Müftü Recepi: Madem camilere gidemiyoruz o halde evlerimizi mescitlere çevirelim
Ramazan ayı münasebetiyle başlattığımız müftülerle Ramazan özel söyleşi serimize devam ediyoruz. Bu söyleşimizde Doğu Makedonya bölge Müftüsü ve aynı zamanda İştip İsa Bey Medresesi Müdürü Nasir Recepi’nin açıklamalarını okuyucularımızla paylaşıyoruz.
- Müftülük olarak Kovid 19 salgınının devam ettiği bu süreçte Ramazan ayında çalışmamalarınızı nasıl sürdürüyorsunuz?
“Bir tarafta müftülüğümüzün sınırları geniş olması sebebiyle, diğer tarafta bu bölgede yaşayan Müslümanların hem maddi hem de dini olarak diğer bölgelerden daha zayıf olmaları sebebiyle müftülük olarak yapılabilecek ve yapılması gereken şeyler çok olduğunu farkında olduğumuz için bu konuda var gücümüzle ekip olarak çalışıyoruz. Kimi ihtiyaç olduğu yerlerde cami yapmak için kaynak bulmak, kimi yerlerde cami onarımı veya kuran kursları yapımı, kim yerlerde hukuken olarak çözülmeden kalmış fakat önemli olan konularla ilgilenmeye çalışıyoruz. Bütün bu çalışmalar bir tarafta devam ederken bu dönem dünyanın her tarafını saran koronavirüs sebebiyle oluşan yeni şartlarda cemaatimizin ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyoruz. Malumunuz, insanlar korona virüs sebebiyle olağanüstü bir dönem yaşıyorlar, bu süreç ekonomik ve sosyal hayatın yanı sıra dini hayatı de etkilemekte. Bundan dolayı Kuzey Makedonya İslam Dini Birliği olarak, cemaatimizin sıhhat ve afiyetini korumak için, virüsün yayılmasına sebep olamamak için ülkemizin bütün camileri kapatmış durumundayız. Camilerimizde din görevlilerimiz ezanlarını okurken, cemaatin ihtiyaçlarını görüyorlar. Ramazan ayı boyunca ise bunların yanında öğle namazlarına müteakip gerek internet üzerinden gerekse camilerin hoparlör veya teknik imkanları dahilinde cemaate ulaşmak için mukabele okuyacaklar. Yatsı namazlarından önce yine internet imkanları kullanarak hocalarımız cemaate vaazı-nasihatte bulunacaklar. Bu oluşan şartlarda da din görevlilerimiz aynı zamanda halkımızın bütün ihtiyaçlarına da cevap vermek için her zaman hazırlar ve müftülük olarak bizimle koordinasyon içindedirler. Tabi sosyal mesafenin korunması gereği din görevlilerimizin de çalışmalarını olumsuz etkilemektedir. Fakat Allaha şükür, din görevlilerimiz bu durumlarda da cemaatin gerek dini hayatını idame ettirmeleri için nasıl hareket etmeleri, gerek onların sıhhat ve afiyetlerini korumaları için nelere uymaları konusunda yardımcı olmaya çalışıyorlar.”
- Salgın nedeniyle özellikle Ramazan ayında camilere gidemeyen Müslümanlara ne gibi tavsiyelerde bulunuyorsunuz?
“Camilere gidememek tabi Müslümanlar için tahammül etmek zor bir durum fakat onlar evde kalarak ailelerin yanında namaz ibadetlerini, oruçlarını, Kuranı Kerim okumalarını de devam etmeleri gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bunları nasıl yapacakları konusunda öğretmek için de görevli arkadaşlarımız var gücüyle çalışıyorlar. Özellikle, Teravih namazının de cemaatle veya tek başına evlerde kılınabileceğini dile getirerek, Teravih namazı bağlamında kardeşlerimize mademki camilere gidemiyoruz, o halde camileri evlerimize getirelim, şeklinde bir çağrı yapıyoruz. Bu şekilde kardeşlerimize Allah’ın Kuranı Kerimde Yunus suresinde, ‘Evlerinizi mescit haline getirin’ çağrısını hatırlatmış oluruz. Evlerde çocuklarla namazı birlikte kılmalarını, Peygamber Efendimizin, Sahabei Kiram’ın hayatlarından parçalar anlatan, ibadet, ahlak ve benzeri kuralları ihtiva eden ilmihal kitapları okumalarını tavsiyelerde de bulunuruz.”
- Geleneksel olarak her Ramazan ayında gerçekleştirdiğiniz faaliyetleri bu yıl da salgın şartlarında devam edebiliyor musunuz?
“Müftülük olarak, cemaatimizle iftiralarda buluşma geleneğimiz çok önemli bir faaliyet teşkil ediyordu. Geçen yıllarda her iftar müftülük olarak iftar yemeklerini hazırlayıp bir cemaati ziyaret ederdik ve onlarla beraber iftar yemeğinde buluşurduk. Fakat maalesef bu Ramazanda oluşan şartlar sebebiyle bu geleneğimizi devam ettiremeyiz.
Bunun yanında ihtiyaç sahiplerine Ramazan kumanyaları ulaştırmak için çalışıyoruz. Şimdiye kadar Hüdai Vakfı’ndan, TİKA’dan ve İslam Dini Birliği’nden aldığımız kumanyaları ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz, umarız bu konuda görüştüğümüz bir kaç yerden daha yardım gelir ve yine muhtaç olanlara ulaştırırız.
Zekât ve fitre sadakalarına gelince, her yıl olduğu gibi din görevlileri ve cami mütevellileri yardımlarıyla Medreselerde okuyan öğrenciler için toplayacağımızı inanıyoruz. Tabi oluşan maddi sıkıntıların bizi olumsuz etkileyebileceğini de biliyoruz. Fakat biz cemaatimize güveniyoruz onlar bu eğitim kurumlarının önemini bildikleri için gereken duyarlılığını göstereceklerini inanıyoruz.
- Nasir Recepi kimdir?
“Ben Nasir Recepi, 1974 doğumluyum. İlkokulu bitirdikten sonra, 1990 yılında İHL İsa Bey Medresesine kayıt oldum, dört yıllık lise eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’de/Konya’da Selçuk Üniversitesi İlahiyat fakültesine kayıt oldum ve 2000 yılında fakülte eğitimini bitirdim. Aynı yıl aynı üniversitede Dinler Tarihi Anabilim dalında yüksek lisansa başladım ve 2003 yılında tamamladım. Bu esnada İstanbul’da Balkanlardan gelen öğrencilere yönelik Türkçe ve üniversiteye hazırlık (ilahiyat okuyacak öğrencilere) kursları ve tercümanlık yaptım.
Yüksek lisansı bitirdikten sonra Makedonya’ya döndüm ve 16 Haziran 2006 yıllında İştip şehrinde yeni açılan İHL İsa Bey Medresesi – İştip şubesine müdür ve Kelam hocası olarak atandım. Müdürlük görevim Ekim 2020 yılına kadar devam etti. Bu yıllar zarfında okulumuzun faaliyet gösterdiği bölgeyi iyi bilen bir olarak, sadece okulumuzun çalışmalarıyla yetinmemeye çalıştım. Bir tarafta öğrencilerimizin daha iyi bir eğitim alabilmeleri için imkan oluşturmaya çalışırken diğer taraftan bölgede yaşayan Müslüman ahalinin farklı ihtiyaçlarına da çözümler üretmeye, çaba içinde olamaya gayret ediyordum. Allaha şükür, bu konudaki çalışmaları gerek ekibimizin özverili çalışmaları, gerek Türkiye’den gelen yardım ve destekleriyle gerçekleştirebiliyorduk. Bölgede yaşayan Müslümanların maddi olarak her hangi bir destek olmadığı için bizim çalışmalarımız Türkiye’den özellikle TİKA ve ayrıca hem medresenin hem de İştip müftülüğünün bütün maddi ihtiyaçlarını karşılayan Hüdai vakıfının katkılarıyla oluyordu. Medrese olarak sadece bizde okuyan talebelerin ihtiyaçlarını karşılamakla yetinmedik, İştip’e üniversite eğitimi için Türkiye’den ve Makedonya’nın farklı yerlerinden gelen çok sayıda öğrenciye hem okulumuzun mutfağından (ücretsiz) istifade etme hem barınma hem de başka ihtiyaçlarıyla da ilgilendik, dolayısıyla okulumuz Müslüman gençlerin uğradığı, kaynaştığı, buluştuğu bir mekan haline geldi. Okulumuz mezunlar vermeye başlayınca mezun olan öğrencilerin geleceği için de alternatifler üretmeye başladık. Üniversite eğitimini devam ettirmek isteyenlere kayıt için yardımcı olmak, barınma ve burs gibi ihtiyaçları konusunda yardımcı olmaya çalıştık. Tabi eğitimlerini devam ettirmeyenlere de iş bulmaları konusunda da yardımcı olduk.
Bu sayede okulumuzun çalışmaları sadece Doğu Makedonya bölgesiyle sınırlı kalmayarak ülkenin her tarafında meyveler vermeye başladı.
27 Aralık 2018 yıllında, eski müftünün emekliliğe ayrılması sebebiyle, Doğu Makedonya bölgesi müftüsü atandığım için medresedeki çalışmaların yanında müftülüğün ihtiyaçlarına da cevap vermek için çalışmaya başladım.”
H.M.
- Bu haber 28-04-2020 tarihinde yayınlanmıştır.