bunlara izin vermemeliyiz, halkımıza da bu konuda bizlere destek vermesi çağrısında bulunuyoruz. Eğer seçim modeli değiştirilip temsiliyetimiz artarsa bizim de siyasette daha fazla sözümüz geçecektir. Ama bunu başarmak için gereken en önemli şey birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır. Makedonya Türkleri arasında her kademede birlik ve beraberliğin sağlanması gerekiyor yoksa bu gidişatla maalesef ileride çok ciddi sıkıntılar yaşacağız. Açık konuşmakta yarar var, benim siyasetteki en önemli hareket noktam; benim yaşadıklarımı evlatlarımın yaşamasını istemediğim için siyasette varım. Çocuklarımızın daha iyi bir gelecekte, daha iyi şartlarda bu ülkede yaşamaları için mücadelemize vargücümüzle devam etmemiz gerekiyor.” sözlerini sarf etti.
‘Hükümette halkımıza hizmet edebileceğimiz kurumları seçiyoruz’
Hükümetteki görevleri halkın yararına göre seçtiklerini ifade eden İlyas, “İktidarda olduğumuz için bir çok kurumda partili arkadaşımız var. İttifak ortakları arasında seçim öncesi müzakerelerinde görev dağılımları belirleniyor. Biz de halkımızın işine en çok yarayabilecek, halkımıza en çok yardımcı olabileceğimiz kurumları seçiyoruz. Yani böyle uç kurumlar, makro ekonomik politikaları yöneten, dış politikayı yöneten kurumları seçmedik. Biz sosyal güvenceyle ilgili kurumları seçiyoruz, eğitimle ilgili kurumları seçiyoruz, sağlık kurumlarını seçiyoruz, buradaki tek amacımız halkımıza en iyi şekilde hizmet etmek. Bugüne kadar kurumların başında bulunan partili arkadaşlarımızın çok ciddi çalışmaları var. İnşallah bu düşüncelerle devam edeceğiz.” diye konuştu.
‘TDP Makedonya’daki Türk siyasetinin gövdesidir’
Sözlerinin sonunda TDP’yi diğer partilerden ayıran özelliklerden de söz eden TDP Lideri Dr. Beycan İlyas, “Makedonya’daki Türk siyasetini bir ağaç olarak düşünürsek, Makedonya Türk siyasetinin gövdesi Türk Demokratik Partisi’dir. Diğer Türk partilerinden bizi ayıran en önemli özellik kuşkusuz halkımızın bize verdiği destektir. Tüzüğe bağlı kalınması noktasında da partimiz öne çıkıyor. Oyunu kurallarına göre oynuyoruz. 10 kurultay, 5 genel başkan, Türklerin yaşadığı bir çok bölgede teşkilatlar, gençlik kolları, kadın kolları, hem yurtiçinde hem yurtdışında çok sayıda partilerle ilişkiler gibi bir çok açıdan TDP diğer partilerden ayrılıyor. Biz kurumsal bir yapıyız. Şeffaflık da önemli bir özelliğimizdir, tüzük gereğince parti organlarımızın aldığı bütün kamuoyuyla paylaşıyoruz, halkımızı bilgilendiriyoruz. Halkımızdan düşünce almadan, halkımızın fikirlerini almadan, halktan izin almadan kararla imza atmıyoruz. Mali raporlarımızı ve bütün çalışma raporlarımızı web sayfamızdan halkımıza sunuyoruz. Verilen desteğin karşılığını veriyoruz. Fakat Makedonya Türklerinin potansiyeli bu kadarla sınırlı değildir. Makedonya Türkleri diğer milletlerin partilerine destek vermekle kendi haklarını savunamayacaklarını bilmeleri gerekiyor. Bir çok örnek var önümüzde, başta seçim yasası olmak üzere. Yerel yönetimler yeniden şekillenirken, öyle bir çizim yapıldı ki sanki Makedonya Türklerinin herhangi bir belediyede çoğunluk olmamalarına dikkat edildi. Bunu da unutmamalıyız. Geçmişte diğer yapılarla irtibatlarımız olmuştur, birliktelik kurma girişimleri olmuştur. Biz bize düşen ağabeylik görevimizi yerine getirmişizdir. Birleşmeye her zaman açık olmuşuzdur. Ama maalesef gereken cevabı da alamadık. İlla ki bir birleşme veya birlikte hareket etme ihtiyacı da vardır. Özellikle son dönemlerde yaşanan bu ekonomik göç, Makedonya’daki Türk seçmen kitlesinin azalmasına neden olabilir. İnşallah bir çözüm bulup bu olumsuz gelişmeler yaşanmaz. Daha önce de bir çok kez bu çağrıyı yaptım; hem fikirde, hem harekette bir olmamız lazım.” sözleriyle açıklamalarını tamamladı.
- Bu haber 22-06-2023 tarihinde yayınlanmıştır.