MUSTAFA KEMÂL ATATÜRK
Dr. Öğr. Üyesi Zeki GÜREL
Beni tanımayanınızın olacağını zannetmiyorum. Ben, 1881’de Selanik’te dünyaya geldim. Annemin adı Zübeyde, babamın adı ise Ali Rıza’dır. Kendimle ilgili olarak bugüne kadar size pek anlatılmayan bazı hususları anlatmamı ister misiniz?
Şunu kesin olarak bilmenizi isterim; ben, Balkanların Osmanlı Devleti tarafından fethinden sonra Makedonya’ya yerleştirilen Yörük Türklerindenim. Baba tarafım Aydın Söke’den gelerek Manastır Vilayeti’nin Debre sancağına bağlı Kocacık köyüne yerleşmişler. Baba tarafıma Kocacık Yörükleri (Türkmenleri) denirdi. Anne tarafım da Anadolu’dan gelerek Balkanlar’a yerleştirilen Türkmenlere dayanmaktadır. Babam, ben doğduğum sıralarda Selanik yakınlarında Olympos dağı eteklerinde bulunan Katerin kazasına bağlı Çayağzı’nda gümrük muhafaza memurluğu yapıyordu, evimiz ise Selanik’te idi. Balkanların Türk-İslam yurdu olarak vatanlaştırılmasına katkı sunan evlad-ı fatihandan bir aileye mensup olmak benim hayatımdaki en önemli şeylerden biridir.
1893 yılında babam öldüğünde henüz ilköğrenimim devam ediyordu. Bir ara kız kardeşimle birlikte dayımın çiftliğinde kaldığımızı, burada kargaları kovaladığımızı hatırlatmak istiyorum. Çünkü o günlerde Rum eşkıyalarının azdığını, Balkanlarda Müslüman ve Türklerin zor günler yaşadığını, zulmün ve yokluğun kol gezdiğini bilmenizi istiyorum. Osmanlı atalarımızın getirdiği huzur ve güven ortamının yerinde yeller esiyordu artık.
Selanik’te doğduğum ev, hali hazırda müze olarak kullanılıyor. Bu evin bir benzerini Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği içerisinde inşa ederek ziyarete açılmış olmasına çok sevindim. Keşke diyorum baba tarafımdan dede köyüm olan Kocacık’ta da bir ev yapılabilse! Ben bunları düşünürken bir de ne görelim: Türkiye Cumhuriyeti buraya Osmanlı mimarisinin bütün özellik ve güzelliklerini taşıyan iki ev yaptırmasın mı? Bu evlerin açılışının 20 Mayıs 2014 tarihinde yapıldığını bilmeyeniniz var mı? Bu satırların yazarı Zeki Gürel de Makedonya’daki Kocacık köyünü birkaç kere ziyaret etti; o da şahittir ki bu köy hâlâ Müslüman bir Türk köyüdür. Gidip görseniz, sizi nasıl candan karşılayacak kardeşleriniz yaşıyor orada.
Yüzbaşı Mustafa Bey, benim Selanik Askeri Rüştiyesi’nde matematik öğretmenimdi. Bendeki yeteneği sezdi ve adlarımız karışmasın diye kendi adıyla aynı olan isminin yanına bir de “Kemal” adını verdi. Ben bu adı çok sevdim ve ölene kadar da kullandım. Bunu anlatmamdaki maksadım öğretmenlik mesleğinin kutsallığını vurgulamak içindir. Sizin de öğretmenlerinizi çok ama çok sevmenizi istiyorum, onların sözlerinden dışarı çıkmayın. Çünkü yeni nesli yetiştirecek olanlar ancak öğretmenlerdir.
Cumhuriyet Türkiye’sinin yöneticileri anlamlı bir iş yapmışlar; benim millet mektepleri başöğretmenliği yaptığım günün anısına 24 Kasım’ı öğretmenler günü ilan etmişler. Beni ve atalarınızı seviyorsanız öğretmenlerinizi sadece 24 Kasımlarda değil her zaman hatırlamalısınız.
Milletimin çocuklarını çok sevmiştim. Onlara Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının yıldönümlerinde kutlanmasını istediğim Milli Egemenlik bayramını hediye ettim. Her sene 23 Nisan’da kutladığınız bayramın nasıl bir mücadele sonucunda çıktığını araştırıp öğrenmek her Türk çocuğunun boynunun borcudur diye düşünüyorum… Ve sizin vatansever insanlar olarak yetiştirildiğinize inanıyorum. Dinimiz de “Vatan sevgisi imandandır!” demiyor mu?
“Bizim dinimiz akla uygun ve en tabii bir dindir ve ancak bundan dolayı son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uyar. Türk milleti daha dindar olmalıdır. Yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam öyle inanıyorum.” (Şubat 1924) Geleceğimizin kurucuları sevgili çocuklar, sizden dinimizi ve dilimizi doğru öğrenmenizi ve onlara ne pahasına olursa olsun sahip çıkmanızı istiyorum. Bunun için söz veriyor musunuz?
“Üçgen”, “kare”, “dikdörtgen”… gibi adlandırmaları geometri derslerine benim getirdiğimi, geometri kitabı yazdığımı biliyor muydunuz? Eski dilde bu kavramların adları neydi; bir araştırın bakalım. Benimle ilgili pek çok kitap, şiir yazıldı. Size bunlardan bazılarını ezberletiyorlar. Sizden istediğim beni doğru tanımanızdır. Benim hayatım ve mücadelem, kitaplarım ve okuduğum kitaplar ortada. Onlara müracaat ediniz. Benim üzerimden siyaset yapmaya çalışanlar sizi aldatmasınlar. Yazdığım bir şiiri size okuyayım mı:
“Gafil, hangi üç asır, hangi on asır?
Balkanlar taa ezelden Türk diyarıdır,
Bilinen tarihler söylememiş bunu.
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak
Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin…
Asya’nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa’nın Alplerinde Oğuz torunları
Doğu’dan çıkan biz, Batı’da yine biz varız
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.
Hep insanlar kendilerini bilseler,
Bilinir o zaman ki, hep biriz”
“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Sanatı ve edebiyatı çok sevdim ve daima bu işle uğraşanlara destek oldum. Eski fotoğraflara bir bakın, ne zaman bir masanın etrafında toplanmışsak, yanımdakilerin ekseriyeti kültür ve sanat adamlarıdır. İsterim ki, bundan sonra da devlet adamları bu manada beni takip etsinler.
“Türk Tarih Kurumu”nu, “Türk Dil Kurumu”nu kuran ben, diyorum ki, “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde güç bulacaktır.” Sevgili çocuklar, sizi her Türk büyüğü gibi ben de çok seviyorum… Ve sizden ecdadınızı tanımanızı, ecdadı tanıtan kitapları okumanızı, filmleri seyretmenizi istiyorum… Tabii ki, büyüklerinizden de sizlere ecdadınızı tanıtacak çizgi filmler, kitaplar… En önemlisi de bilgisayar oyunları yapmalarını istiyorum…
“Hayatta en hakikî mürşit ilimdir” diyen ve adaleti mülkün temeli olarak kabul eden, hâkimiyetin kayıtsız şartsız milletin olması gerektiğine inanan, İstiklâl Harbi’nde başkomutan, Türkiye Cumhuriyeti ilk cumhurbaşkanı olan beni tanıdınız herhalde… Farkında mısınız, her 10 Kasım’da yeniden doğuyorum… Sizleri seviyorum, size inanıyorum ve size güveniyorum… Ne mutlu Türküm diyene!.. Bahçe Çocuk Dergisi 27. sayısından alıntı
- Bu haber 10-11-2021 tarihinde yayınlanmıştır.