Bir Ramzan daveti: Ramazanlar, ezanlar ve mekanlar…
Ertuğrul KARAKUŞ
Gençler, geliniz… Siz, Balkan gençleri… Geliniz… Bu Ramazan ayında bir kutlu geziye çıkınız… Ramazan’ın bereketiyle, ezanın sesiyle hissediniz mekânı… Struga’nın, Prizren’in, Debre’nin, Ohri’nin, Resne’nin, İpek’in, Kalkandelen’in, Kırçova’nın, Gostivar’ın, Priştine’nin, Kumanova’nın, Pirlepe’nin, Vuçıtırın’ın, Manastır’ın, Üsküp’ün, İştip’in, Usturumca’nın, Mamuşa’nın, Radoviş’in, Yakova’nın, Preşova’nın asırlık sokaklarının, mahallelerinin tarihini çekiniz içinize… Ramazan’ın bereketiyle, ezanın sesiyle hissediniz mekânı…
Ramazanlar… Kutlu zamanlar… Zamana kutsiyet veren anlar…
Ezanlar… Kutlu nidâlar… Anlara kutsiyet eken sedâlar…
Mekânlar… Ramazan ve ezan ile kutsiyet kazanan mekânlar…
Vaktiyle “her taşına Türklüğün ve Müslümanlığın sindiği bir şehir” olarak tanımlanan “Üsküp”ün yetiştirdiği Yahya Kemal, ezan ve mekânı birleştirirdi… Üsküp’ü hafızasına ezan sesleriyle nakşetmiş ve “Ezân- Muhammedî” şiirini “annesi Nakıye Hanım’ın Üsküp’teki kabrine” hediye etmişti…
Üsküp’ün “hâfıza mekânı” olan İsa Bey Camisi’nin bahçesindeki Nakıye Hanım’ın kabrine… Fatihâlar yağdırın o kabre… O kabirde medfun olan 29 yaşındaki Nakıye’ye…
Gençler, geliniz…
Ramazan bereketiyle geziniz Üsküp’ü…
Ramazan bereketiyle seziniz Üsküp’ü…
Yahya Kemal, ezan sesleriyle hafızasına nakşettiği Üsküp’ü, yıllarca İstanbul sokaklarında aramıştı… “Sade bir semtini sevmenin bile bir ömre değdiği” İstanbul sokaklarında… Hele şâirin Üsküp’ü her özlediğinde gittiği ve “Öyle sinmiş bu vatan semtine milliyetimiz” diye vasıflandırdığı Kocamustafapaşa… Hele Üsküdar… Hele Atik Valide…
“İftardan önce gittim Atik-Valde semtine,
Kaç def'a geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,
Sessizdiler. Fakat Ramazan mâneviyyeti
Bir tatlı intizâra çevirmiş sükûneti” diyor Yahya Kemal… Ve hâlâ o “Ramazan mâneviyyeti”ni hissedebildiği için şükrediyor… Hangi “Ramazan mâneviyyeti”ni?... Üsküp’te çocukluğunda yudum yudum içtiği “Ramazan mâneviyyeti”ni…
Gençler, geliniz… Bu Ramazan ayında, Yahya Kemal’in anlattığı ruh ile geziniz;
-Aziz İstanbul’u,
-İstanbul’u aziz bilen Üsküp’ü…
-İstanbul’u aziz bilen ve aziz bildiren Prizren’i…
Evet Prizren’i…
Şar dağlarının eteklerinde bir güzel günde… O güzel günün bir kutlu ikindi vaktinde… Prizren kalesinde… Maraş Mahallesi karşısındaki sırtlara çıkan davulcuların, Fatih’in mirası olan hazineler şehri “Pür-zerrîn”e bereketin geldiğini, yani Ramazan ayının geldiğini haber verdiklerine şahit olmuştum…
Çağıldayan suları, yakışıklı taş köprüleri, bilge çınarlarıyla ne kadar güzel idi Maraş Mahallesi… Ramazan bereketiyle…
İşte o anda, Namazgâh’tan Prizren kalesine doğru, “i’lâ-yı kelimetullâh”ı tüm şehre “âhenkli bir bereket fırtınası” gibi yayan ezan sesini hissettim… Bir gün sonra başlayacak olan Ramazan’ın bereketini müjdeliyorlardı…
“Şairler şehri” Prizren’de, bir Ramazan arifesinde… Siz de hissediniz…
Kafkaslarda, Salavat dağının güney eteklerinde aşk ile kurulmuş “Şairlerin ilhamı” olan bir başka şehre geçtim hayalimde… Türkçeyi “hikmet” ile mezcedip şiire çeviren şâir Bahtiyar Vahapzade’nin “Müslümanlığın çocukluk rüyası”nı gördüğü Şeki… Bir zamanlar, Han Sarayı’nın müzeyyen ve zarif süslemelerini annenin yavrusunu okşadığı gibi okşayan ezanların yayıldığı Şeki…
“Dinimiz bir, dilimiz bir
Ayımız bir, yılımız bir
Aşkımız bir, yolumuz bir
Azerbaycan-Türkiye”
Şeki’de, doğduğunda kulağına okunan Ezan-ı Muhammedî’yi bir daha 40 yıl hiç duymayan, 40 yıl sonra Türkiye’de bir Ramazan ayının seher vaktinde o mübarek sesi duyan Bahtiyar Vahapzade… 40 yıl sonra… Ramazan bereketiyle… O anda dilinden dökülen “Allahüekber” nidâsı, saatlerce gözyaşlarına karışmıştı… Gençler, geliniz… Siz de hissediniz… Bahtiyar Vahapzade gibi… Ezanı, Ramazan’ı ve mekânı…
Davetimizi tekrarlıyoruz:
Gençler, geliniz… Siz, Balkan gençleri… Geliniz… Bu Ramazan ayında bir kutlu geziye çıkınız… Ramazan’ın bereketiyle, ezanın sesiyle hissediniz mekânı… Struga’nın, Prizren’in, Debre’nin, Ohri’nin, Resne’nin, İpek’in, Kalkandelen’in, Kırçova’nın, Gostivar’ın, Priştine’nin, Kumanova’nın, Pirlepe’nin, Vuçıtırın’ın, Manastır’ın, Üsküp’ün, İştip’in, Usturumca’nın, Mamuşa’nın, Radoviş’in, Yakova’nın, Preşova’nın asırlık sokaklarının, mahallelerinin tarihini çekiniz içinize…
Ramazan’ın bereketiyle, ezanın sesiyle hissediniz mekânı…
Yahya Kemal gibi… Bahtiyar Vahapzade gibi…
- Bu haber 18-03-2024 tarihinde yayınlanmıştır.