Satı Kumartaşlıoğlu: “Makedonya’daki Türk Kültürünü Yakından Tanımak İstedim”
“Bu yıl Yunus Emre Enstitüsü aracılığıyla Makedonya’ya görevli olarak geldim. İştip Gotse Delçev Üniversitesi, Filoloji Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okutmanlık yapıyorum. Türkiye’de ise Balıkesir Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak çalışıyorum. Asıl memleketim Afyonkarahisar. 1981 doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Afyonkarahisar’da tamamladıktan sonra 1998 yılında Balıkesir Üniversitesi, Necatibey Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği’ni kazandım. Lisans eğitimimi 2003 yılında bölüm birinciliği ile tamamladım. Mezun olduktan sonra KPSS sınavı sonucuyla üniversite yıllarını geçirdiğim Balıkesir’in İvrindi ilçesine Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak atandım. Burada üç yıl çalıştım. Bir dönem de Balıkesir/Merkez Adnan Menderes Lisesi’nde öğretmenlik yaptıktan sonra 2007 yılında Balıkesir Üniversitesi’ne araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladım. 2003 yılında başladığım yüksek lisansımı 2006 yılında “Balıkesir Masallarında Motif ve Tip Araştırması” başlıklı tezle bitirdim. Aynı yıl başladığım doktora eğitimimi 2012 yılında “Türk Kültüründe Ateş ve Ocak Kültü” başlıklı tezle tamamladım” diyerek kendini tanıtmış oldu. Ardından, Makedonya’ya gelişini anlattı.
İmkânlarım elverdiğince bilimsel anlamda burada incelemeler yapmak istiyorum
Satı Kumartaşlıoğlu: “Aynı üniversitede çalıştığım bir meslektaşım geçen yıl Makedonya’ya Yunus Emre Enstitüsü aracılığıyla görevlendirilmişti. Daha önceki yıllarda da bazı hocalarımız aynı şekilde farklı ülkelerde çalışmışlardı. Ben de yurtdışı tecrübesi edinmek için Yunus Emre Enstitüsü’ne başvurdum. Ancak başvurumda öncelikle Makedonya’yı tercih ettim. Çünkü Balkan coğrafyası ve kültürü zaten ilgimi çekmekteydi. Eğer görevli olarak gelmeseydim bir tur şirketi aracılığıyla buraları mutlaka gezip görmeyi planlıyordum. Bu yeterli olmayacaktı elbette. Uzmanlık alanım Türk halk bilimi/Türk halk edebiyatı olduğu için Makedonya’daki Türk kültürünü tanımak ve imkânlarım elverdiğince bilimsel anlamda incelemeler yapmak adına burada görevlendirilmek istedim. İsteğim de gerçekleşti. Eylül ayından beri Makedonya’da bulunuyorum” dedi.
Hem iş yerimden hem de Makedonya’dan memnunum
Satı Hanım’a, iş yerinden veya Makedonya’dan memnun musunuz diye sorarken: “Hem işyerimden hem de Makedonya’dan memnunum. Şimdiye kadar herhangi bir sıkıntım olmadı. Görevli olduğum İştip Gotse Delçev Üniversitesi’nde bölüm başkanı Prof. Dr. Mahmut Çelik ve Prof. Dr. Maria Leontiç hem misafirperverlikleriyle hem de yardımseverlikleriyle ellerinden geleni yapmaktalar. Görevli olduğum bölümde Türkiye’den gelen öğrencilerle birlikte daha çok Doğu Makedonya’dan Türkler ve Makedonlar var. Yani anadili Türkçe olan öğrencilerle ana dili Türkçe olmayan öğrenciler aynı sınıfta eğitim görüyorlar. Bu durum sınıflardaki seviyeyi farklılaştırıyor. Bu bir sıkıntıdır. Ancak Makedonya’nın şu anki eğitim şartlarında bu durum çözülecek gibi durmuyor” cevabını verirken, Makedonya’nın kendisinin ilk yurtdışı görevi olduğunu da sözlerine ilave etti.
Makedonya ve iş yerinden memnun olduğunu öğrendiğimiz Satı Hanım’a burada temelli kalmayı düşündüğünü merak ettik. Kendisi de cevaben şu yanıtı verdi:
“Düşünmedim. Çünkü benim şartlarımda bu mümkün değil. Ancak geçici görevle Makedonya’da bir ya da birkaç yıl kalabilirim. Bu da Yunus Emre Enstitüsü’nün oluruyla ve şu an asıl kadromun bulunduğu Balıkesir Üniversitesi’nin izniyle olabilir. Her ne kadar bu coğrafyayı ve buradaki insanları sevsem, burada kendimi yabancı olarak hissetmesem de netice olarak burası bir gurbet, sıla ise Türkiye’dir. Fakat burada görevli olmaktan da mutlu olduğumu belirtmek isterim” sözlerini dile getirdi.
Türkiye’deki eğitimle buradaki eğitim çok farklı
Genellikle Türkiye’deki eğitimle buradaki eğitim arasında büyük farkın olduğunu söyleyen birçok Türkiyeli okutmanın söylediklerine katılan Kumartaşlıoğlu, konuyla ilgili şunları ifade etti: “Türkiye’deki eğitimle buradaki eğitim çok farklı. Türkiye’de öğrenciler bir sınava tabi tutularak, bu sınavdan aldıkları puanlara ve tercihlerine göre yüksek öğrenime başlıyorlar. Fakat Makedonya’da böyle bir sınav sistemi yok. Türkiye’de her ne kadar sınav olsa da artık her ilde üniversite olduğu ve kontenjanlar çok arttırıldığı için çoğu genç üniversite eğitimi alıyor. Türkoloji bölümlerindeki eğitimlere gelince, Türkiye’de bu bölümlerde okuyan öğrencilerin anadili Türkçe olduğu için, dil öğretme sıkıntısı yaşanmamaktadır. Fakat buradaki Türkoloji bölümlerinde biraz önce bahsettiğim gibi, Türkçe bilme anlamında seviyesi birbirinden çok farklı öğrenciler aynı sınıfta aynı eğitime tabi tutulmaktadır. Bu da eğitimin niteliği açısından bir sıkıntıdır” dedi.
Konuşmamızın sonunda Satı Kumartaşlıoğlu: “Teşekkür ediyorum. Makedonya’da olmaktan ve Türk kültürünün zengin mirası ile burada iç içe yaşamaktan mutluyum. İnşallah görev sürem dolduktan sonra tekrar başka vesilelerle buraya gelmek nasip olur” diyerek sözlerine son verdi.
- Bu haber 22-04-2015 tarihinde yayınlanmıştır.