Kimisi yetenek işi diyor, kimisi ise çalışmakla kendini geliştirebilirsin diyor resim sanatında. Çalışarak, öğrenilmeyecek şey yoktur bu dünyada, fakat resim alanında bir yeteneğin de olması yadsınamaz bir gerçek. Doğuştan gelen bir yeteneğin gözler önüne serilmesi için çalışmanın da büyük payı var. Bu gibi soruların cevabını, bu alanda ustalaşan ve günden güne yeni eserler ortaya çıkaran ressamlardan öğrenmek en iyisi.

Tahminleriniz doğrultusunda bu hafta genç ve yetenekli bir ressamla güzel ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Genç sanatçımız Ebru Selman, resim alanında kaydettiği başarılarını bizlerle paylaştı.

Ebru Selman, 1993 yılında Ohri’de doğdu. İlköğrenimini Ohri “Kardeşlik-Birlik” ilköğretim okulunda, liseyi de Az. “Kliment Ohridski” lisesinde Makedonca tamamladı. Üniversite için eğitimine Kalkandelen Devlet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde Arnavutça devam etti. Şimdi de başarıyla devam ettirdiği üniversite eğitimini savunacağı diploma teziyle tamamlayacak.

Ebru Selman, sanatçı bir aileden geliyor ve bu sanatçı ruhuna sahip olmasını ailesine borçlu olduğunu gururla anlatıyor: “Öğretmen ailesinden geliyorum. Dedem Avni Selman ve babaannem Didar Selman, Yugoslavya zamanında 50 yıl öğretmenlik yapmışlar. Dedem aynı zamanda sanata çok düşkün birisiymiş. Oymacılıkla uzun zaman uğraşmış. Babam inşaat mühendisi ve Ohri Belediyesi’nde müdür olarak görevini sürdürüyor. Annem de öğretmen. İki kız kardeşim var. Birisi İstanbul’da Mimar Sinan Üniversitesi Müzik Bölümü öğrencisi ve keman çalıyor. O da sanata düşkün. Bir aile geleneğini biz de devam ettiriyoruz. Kız kardeşim aslında babamın yolundan gitti çünkü babam da uzun yıllardan beri keman çalıyor. Ablam ise Üsküp’te Mimarlık okuyor. Ailemizde sanata karşı büyük bir sevda var. Annem de çok güzel resim çiziyor. Ondan, dedemden aldığım ilhamla ben de resim sanatına yöneldim” dedi.

“Kaybolan Sokaklar”da kendi değerlerimizi yansıtacağım

Üniversite eğitimine değinen Ebru, “Kalkandelen’de hayat benim için gerçekten çok zordu çünkü zihniyet farklılığı vardı, dil çok zordu ama yeni bir dil kazandım.

Bitirme tezimin konusu “Kaybolan Sokaklar”. Bu konuyu neden seçtiğimi soracak olursanız eğer, şöyle izah edebilirim. Ohri merkezinde yaşıyorum ve küçüklüğümden en çok aklımda kalan evimiz ve evimizin etrafında bir sürü evin olmasıydı. Şimdi tüm evlerin yerinde kocaman binalar var. Bundan da eski değerlerimizin, yani kaybolan sokaklarımızın hasretliğiyle yanarken, bu konuyu seçmemin uygun olacağına karar verdim. Soyut (abstract) stiliyle resimlerimi çiziyorum ve bu stille kendimi gösterebildiğimi düşünüyorum. Hocamın da desteği çok büyük bu konuda. Bu alanda beni eğitti ve bu yolda ilerlememin daha iyi olduğunu söyledi. Ben resimlerimde çizdiğim binaları severek yapıyorum ve bunu insanlara anlatmaya çalışıyorum. Çizimlerimde daha farklı, daha canlı renkler kullanıyorum” sözlerini ifade etti.

Resim alanında birçok yarışmaya katıldım

Resim çizmenin bir yetenek işi mi, yoksa sonradan öğrenilen bir şeyin olup olmadığını sorduk. Ebru: “Resim çizmenin çok güzel bir duygu olduğunu söyleyebilirim öncelikle. Bütün hocalarım şunu der; yüzde bir yetenek, yüzde doksan dokuz iş lazım. Evet, yetenek sahibi olmanız gerekiyor ama çok iş de var. Çalışmakla da bu alanda insan kendini yetiştirebilir” diyerek, akabinde birçok resim yarışmasına katıldığını şöyle anlattı: “Priştine, Tirana, Kalkandelen, Üsküp gibi yerlerde birçok yarışmaya da katıldım. Bir yıl da iki arkadaşımla birlikte Ohri’de bir sergi açtık. Kız kardeşim de keman çalarak sergiye ayrı bir hava kattı. O da benim için bir ilkti. Katıldığım birçok yarışmada güzel dereceler elde edip, birçok sertifika da aldım.” dedi.

 
Başarılarımın meyvesini almaya başladım

Kaydettiği başarılarının meyvesini alan Ebru Selman, çizdiği birçok resmini hem Makedonya’dan hem de yurt dışından satın alanların olduğunu söyledi. Şimdi ise Hollandalı bir sanatsevere Osmanlı-İslam Motifleriyle bir resim hazırladığını ifade etti. Balkanlar’da İslam motiflerinin kaybolmaması ve İslam motifleri eserlerinin unutulmaması adına bu önemli çalışmayı yüksek lisans tezinde de hazırlamayı düşündüğünü belirtti.

Sohbetimizin ilerleyen dakikalarında Ebru, gençlere de resime başlamışsalar eğer, bunun devamını korkmadan getirsinler, diyor ve ekliyor: “Birçoğu bu alanda iş, kazanç yok diyebilir fakat hayatın ne getireceğini bilemeyiz. Atatürk’ün de güzel bir sözü var bu konuda; ‘Bir sanat yoksa eğer o devlette kültür yoktur’. Sanat bir kültürdür aslında ve sanat her yerde olmalı diye düşünüyorum” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

Biz de yetenekli ve başarılı genç arkadaşımız Ebru Selman’a bu güzel sohbeti için teşekkür eder, sanatında başarılarının devamını dileriz.